Bölüm 14

183 17 16
                                    

Geciktim gomeeenn hadi hemen bölüme geçin iyi okumalaaarr

Geciktim gomeeenn hadi hemen bölüme geçin iyi okumalaaarr

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Büyük malikanenin, beyaz kapısının önüne geldiğinde derin bir nefes alıp verdi Minho. Cidden de Jisungun dediği kadar vardı. Minhonun durumu iyiydi ama bu kadar değildi. Beyaz kapı açıldığında Jisung kafasını yarım çıkarmış şekilde göründü.

Sadece basit bir üşütme olsa da hastalıktan ölüyormuş gibi davranıyordu. Yüzü soluk görünse de yanakları ve dudakları kırmızıydı, gözleri baygın baygın bakıyordu. "Hoş geldin minhoş." dedi çatallaşmış sesi ile. Minho hafif bir tebessüm bahşettikten hemen sonra içeri girdi.

Bir anda bacağına atlayan beyaz tüy yumağı ile gülümsemesi büyürken onu kucağına aldı. "Merhaba dostum." Kucağında küçük köpek ile ilgilenirken Jisung çaktırmadan bir kaç fotoğrafını çekti. Gece uyumadan önce bakılacak fotoğraflar dosyasına atacaktı.

"Hasta olan o değil ya benim benimle ilgilen." Küçük bir çocuk gibi homurdanırken Minho köpeği aşağı indirdi. Ona dönüp bir kaç adımda tam önünde durdu. Elini kaldırıp alnına koydu. "Ateşin yok."

"Doktor düşürdü."

"Odan nerede?" diye sordu bir yandan da elini boğazına indirip bademciklerine bakıyordu. "Boynumu böyle tutarsan hoş şeyler olmaz minhoş." Minho duydukları yüzünden alnına bir fiske vurdu.

"Ah! Hastayım ben ya!"

"Hastaysan uslu dur." Minho hasta olduğu ve onunla ilgilenecek kimse olmadığı için burada olsa da Jisungun amacı farklıydı. Bir anda başını göğsüne bırakıp, bileğini tuttu hafifçe. "Başım..."

"Ne oldu ağrıyor mu?"

"Dönüyor..." dedi başını göğsüne hafifçe sürtüp, boğuk çıkan sesi ile konuşmaya devam etti. "Beni odama götürür müsün, kendim gidecektim ama yürüyecek kadar iyi hissetmiyorum." Onun ilgisini istiyordu, buna aşk diyebilir miydi bilmiyordu ama çoğu zaman Minhoyu düşünür ve bazı hayaller kurardı.

Minho başını salladı ve biraz geri çekildi. Jisung, şişmiş aralık dudakları, kırmızı yanakları ve burnu ile çok sevimli gözüküyordu. Üzerini ise henüz fark ediyordu. Kısa bir şort ve uzun bir tişört vardı sadece. Derin bir nefes alıp verdikten sonra hafifçe eğildi. Elini çıplak bacağının altından geçirip diğer eliyle sırtını destekleyerek kolayca kucağına aldı.

"Spor salonuna boşuna gitmediğini anlamış olduk."

"Gitmesem de alırdım seni tüy kadarsın."

Jisung aklına gelen fikirle belli etmeden bıyık altından güldü. "Bahse varım beş dakika bile tutamazsın."

"Yirmi beş dakika bile tutarım." Minhonun her şeyle iddialaşma gibi bir huyu vardı ve Jisung bunu kendi aleyhine çok güzel kullanıyordu. Gerçekten çok fena bir çocuktu. "Aşkım pardon ama nah tutarsın."

Love List minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin