Sıcak bir temmuz ayıydı.
Buraya geleli iki hafta olmuştu .
Şehir sessizdi.
Herkes sıcaktan bunalmış plajlara akın etmiş olmalıydı , ben ve benim gibi parası olmayan örneğin benim ailem ; evinin soğuk olmayan odalarına kapanmıştı .
Benim ne yaptığımı merak ediyorsanız ;
Elime bir sopa almış bahçemizdeki gölgesi yeterince büyük olmayan ağacın altında gölgesinde serinleten bir rüzgarla toprağa gülümseyen bir yüz çiziyordum .
Çömelmiş pozisyondaydım .
Yarımsaattir bu pozisyonda kaldığım için dizlerim karıncalanıyordu.Karıncalanma ağrıya dönüşünce rahatsız oldum...Yere oturdum . Ayaklarımı toprağın serinliğini içime çekmek istercesine uzattım çoraplarımı da çıkardım. Ve gerçektende toprağın o tatlı soğuğunu iliklerime kadar hissettim.
Kısa bir süreliğine de olsa rahatlamıştım . Babamın işi yüzünden taşındığımız bu kasabaya bir türlü ısınamamıştım iç çektim geleli iki hafta olmuştu bense buradan şimdiden sıkılmıştım .
Havada lanet olsun ki en az elli dereceydi.
Başıma şapkamı geçirdim . Buzdolaptan soğuk birşeyler aramaya gitmeliydim çünkü bu sefer susamıştım.
Eve girdim . Annem evde ayakkabıyla girilmeyi yasaklamış olsada ben ona yakalanmadan gizlice mutfağa gittim
Ne demiş şair ayakkabı girmeyen eve doktor girmez.Annemin şuan ne yaptığını hayal ettim .
Bacaklarını iki yana açmış yüzünü pervaneye sokmuş olmalıydı .
Ve oturma odasının kapısının hareket ettiğini gördüm .
İçime o an düşen korku ve panik ile masada duran vazoyu yere düşürdüm . Ve vazo bin parçaya bölündü.
Şimdi sıçmıştım işte.
Gürütüyü duyan annem oturma odasından fırladığı gibi mutfağa geldi.
Ayakkabılarla girdiğimi görmemesi için mutfaktaki açık olan pencereden ayakkabılarımı çoktan fırlatmıştım.Bir bana birde yerdeki cam kırıklarına baktı.
Ve birazdan patlayacak olan volkanın sesini duymamak için kulaklarımı ellerimin işaret parmaklarıyla tıkadım .
Annemin ağzı kocaman bir şekilde açıldı . Ağzından savrulan rüzgar ile birlikte mutfağın diğer ucundaki duvara yapıştım .
Krepin tavana yapışınca ne hissettiğini şimdi daha iyi anlamıştım.
Annem kocaman açtığı ağzını tekrar açıp kapadı . Bu sefer mutfağın diğer tarafına uzun bir uçuş yaptım .
Bu sefer tepetaklak olmuştum . Ayaklarım boynumun üzerinde . Boynum ters bir şekildeydi . İşaret parmaklarım halen kulağımın içindeydi ama kollarım yanlarımdaydı .
Ayağını yukarı doğru savurduğu anda Anam karıdan kıçıma bir tekme yiyeceğimi anlamıştım .
O yüzden onun gözünü kırptığı mili saniyede bulunduğum vaziyetten ışınlanarak evimin bahçesine çıktım . Pardon apartmanımızın bahçesine .
Ve ilerde bir polis arabası içinden çıkan polisin bizim eve doğru adım atması....
Annemin çok yüksek ses ile bana bağırdığını biliyordum ama komşumuz baya korktuğu için eve polis de çağırmıştı .