pity' 13

814 110 101
                                    

Seungmin ve Karina tanınmaması için Hyunjin'e, Seungmin'in dolabından farklı kıyafetler seçerken, Hyunjin onları gülümseyerek izliyordu.

Aklına Minho'yu Karina'dan kıskandığı gelince kendinden utanıyor ve olduğu yerde küçülüyordu.

Nihayet hazır hissettiğinde maskesini taktı, onu yolcu eden ikiliye teşekkür ederek el salladı.

Minho dikkat çekmemek için arabadan inmemişti. Hyunjin'de direkt fark ettiği arabaya hızla ilerledi.

Arabaya binen sevgilisinin kızarmış gözlerine baktı. Fazla oyalanmadan Hyunjin' e fikrini sordu; "başka otele gidelim mi daha güvenli olur."

Hyunjin başıyla reddetti. "Anılarımıza gidelim."

Minho duyduğu cümleyle gülümsedi. Orayı evi gibi hissettiğini hatırladı. Hyunjin içinde değerli olması mutlu etti.

"Gidelim güzelim."

Otoparka gelen görevli Hyunjin'i alıp Minho'dan önce yangın merdiveninden odaya çıkardı.

Minho yemek servisi için sevebileceği her şeyden söyledi. Yanına gitmek için olabildiğince hızlı davranıyordu.

Hyunjin yatağın kenarına oturmuş karşısında olan aynadan ağlamaktan şişen gözlerini inceliyordu.

Açılan kapıyla yerinden sıçardı. Kapının kapanmasıyla, Minho ne olduğunu anlamadan hızla sarıldı.

Ellerini beline sarması, boyunun uzun olmasına rağmen küçülmesine sebep olmuştu. Minho da üstten sardığı bedenle olduğu yerde minikçe sallanıyordu.

Hyunjin onu saran bedenin verdiği huzurla acıyan gözlerini yumdu.

Sallanarak yatağın yanına getirdiği sevgilisinin, bundan gözünü açınca haber olmuştu. Belinden tutarak yatağın kenarına oturttu. Kendisi de hemen yanına oturup, yüz yüze gelmelerini sağladı.

Ellerinin arasına aldığı yanakları sevdi. Birbirine değen dizleri, Minho'nun yaklaşmasıyla dolanmış oldu.

Burnunun ucuyla Hyunjin'in burnunu gıdıkladı. "Beraber yemek yiyelim." Hyunjin itiraz edercesine kafasını salladığında, bu sefer gıdıklayan o oldu. "İştahım yok." Minho zorlamadan saçını okşayarak konuştu; "benimde yok o zaman"

Hyunjin kaşlarını kaldırarak cevap verdi; "hayır var." Kısılan gözleriyle yanıtladı; "ne var?" Hyunjin gülüşünün arasında fısıldadı; "iştahım var."

Kendisi yemiyor diye onun da yememesine üzülürdü, Minho da tam olarak bu şekilde yemek yemesini sağlayacaktı.

Siparişleri gelince büyük orta sehpayı yatağa doğru çektiler. Hyunjin ne kadar yerse, Minho o kadar yemekte kararlıydı.

Bunu fark eden Hyunjin ağzına aldığı koca lokmayı dibine girdiği adama gösterdikten sonra, aynı lokmayı kendi elleriyle ona yediriyordu.

Pek fazla konuştukları söylenemezdi, ama gözlerinin birbirine değmediği an neredeyse yoktu. Minho nasıl teselli vereceğini kestiremediğinden susmayı tercih etti. Gece boyunca gözünü kırpmadan, tüm ilgisini ona verecekti.

Minho parmak uçlarıyla başını okşayan Hyunjin'i görünce, ellerini tutup aşşağıya indirdi; "çok ağladığın için ağrıyor değil mi?" Hyunjin başını sallayarak onu onaylarken, Minho uzanmaya çalışsa da zorlandığından düzgün masaj yapamadığını fark etti.

Yatak başlığına sırtını dayaması için yönlendirdiği sevgilisi, itiraz etmeden dediğini yaptı. Bacaklarını uzatmasına yardımcı olurken, Hyunjin'in hiç beklemediği bir an da, kucağına oturması gözlerinin açılmasına sebep oldu.

Dizlerini kırıp yüzüne yakın bir mesafede önüne oturduğunda, Hyunjin kalbinin hızına hayret etti.

Derinden zoraki yutkundu. Minho sanki her zaman kucağına oturuyormuş gibi tepki vermedi. Direkt asıl amacı olan işe koyuldu. Göz temasından kaçarak, parmak uçlarıyla saç bitimi ve kaşı arasındaki sinirleri okşadı.

Başına yaptığı sert masajla üzerinde inip kalkarken, Hyunjin'in nefes alışı dahi zorlanıyordu. Yüzüne bakmayan Minho, kucağına oturduğu bedenden yüksekte olmasıyla, rahatça masaj yapmaya devam ediyordu.

"Minho?" Gözlerini ona seslenen adama değdirdi. "Efendim sevgilim."

"Ne yapıyorsun?" Oldukça profesyonel bir gülümseme sergiledi. "Masaj yapıyorum."

Hyunjin derin bir nefes vererek ellerini beline yerleştirdi. "Yapma masaj falan." Üzerinden kaldırmaya çalıştığı adam, kendini daha çok bastırdı.

Hyunjin kısık gözleriyle imalı bakışlar sergilerken, Minho sol gözüne hızlı bir öpücük kondurdu. Diğerinin hatrı kalacakmış gibi daha hızlı bir şekilde onu da öptü.

Bu sırada fark etmeden, Hyunjin'in bacaklarını aralamasıyla, kucağına daha sıkı yerleşti. İki kolunun arasına aldığı başını kendini çekerken, alnına dayadığı dudaklarını uzun süre orada tuttu.

Geri çektiği dudaklarını hiç zaman kaybetmeden ileri geri yaparak, üst üste öptü. Hızla gidip gelmesi, kucağında inip kalkmasına sebep oluyordu.

Hyunjin gözlerini kapattı, hiç durmadan onu öpen sevgilisine ara ara karşılık veriyordu.

"Gözlerinden akan yaşlarla, öpücüklerim yarışmaya karar verdi." Minho söylediği cümlenin ardından hızını arttırsa da ara ara, uzun öpücükler kondurup daha hızlı devam ediyordu.

Hyunjin kalçasından tuttuğu adamı yakın olmasına rağmen kendine çekerken konuştu; "yeter sen kazandın."

Boynuna kondurduğu öpücükle konuşmaya devam etti; "biraz da dudaklarımı öp." Hyunjin'in büzdüğü dudaklara gülümsedi, öyle ki Hyunjin ilk kez gördüğü şeyle elini kalbine götürdü. Uzatıp boşta kalan dudaklarını unuttu. Aralanan ağzıyla Minho'nun gülmekten kısılan gözleri çakıştı.

Eli hala kalbindeyken hayretle onu izledi.

Gece ikilinin aleyhine gibi hızla akıp giderken, Hyunjin tekrardan dolan gözlerine engel olamadı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gece ikilinin aleyhine gibi hızla akıp giderken, Hyunjin tekrardan dolan gözlerine engel olamadı. Elleri Minho'nun göğüslerine sarılmış, Minho da dudaklarını alnına dayamıştı.

Çıplak olan göğsünde hissettiği yaşlarla saçını okşamaya başladı. "Bencillik mi yapıyor diye düşünmeye başlamıştım... Yıllardır öylece hareketsiz yatmak annem içinde zordur. Ondan başka kimsem yok diye, umut olmamasına rağmen cansız bedenine sarılmak için yıllarca çalıştım. Hastaneler kabul etmediği için kredi çekip milyonlarca para ödedim. şimdi o paraları kazanmak bir poz vermeme bakıyor, ama ben annemin külleriyle kalakaldım."

Minho sessizce gözyaşlarına aldırış etmeden dudaklarını gözlerine bastırdı. Söyleyecek cümleleri toparlayamıyor, hepsi sanki boğazına düğüm oluyordu. "Şimdi onsuz nasıl yaşanır, cidden bilmiyorum Minho."

"Beraber öğrenelim. Teselli amaçlı ne söylesem yeterli gelmeyecek biliyorum... ben de umut vereceğim, ne istersen yapacağım. Bizden vazgeçmek haricinde her şeyi..."

"Biz diye bir gerçek, canlı kanlı var olsa dahi bugünden fazlası olamayacak sevgilim..."


zorla yazdim cok uzuluyom bunlara😞

dlmlu, hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin