4

3 0 0
                                    

"Neden onu hastaneye götürmüyoruz?" dedim merakla. Koca hastane orada boşuna mı duruyor.

"Daha fazla konuşma. Kapa çeneni." dedi Burak. Ya öyle mi? tamam ben çenemi kapıyorum. Dur ben yine gurur yaptım.. ama haklıyım!

Ayağa kalkıp havuzun kenarına gittim. Ayakkabılarımı çıkartıp oturdum. Hayır yani ben mi çok konuşuyorum? onların hastaneye gitmeyip doktor çağırmaları da hiç mantıksız değil gibi.

Ayağa kalkıp suya güzel bir tekme attıktan sonra yukarı odama çıktım. Kapıyı kapatıp eşarbımı açtım. Onu yerine kendime bir yazma aldım. Bonemi de çıkardıktan sonra yazmayı taktım. Altıma mavi bulutlu pijamalarımı giydikten sonra üzerime bir tişört attım. Kendi odamda olduğum için sıkıntı yoktu. Telefonumu açtığımda aklıma akşam yemeği geldi. Hass- küfür yok. 

Ömer: Hazırlan seni almaya geliyorum.

Esma yaralıyken bu evden çıkasım gelmiyordu. Ömer'e söylesem iyi olacak.

Siz: Ömer arkadaşım yaralı Esma, o yüzden gelemem.

Kapıyı kilitleyip masama oturdum. Bilgisayarımı açıp ders notunu yazmaya başladım. 

Kapının çalmasıyla birlikte başımı masadan kaldırdım.

"Efendim?" dedim donuk bir sesle çünkü onların bana karşı tavrını unutmamıştım.

"Girebilir miyim?" Berk'ti bu. Onun nadir anlarında yakaladığım ses tonuydu bu. Bana Yeniden bir tanışma  fikri sunarken ki ses tonuydu bu.

"Bir saniye hırsız bey."

"Bana hâlâ hırsız diye seslendiğine inanamıyorum." diye mırıldandığını duydum. Üzerime beyaz gömlek attım ve Yazmamı taktım. Kapının önüne gelip kilidi çevirdim. Karşımda takım elbiseli Berk biraz garibime gitmişti. İşin komik tarafı benim onun karşısında pijamayla olmamdı.

"Buyurun efendim hoş geldiniz." geçmesi için kenara çekildim. İçeri geçti. Kapıyı kapattım.

"Hoş buldum. Niye geldiğimi sormayacak mısın?" dedi yatağıma otururken bende masanın sandalyesine oturdum.

"Ben insanlara neden yanıma geldiğini sormam. Tercih etmiyorum, sana da tavsiye ederim Hırsızcığım."

"sormadığın iyi oldu." 

"Onu bunu geçte ne bu senin halin takım elbise filan? evlendin de davetiyeyi getirecek  baykuş mu yoktu aslanım?"

"İş güç kızım sen ne anlarsın?"

"Asıl sen ne anlarsın okuyanın halinden?" dedim karşı koyarcasına. "Ne bu böyle ya çıkar şunu." ayağa kalkıp ceketini çıkardım. Askıya kırışmayacak şekilde astıktan sonra önüne gelip kravatını çözmeye başladım. Bir anda gözlerim gözlerine değdi.  "Ne bakıyorsun be angut?" eveet ortam böyle bozulur işte!

"Kızım- huh." diyecek bir şey bulamayınca sustu. Kravatı da ceketin cebine koydum.

Berk "Ömer kim? karşı komşu olan Ömer mi?" der demez arkamı döndüm. Telefona gelen mesaja bakıyordu.

"Evet o." deyip telefonu elinden çekip aldım. Komple kapatıp masaya koydum.


"Ne diyeceğim Berk, yeniden bir tanışma yapalım ama küçük olsun?"

"Tamam olur. Bulutlu pijamalarınla birlikte!" diye dalga geçip kahkaha atmaya başlayınca yastığı kafasına fırlattım.

"akıllı ol seni döverim yoksa bekle beni!"

ayrı insanlarmış hıh (ara verildi)Where stories live. Discover now