ruh sadece bedenin bir parçasıdır

34 6 3
                                    

evine geldi niki,içeri girmeden önce uzun bir süre bekledi,ses gelmediğinden emin olduğunda kapıyı yavaşça açtı ayakkabılarına uzandı önce yavaşça bağcıklarını çözdü sonra montunu çıkardı terliklerini giyince eve adımını attı önce salona baktı tahmin ettiği gibi babası yine sızmıştı sonra mutfağa baktı annesi bulaşıkları yıkıyordu kendini belli etmeden odasına çıktı niki kapıyı  kilitleyip kıyafetlerini bile değiştirmeden yatağa oturdu,telefonu eline aldığında yüzünde küçük bir sırıtma oldu

korede ki arkadaşından mesaj gelmişti,niki hiç koreye gitmemişti korece bilmiyordu ama şans üzeri tanştığı sunoo için yemek parası ile kurs'a kaydolmuştu 

s-nikiiiiiiiii-yaaaaaaaaa neredesinn

n-burdayım

s- wauw ne kadar enerjiksin bugün

n-ne yapayım takla mı atayım ddeonu

s-evet prens sunoo önünde takla atmalısın 

n-senden anca prenses olur

s-NEYSE bugün yine onu gördümm bana gülümsedi nikiii

yüzündeki gülümsemesi soldu niki'nin platoniği olduğu çocuk başkasını seviyordu ve niki bunun karşısında hiç birşey yapamıyordu

s-nikiiii oradamısın?

tam mesaja cevap vericekken bir anda kapısı yumruklanmaya başladı elleri titremeye başlamıştı hemen mesajları sildi ve telefonunu yatağın altına sakladı niki, ayağa kalkıp kapının karşısına heçti önce derin bir nefes aldı sonra titriyerek kapıyı açtı 

bir anda kapıyı iten babası yüzünden kapı niki'nin omzuna çarpmıştı zaten yaralı olan kolu kapının çarpması ile daha da acımaya başlamıştı 

niki'nin babası nikiyi yakasından tutup yüzüne sert bir tokat geçirdi 

-BAŞIMIZA DERT OLDUĞUN YETMEZMİŞ GİBİ BİRDE @RUSPUMU OLDUN ALÇAK

o an anladı niki babası sunoo'yu öğrenmişti 

-NEREDE O TELEFON 

niki yi itip etrafı aramaya başladı niki ise sadece ağlamamaya çalışıyordu babasının sunooyu öğrenmesi ona çok garip gelmişti çünkü kimseye bahsetmemişti niki

babası bir türlü bulamamıştı telefonu bu yüzden daha fazla sinirlendi niki'nin saçlarından tuttuğu gibi duvara fırlattı

---------------------

sunoo hala arkadaşından mesaj bekliyordu ilk başta fazla takmamıştı ama aradan 10 dk geçince endişelenmeye başladı içinden dua ediyordu

-tanrım lütfen babası gelmemiş olsun lütfen nikiye zarar vermesin tanrım lütfenn

artık odanın içinde delirmeye başladı sunoo 20 dakika geçmişti ve hala mesaj yoktu bir an japonyaya gitme kararı bile aldı tam odadan çıkacakken gelen mesaj bildirimi ile hemen masasının üstündeki telefona koştu sunoo

n-burdayımm annem yemeğe çağırmıştı

s-niki iyimisin noldu

n-iyiyim sunoo yemek yemekte ne olabilirki

s-yalan söyleme niki ikimizde ne olduğunu gayet iyi biliyoruz neren acıyor 

n-sunoo gerçekten bişey olmadı

s-kes sesini niki ya doğruyu söylersin ya da ben japonyaya gelirim

n-babam konuştuğumuzu öğrenmiş sunoo

s-nasıl yani mesajlarımı okumuş?

n-bilmiyorum 

---------------------------

sunoo odasında resmen tepiniyordu sonunda yapmıştı sevdiği kıza çıkma teklifi etmişti ve sonunda japonyaya gidiyordu hemen telefonu eline aldı arkadaşına yazdı cevap vermesini bie beklemeden herşeyi anlattı ona ama nerden bilecektiki olanları 

s-NİKİİİİİİİİİİİİİİİ SANA 2 İYİ HABERİM VAR

BİRİNCİSİ SONUNDA YAPTIM ONA ÇIKMA TEKLİFİ ETTİM 

İKİNCİSİ YARIN JAPONYAYA GELİYORUMMMM

(timeskip)

sunoo niki'nin evinin kapısındaydı heyecandan elleri titriyordu sonunda buradaydı,kapıyı çaldı kapıyı ağlamaktan gözleri şişmiş orta yaşlı bir kadın açtı 

-şey..burası nishimura niki'nin evi mi 

kadın niki'nin adını duyduğu zaman daha fazla ağlamaya başlamıştı o an anladı sunoo 

niki'ye bir şey olmuştu 

hiç düşünmeden içeri daldı ve odalara girip çıkmaya başladı en sonunda niki'nin odasını bulmuştu içeriye girdiğinde elleri titremeye başlamıştı 

tavanda bir halat asılıydı ve yerlerde biraz kan vardı sunoo ayakta duracak güce sahip değildi yere düştü derin derin nefes almaya başlamıştı niki artık burada değildi gözleri masada ki bir zarfa çarptı sürünerek eline aldı zarfı üzerinde kendi adı yazılıydı 

25 Ağustos 2003  22.46 bu bir intihar mektubudur 

sunoo eğer bunu okuyorsan artık burada değilim demektir artık dayanamıyorum,özür dilerim seni yalnız bıraktığım için 

hatırlıyormusun sen 5 yaşındayken japonya ya gelmiştin parkta bir çocuğu zorbalardan kurtarmıştın o çocuk o an sana aşık olmuştu sunoo sen japonca bilmiyordun o ise korece asla konuşmadınız ama hep oyun oynadınız asla ayrılmadınız ,sen kore'ye döndüğünde ağlamaktan gözleri şişmişti o çocuğun yıllarca seni aradı en sonunda seni bulduğun da bu sefer mutluluktan ağlamıştı, ama korece bilmiyordu bu yüzden yemek parasını hiç düşünmeden senin için yemek yemedi ve o parası ile kurs'a yazıldı,sonra seninle konuşmaya başladı seninle her konuştuğunda babasının açtığı bir yara siliniyordu,ama artık dayanamadı küçük çocuk ve yıldızlarına kavuştu 

sunoo okumayı bitirdiğinde ağlamaktan başı ağrıyordu artıkasla tanışamadı niki ile kendini suçlu hissediyordu sunoo onun duygularını görmediği için

(timeskip)

sunoo artık japonya ya taşınmıştı niki'nin eskiden gittiği o okula kaydolmuştu niki'nin oturduğu sıraya oturuyordu kimse ile arkadaş olmadı niki gibi, yemek parası ile japonca dersi aldı 

her gün yemekten sonra niki'nin hep onu götürmek istediği yere gitti ve eski mesajlaşmalarını okudu

*yıllar sonra*

sunoo artık 40 yaşındaydı

kimse ile arkadaş olmadı

evlenmedi 

yalnız bir hayat geçirdi 

sunoo ölü olan birisine aşık olmuştu 

artık dayanamıyordu 

son kez onun mezarına gitti 

-niki artık yanına geliyorum sonun da  birlikte olacağız

elinde bir buket ve küçük bir kese vardı kese niki içindi 

içinde yeniden doğuşu temsil eden sakura yaprakları vardı 

keseyi açtı ve bu yaprakları niki'nin mezarına döktü

buket ise kendisi içindi içinde ölümü temsil eden kırmızı örümcek zambağı vardı  

sonra oradan ayrıldı 

niki'nin evine gitti artık harabe olmuştu niki'nin odasına çıktı ve hala asılı olan o ipe baktı elinde buket ile kendini o ipe astı 

bu ölümlü dünya da asla beraber olamadılar ama ölümsüzlükte sonsuza kadar beraber oldular

this world can hurt you/sunkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin