kendinle tanışmak

5 0 0
                                    

Kaçıyorum. Arkamda kocaman bir sis bulutu var. Ben kaçtıkça büyüyor, içinden sayısız insanın el uzattığını görüyorum. Bana dokunmaya çalışıyorlar, çığlık çığlığa daha çok koşuyorum. Yolun sonunda bir ev görüyorum. Kapısının sonuna kadar açık, koşup içeri giriyorum. Kapıyı kapattığım an peşimdeki tüm haykırışlar kesiliyor. Elimi kalbime götürüp rahat bir nefes veriyorum. Saniyelik sessizliğin ardından arkamda bir gürültü kopuyor.Döndüğüm an bana yaklaşan alevler içinde bir kadın görüyorum. Kaçmama fırsat kalmadan kadın elimi tutuyor ve acıyı tüm hücrelerimle hissediyorum.

Uykusundan aralıksız çalınan zil sayesinde uyandı. Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki bir an nefes alamadığını hissetti. Gördüğü rüyanın anlamı ne hiçbir fikri yoktu ama onu fazlasıyla huzursuz etmeye yetmişti. Sersemlemiş bir halde gidip kapıyı açtı. Karşısında nefes nefese kalmış yabancı bir adam görmeyi beklemiyordu. Adam ellerini dizlerine koyup bir süre soluklandı. 'Yardımın lazım, acele et.'
Kesik kesik aldığı nefeslerin arasından ne dediğini tam olarak anlayamadı. Derince bir nefes aldı adam.Ellerini dizlerinden çekip gözlerine baktı.
'John..' dedi.
"John ölmüş."
Ne bu adamı ne de o John denen herifi tanıyordu.
"Üzgünüm beyefendi galiba yanlış geldiniz"
Tam kapıyı kapatacağı sırada adam ayağını araya koydu.
"Sen.." dedi.
"Sen Jocelyn'in kızı değil misin?"
Başını salladı.
"Bana boş gözlerle baktığına göre sana hiçbir şey anlatmamış. Sana her şeyi anlatacağım ama şuan buna vaktimiz yok. Önce John'u kim öldürmüş bulmamız lazım.Sonrasında neyi merak ediyorsan anlatacağım.Emin ol eğer annen ölmemiş olsaydı bize yardım etmek için elinden gelen her şeyi yapardı."

Elini uzattı.

"Bu arada ben Nick."

Eline sadece baktı, sıkmayacağını anlayınca ceketinin cebine soktu.

"Ölen kişi için üzüldüm ama sen kimsin bilmiyorum. Doğrusu siz kimsiniz bilmiyorum. Sizi tanımıyorum ve tanımak gibi bir isteğim de yok. Lütfen gidin ve beni bir daha rahatsız etmeyin."

İkinci kez kapıyı kapatmaya çalıştığında adam tüm gücüyle kapıyı itti. O şiddetle kapı omzuna çarptı ve yere savruldu. Döndü,merdivenlere doğru seslendi. Ayak sesleri duydu, ardından iki adam gelip kollarından tutarak kaldırdı. O an tüm siniriyle Nick denen herife saldırmaya çalıştı. Ama o kadar sıkı tutuyorlardı ki savurduğu tekmeler havayla tokalaştı. Saniyeler içinde oturduğu binadan çıkarıp bir arabaya bindirdiler. Tüm hayal gücünü kullanarak kurduğu küfürler bir işe yaramıyordu da. Nick yanına oturduğu anda araba yol almaya başladı.

"Bunu yapmak zorunda olduğum için özür dilerim. Başka yolum yok."

Nick'in çaresiz yüzüne baktı. Bir an üzülecek gibi oldu ama tanımadığı bir arabada, hayatında hiç görmediği iki adamın ortasında oturuyordu şuan. Tüm hırsıyla kafasını konuşan Nick'in burnuna geçirdi. Acı dolu bir inleme geldi kulağına. Suratına sahte bir gülücük yerleştirdi.

"Özür dilerim. Bunu yapmak zorunda değildim."

Nick elini kanayan burnuna götürüp acıyla kıvrandı. Tam yeni bir küfür edeceği sırada yanında oturan diğer adam yüzüne bir şey sıktı ve ne olduğunu anlamadan tüm ışıklar söndü.

Yine o kadın. Bu sefer alevler içinde değil. Bir gölün kıyısında, yanında küçük bir kız çocuğu var. Kızın sarı, beline kadar uzanan saçlarını örüyor. İkiside çok mutlu görünüyor. Birbirlerine sarılıyorlar, öpüyorlar. Arkadan koşarak bir adam geliyor, yüzünde kocaman bir gülümseme var. Elindeki kitabı kadına gösterip büyük bir coşkuyla bağırıyor. 'Buldum'

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 10, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DOKUNMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin