omeganın tövbesi yarrağı görünceye kadardır

-16-

yeonjun

"idareden izin aldım artık benim odamda ikimiz kalıcaz" dedi soobin

"neden böyle bir bok yedin?" siye sordum sinirle

"canım nişanlımla uyumak istedi" dedi pis pis sırıtarak

"çok şerefsiz bir insansın" dedim ona öpücük atarak

"kalk hadi eşyalarını taşıyalım NİŞANLIMMMM" dedi terliklerimi bana fırlatarak

"senin kafana sıçarım sevgilim" dedim terliklerimi giyerek

"dışarda takılırken cilveleşmemiz lazım dedemin adamları izliyor bizi" dedi sırıtarak

"ne kadar normalmiş gibi söyluyon lan" dedim kapıdan çıkarak

"benim normalim bu" dedi arkamdan sarılarak

Kollarını karnıma sardığında karnım guruldadı, Soobin kötü adam kahkahası ile götünü yırtana kadar gülerken sinirle kafasına vurdum.

"ACIKMAK NORMAL BİR ŞEY" 

"öyle sevgilim"

"deme öyle sürekli" dedim 

Kendi odama girdiğimde canım oda arkadaşım ile karşılaştım ve kucağına atladım 

"oda arkadaşlığı göt ayağı" dedi soobin sinirle mırıldanarak

"ben seojun" dedi seojun elini uzatarak

"tamam" dedi soobin dolabıma yönelerek

"noluyor?" diye sordu seojun dolabımı göstererek

"ben ımmmm şey biz" bir hafta öncesine kadar saçını başını yolmak istediğim adamla nişanlandık kendi aramızda demek hiç kolay değil

"biz nişanlandık ve ben omegamın başka biriyle aynı odayı paylaşmasını istemiyorum" dedi soobin çantama her şeyi sıkıştırarak

"en azından çok uzağa gitmiyorsun" dedi seojun bana sarılarak

"aynen sana yüzünü gösteririm sanki" dedi sinirle

"kıskanmana gerek yok ben de omegayım" dedi seojun

"niye? omegalar sikişemiyor mu?" diye soran soobinle ikimizde olduğumuz yerde kaldık

"haklısın" dedi seojun bozularak 

"her şey çok ani oldu anlatamadım özür dilerim" dedim seojun'a dudak büzerek

"her şeyi anlatmak zorunda mısın?"

"ya soobin bir sus" dedim 

"gidelim, acıktım" dedi soobin mızmızlanarak

"çok seviyor anlaşılan" dedi seojun gülerek

"yaaaa ne demezsin ölüyor aşkımdan" dedim soobin'e bakarak

"şunu adam ettin ya sendeki taşşak bununkinden büyüktür" dedi seojun sessizce

"AÇIM AÇIMMM AÇIMMM CANIM YEMEK İSTİYORRRR AÇIMMMM" diye iğrenç bir şarkı söylemye başlayan 

"hadi gidelim dana" dedim onu çekiştirerek

Eşyalarımı onun dolabına yerleştirdikten sonra soobin'in öve öve bitiremediği bir mekana gittik, oldukça lükse ve güzel bir yerdi.

"daha sakin bir yere gidebilirdik" dedim gülümseyerek

"ilk gün böyle bir gösteriş yapalım, sonra köfte ekmek devam" dedi sandalyemi çekerek

"ailen evlenmen için çok mu baskı yapıyor?"

"hem de nasıl" dedi karşıma oturarak

"ne isterdiniz soobin bey?" diyerek geldi hemen garson

"burası bir güzel kadife tatlısı yapıyor sevgilim anlatamam" dedi 

"o zaamann size iki kadife yolluyorum"

"ben yanına bir de limonata alabilir miyim lütfen?"  diye sordum

"elbette ne isterseniz" dedi garson ve çekildi

Tatlılarımızı yerken hiç konuşmadık sadece arada gülümsedik o da belki çeken birileri vardır diye. Sessizliği bozan soobin oldu

"abilerim hep evlendi düzgün yuvalar işler kurdu, bizim ailenin geneli hep böyledir. İyi iş, iyi aile, iyi çevre. Ama işte ben biraz aykırıyım gezerim, tozarım ,abartırım böyle de devam edecektim ama dedem geçenlerde kalp krizi geçirdi ve tek derdi benim okulu artık bitirmem ve iyi bir yuva görmem. Doktorlar seneye bile zor yaşar diyorlar, o yüzden ben de son günleriyse eğer güzel geçmesine sebep olmak istedim. Artık haberlerde torunum gene kiminle basıldı diye üzülmesin istiyorum, bu konudaki en iyi adayda sensin. Parada gözün yok, benden nefret etsen de tatlılsın ve en önemlisi senin de benden çıkarın var" 

"evet var, annemler zaten hep beni başlarından savdılar hep namjoon abiler ilgilendi benimle o yüzden bu kez öyle olsun istemiyorum"

"eğer istersen yaşadıklarını dinlerim, pisliğin teki de olsam sırları tutarım"

"belki başka bir gün" dedim kafamı eğerek

Soobin tek elini yanağıma koydu ve yüzümü kaldırdı. 

"çok samimi söylüyorum eğer istersen üvey babanı yok ederim"

"yok gerek yok, benden uzak dursun yeter" dedim hafif gülümseyerek

"yanakların yumuşacık" dedi 

"o kadar bakım yapıyorum tabi olsun" dedim 

"bir çocuğun olsa çok güzel gözükürdü kesin"

"çocuğum olduğunda görmene izin vericem, ama sadece bir kere" dedim alayla

"belki de hep görürüm" dedi mırıldandı 

"nah gösteririm" dedim biraz yüksek sesle

"bağır biraz daha canımın içi" dedi gülmemek için kendini sıkarak

"bağırırım kimden korkucam" dedim saçlarımı savurarak

"kalkalım mı artık? Yetişmem gereken bir parti var"

"nişanlandın hala adam olamadın haa" dedim onu kınayarak

"partilerin benim gibi bir yakışıklıya ihtiyacı var" dedi hesap isteyerek

"yarram" dedim kısıkça

Soobin hesabı ödeyince kalktı ve tutmam için elini uzattı, mırın kırın ederek elini tuttum ve kapıdaki magazincilere gülümseyerek mekandan ayrıldık. Magazine düştüğüm için taşşak geçecekler benimle of 

"soobin, partiye gitmesen mi?" diye sordum kolumu koluna sararak

"ne gitmemi istemiyor musun? tamam gitmem"

"neden dünden razıymış gibi tepki verdin"

"hayır yanılıyorsun, sen çok yalvardın ben de acıdım" dedi burnumdan makas alarak

"iyi o zaman sahile gidelim" dedim öne geçerek

Ayrılan ellerimizi birleştirerek bana yetişti, bundan sadece bir hafta soobinle el ele sahile gideceksin deseler diyeni de soobini de öldürürdüm. Ama işte hayat bu