O sabah uyandığım zaman, karnım gerçekten gurulduyordu. Hep yemek yerdim bu zamanlar, ama o sabah yaptığım tek şey kilomu ölçmekti. Ekrandaki 60 sayısında kilitlendi gözlerim. Hedefim 45 kilo olmaktı o zamanlar.
Ağlamıştım tartıdaki yazıya baktığım zaman. Bana ne oluyordu? Hiç bir yediğini önemsemeyen ben şimdi neden bu kadar sıkıntıya düşmüştüm, anlamıyordum. Annem mutfakta oturup bana ne istersin yemekte? diye sorduğu zaman, cevabım hiç bir şeydi.
Hiçbir şey ilk o zaman hayatıma girmişti.
Her saatte bir kilomu ölçüyordum. Bu kilo ölçme meseleleri benim için artık hayatımın bir parçası olmuştu. Bir salatalık yiyince tartıya koşuyordum hemencecik.
O sabah yediğim tüm yiyeceklerin kalorisini deftere yazdım. En az kalorili olanı en çok tükettim, en çok olanı hiç tüketmedim ve böyle devam etti.
Kendime olan özgüvenim yükseleceği halde düşüyordu. Vücudum sanki benim değilmiş gibi hissediyordum, bir kukla gibi... Sanki sadece kilo verirsem insanlar beni sevecek gibi hissediyordum, ve hep kafamın içinde aynı cümleler dönüyordu.
''Eğer zayıf olursan insanlar seni sever, erkekler sana bakar, kızlar seni kıskanır.''
Bunu hayatımın anlamı yapmıştım, eğer zayıf olursam insanlar beni sevecekti ve sevilmek istiyordum.
Ömürüm hiç bir yerinde sevilmemiştim. Herkes benimle en ufak konuda dalga geçmişlerdi. Onları böyle yaparak susturabilir miydim?
Evet diyordu beynimin içi evet. Sen anca böyle sevilebilirsin.
Yalan mı söylüyordu bilmiyordum ama buna inanmam lazımdı. İhtiyacım vardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/348771929-288-k380282.jpg)
YOU ARE READING
Duygu Anoreksiyası
Teen FictionDuygunun yemek yememeyi şeçtiği ilk günden son güne kadar hepsi...