My light || Minsung

.

Minho: Hadi arkadaşlar daha sıkı çalışalım şuanki planın çok gerisinde kaldık.

Soobin: Patron?

Minho dönüp Soobin'e keskin sorgular bakışlarıyla bakmıştı.

Minho: Evet dinliyorum.

Soobin: Herkes dünden bu yana uykusuz bu yüzden biraz dinlenmeleri gerek.

Minho: Bende uykusuzum Soobin hemde günlerce gözüme tek damla uyku dahi girmiyor ilaçlarla ayaktayım şuan ama halimden şikayet ediyor muyum, o yüzden herkes elini yüzünü yıkayıp işinin başına dönsün eğer planın üç hafta önüne geçersek o zaman iki gün boyunca herkese dinlenmesi için izin vereceğim, anlaşıldı mı?

Herkes bir anda gözlerini büyültmüştü çünkü üç hafta öne gitmeleri için dakika bile kaybetmemeleri gerekiyordu ve bu çok fazlaydı. Minho tekrardan sesinde duygu belirtisi dahi  olmadan gür bir şekilde seslendi.

Minho: Anlaşıldı mı dedim?

Herkes bir anda hep bir ağızdan' Evet'.

Minho: Tamam o halde sıkı çalışalım, soobin odamda halletmem gereken işler var bir sıkıntı olursa yanıma gel.

Soobin belli belirsiz oflayarak 

Soobin: Evet efendim.

Minho güzel diyerek arkasını dönüp gitti. Minho gider gitmez Soobin Chan'e dönüp,

Soobin: Bu patron neden bu kadar acımasız, herkes perişan halde ama adam görmezden geliyor.

Ajansın diğer sahibi olan Chan kendisini diğer çalışanlardan biri sanan Soobin'e dönüp

Chan: Patronun herşeyi en ince ayrıntısına kadar düşünen ve şuan görünenin aksine o kadar sevecen ve merhametli bir adamki bunu dediğine pişman bile olabilirsin.

Soobin Chan'e dönüp,

Soobin: O benim patronum oldu kadar seninde patronun ayrıca ben bunları bilmezken sen nereden biliyorsun bunu?

Chan bıyık altı gülümseyip Soobin'e baktı.

Chan: Acaba ajansın diğer sahibini hiç görmüş müydünüz görmüş olsanız böyle konuşmazdın sanırım?

Soobin: Yoksa s-

Chan: Aynen öyle ajansın diğer sahibi benim, adım Chan Soobin. 

Chan odasında kağıtlarla meşgul olan Minho yu gösterdi gözleriyle.

Chan: O adam inanılmaz harika biri ve benim üniversite yıllarımdan en yakın arkadaşım, sadece bu denle soğuk olmasının ardında biri var.

Soobin: Peki kim o efendim?

Chan: Sadece Chan desen yeterli diğerlerinin benden haberi olmasın yeter ayrıca o kısım sadece Minhoyu ilgilendirir onun hakkında kötü konuşulmasını istemem anlarsın Soobin değil mi?

Chan Soobinin omzunu biraz sıkarak konuşmuştu. Soobin anında

Soobin: Evet anladım efendim, ben işimin başına geri döneyim izninizle.

Chan: İzin senindir evlat.

Soobin hızlıca yanından adımlayarak uzaklaştı Chanin. Chan hızlıca arkadaşının odasına girdi. Minho kapıya bakmadan ilgilediği kağıtlara bakarak,

Minho: Bir sorun mu var Soobin?

Chan gülerek

Chan: Evet aslında var Minho bey.

Minho anında başını kağıtlardan kaldırarak gülümseyerek arkadaşına baktı.

Minho: Dönmüşsün nasıl geçti toplantı?

Chan: Her zamanki gibi geçti işte ama birini gördüm orda.

Minhonun yüzündeki gülümseme anında yok olmuş ve yerini ifadesiz bir yüze bırakmıştı.

Minho: Neden ordaymış?

Chan: Oda bizim gibi aynı sektörde vede bizden daha başarılı yol almış.

Minho: Kimin daha başarılı olacağını göreceğiz bitiricem onu, o şirketinide.

Chan: Minho seni anlıyorum ama gerçekten onu bitirmek istediğine emin misin, daha çok canın yanmayacak mı bu şekilde, onu üzgün yıkılmış görmeyi istiyor musun gerçekten?

Minho: Yıllar önce bana yaptığının aynısını yapmak istiyorum sadece beni anlasın bir kere istiyorum. Benim çektiğim onca zorluk ve acıyı oda çeksin istiyorum.

Chan: Bunu gerçekten isteyerek mi yapacaksın yoksa sırf hırsından dolayı mı önce buna karar vermelisin Minho, çünkü benim tanıdığım Minho asla bunu yapıcak bir insan değil.

Minho: Senin tanıdığın o eski Minho, onunla birlikte yok olup gitti.

Chan: Hayır o hala burada ve gayette iyi görüyorum.

Minho önündeki kağıtlara tekrar döndü.

Minho: Başka bir şey yoksa devam edeceğim geri.

Chan: Öğlen yemeğe çıkacağız unutma.

Minho: aç değilim ilgilenmem gereken işler var.

Chan: Geliyorsun dediysem geliyorsun bitti yüzüne bak be aynada salak herif çöküyorsun resmen bu kadar paralama kendini yemek yiyeceğiz dediysem yiyeceğiz bitti senin ajansın olduğu kadar benimde ajansım bura bunu unutma.

Chan hızlıca odadan çıkıp kendi odasına gitti, minho kağıtları masanın önüne fırlatıp koltuğuna geri yaslandı ve düşünceleriyle şuan savaşıyordu.