Remember, Keiji

4 1 0
                                    

İthaf, m3lanthe
Hurt / Comfort
Angst with happy ending
Mental health issues
BokuAka / Haikyuu Au

Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar herkese.

***

Akaashi'nin yapmaktan hoşlandığı pek çok şey vardı. En sevdiği dizileri tekrar tekrar izlemek, kulaklarını acıtacak kadar yüksek sesle müzik dinlemek, kitap okumak ve istemese de durmadan arkadaşlıklarını sorguladığı yaşıtlarıyla voleybol oynamak bunların yalnızca bir kısmıydı.

Ancak şimdilerde, en çok keyif aldığı şey televizyon ekranından yerel voleybol maçlarını izlemekti. Okuldan eve dönüp ödevlerini yaptıktan sonra hızlıca salona geçip maçları izlemek rutini haline gelmişti.

Daha doğrusu, maçları değil. Parlayan yıldız Bokuto Koutarou'yu. Gencin yaşına göre oldukça iyi bir cüssesi vardı. Sıralaması da günden güne artıyordu. Aynı zamanda, hep çok güleç, kucaklayıcıydı.

Akaashi, onun her sayıdan sonra sergilediği parlak gülüşten çok hoşlanıyordu. Sadece ekrandan da olsa, o vücudun ardındaki nahif kalbi hissedebiliyordu.

En büyük dileği aynı okulu kazanmak ve onun pasörü olarak oynayabilmekti. Bu yüzden her gün düzenli olarak duvarda pas çalışıyor, günden güne iyiye gittiğine inanıyordu.

Annesi de artık her gün işten dönünce oğlunu ekran başında aynı çocuğu seyrederken bulmaya alışmıştı. İlk başta, Keiji'nin alışılagelmiş rutinlerine bir yenisini eklediğini görmek onun için şaşırtıcıydı. Şimdi sadece gülüp oğlunun başını okşuyor, maçın nasıl geçtiğini soruyordu. Bokuto Koutarou, iki kişiden oluşan sessiz evin neşesi oluvermişti.

Bayan Akaashi her gün oğluyla hayranı olduğu genç adam hakkında şakalaşıyor, onu ne zaman eve getireceğini soruyordu. Genç adamın hafifçe kızaran yüzü, parlayan gözleri eşliğinde dalga geçmemesi hakkında sızlanması almayı en sevdiği cevaptı.

Ortaokul sona erdiğinde, evin gündemine hangi liseye gidileceği oturmuştu. İlk tercih tabii ki belliydi, Fukurodani Lisesi. Akaashi mecburiyetten birkaç okul tercihi yapmış, neyse ki istediği okula yerleştiği haberini ise annesiyle karşılıklı ağlaşarak kutlamıştı.

Rutinleri son derece sıradan hatta belki biraz da sıkıcıydı. Bu yüzden, Akaashi annesi eve ağlayarak gelip babasının döndüğünü söylediğinde tamamen panik olmuş, ne yapacağını bilememişti.

Birinin yokluğuna alıştığında, varlığının daha çok acıttığını öğrenmesi uzun sürmemişti de...

Babası eve çiçeklerle gelse de sonrasında Bayan Akaashi'nin zorluklarla yeşerttiği bahçeyi çürütmüştü.

Keiji zorlukla üstesinden geldiği kabusların esiri olmuştu şimdi- annesini ağlatan babası, annesiyle kaçmasına izin vermeyen akrabaları...

Bir de odaklanamadığı için giremediği voleybol takımı vardı tabii. Tabii- çok sevdiği kaptanın ısrarları sağ olsun, top toplayıcılığı yapabiliyordu, ama...

Hayal ettiği lise hayatı bu muydu gerçekten?.. Babası varlığıyla bile nasıl tüm hayatını mahvetmişti öyle?..

Eve geldiğinde annesini evde bulunca gülümsedi- birlikte vakit geçirmek için izin gününü mü kullanmıştı ki annesi?..

"Kahve içelim mi anne?.."

Bayan Akaashi oğluna gülümsedi. Hoş, mutlu görünmüyordu, ama...

"Ben yaparım bebeğim."

I'll Be Here, For YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin