Herkese merhaba. Bu ilk kitabım olduğu için lütfen hatalarımı maruz görün.
Keyifli okumalar.
Sabah gözüme dolan güneş ışınlarıyla gözlerimi açtım. Sol bileğimde olan saate baktım saat 9.30'tu. 14.00'da gemim kalkıcaktı,yataktan kalkıp odanın içindeki banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Hızlıca mutfağa girip tost ekmeklerinin arasına salam,turşu,marul,kaşar ve mayonez sıkıp önceden ısıttığım tost makinesinin içine koyup makinenin kapağını kapattım. Tost olduğu zaman tabağa koyup masaya yerleştim. Telefonumu elime alıp biraz sosyal medyada takılmıştım.Yemeğim bitince duş almaya banyoya girmiştim. Banyodan çıkınca aynanın karşısına geçip kendimi incelemeye başladım. Açık kumral saçlarım,koyukahve gözlerim ve yeni çıkmaya başlamış sakallarım vardı.
Saç kurutma makinesini alıp saçlarımı kurutmaya başladım, ardından dişlerimi de fırçalayıp odaya formamı giymeye gittim.Aynadan formalı halime bakıp gurur ile gülümsedim."vay be!" Daha fazla oyalanmamam gerektiğini fark edip odadan çıkıp evin anahtarını ve arabamın anahtarını alıp evden çıkmıştım. Asansöre binip -1 tuşuna bastım,birsürü arabanın arasında benim bebeğim adeta parlıyordu. Yavaş yavaş yanına gidip kapısını açıp hemen siteden çıktım yoksa çok geç kalacaktım kim ilk günden geç kalmak isterdiki.
Limana geldiğimde arabamı park edip elimdeki çantam ile gemiye doğru ilerledim,mavi ve kırmızı renklerinde devasa bir konteyner gemisiydi. Olduğum yerde durup deniz kokusunu ciğerlerimi dolduracak şekilde içime çektim. Mükemmel bir şeydi deniz.
Gemiye çıktığımda son kontroller yapılıp geminin limandan ayrılmasına dakikalar vardı. Bu benim için demek oluyorduki yeni gemi,yeni ülke,yeni hayat...
-
Elimdeki kağıtlar ile konteynerleri teker teker incelemeye başladım, hangi konteyner hangi limana gidecekti, doğru dizilmiş miydi hepsinin kontrolünü yapıp saate baktım. Saat 08.13'tü vardiyam bitmişti işlerimde bitmişti zaten.
Kahvaltı için yemek yediğimiz yere gittim. Gemide yeni olduğum için yemekten sonra kamarama geçmek yerine gemiyi biraz dolaşacaktım. Tabağımı alıp masama oturdum,etrafı biraz incelediğimde herkesin birbirini tanıdığını farkettim.
Karşıma koyulan tabak ile kafamı kaldırıp yukarı baktım, oturmadan önce "boşmu?"diye sordu. "Evet tabiki,buyrun" diyerek gülümsedim,aynı şekilde o da bana gülümsemişti."Yenisiniz galiba" diye bir soru yöneltti "Evet ilk günüm"."İkinci kaptan olarak geldiniz dimi?"gemide en sevdiğim şeylerden biride herkesin birbirine rütbe farketmeksizin saygı çerçevesinde konuşmasıydı. "Evet, sizin rütbeniz nedir?"
Diye sordum bende."Güverte reisiyim"dedi.
"Desene sürekli beraber olacağız" "Evet öyle,istersen gemiyi dolaştıra bilirim?"
"Evet çok iyi olur. İsminiz nedir? Sormamıştım galiba?" Elini uzatıp "Ben Seyit. Ya sen?" Uzattığı elini sıkıp "Rüzgar bende" diyip gülümsemiştim.Seyit beni gemide dolaştırmıştı. Büyük bi gemiydi tüm donanımlarada sahipti. Seyitin vardiya saati geldiği için daha fazla bana katılamayacağını söyleyip güverteye gitmişti. Bende balast tankı olan kısmına gelmiştim,gemide 4 tane balast tankı vardı. 2 tane başta 2 tane kıçta olmak üzere toplam 4 tane tank bulunurdu. Şuan su dalgalı olmadığı için içleri full dolu değildi.
Kapıya doğru yan tarafları inceleyerek yürürken kapıdan çıkacağım esnada bir bedene çarptım. Kafamı kaldırıp baktığımda kaptanı görmem ile "kusura bakmayın görmemiştim kaptanım" demem bir olmuştu. Ruh gibi biriydi yoksa hayalmi görüyordum. "Adın ne senin?" Demesiyle ağzımın içinde "Rüzgar" demiştim. Elini omzuma koyup biraz daha bana yaklaştığı zaman gözgözeydik. "Efendim!" Ne dediğimi farkettiğim an "Rüzgar,kaptanım"
Demiştim. Elini omzumdan çekip "Afferim"
Dedi ve gitti. Olduğum yerde kalmıştım korktuğumdan değil tanışmamız garip olmuştu.....
İlk bölüm böyle olsun bakalım.