Millet komutana yeni bölüm beklerken benim sırf Jimin'in minnoşluğu yüzünden bu kitaba bölüm yazmam...
Her neyse askolarım -anyway by ezher solmaz 💅- YORUM ATIN YOKSA ÜÇÜNCÜ BÖLÜMDEN ANGST BİR FİNAL YAPARİM.
Saka saka
Ama siz yine de yapin yaniÖptümmmmuaaah
**
Sarışın çocuk gözlerini aralarken yüzünü buruşturmuştu. Rahatsız hissediyordu, yattığı yerde içe gömülmüştü sanki. Bulunduğu yatak resmen pamuktandı ve o bu kadar rahatlığa alışık değildi. Normalde abisinden kalma, gıcırdayıp duran bir bazalı ranzada yatıyordu. Her bir hareketinde kasılıp durmaktan doğru dürüst bir uyku çekemiyordu. Üstelik yastığı yündendi ve bu kaşınmasına sebep oluyordu ama bundan kimseye bahsetmemişti. Durumları bu kadar kötüyken nasıl olur da yeni bir yatak ve artık oldukça pahalı olan elyaftan bir yastık isteyebilirdi ki?
Alıştığı sert bazadan sonra bu yumuşacık yeni yer hiç hoşuna gitmemişti. Elini koyduğu yer çöküyordu resmen. Yastığı sanıyordu ki ilk defa terden sırılsıklam olmamıştı. Yün onu kaşındırmakla kalmıyor aynı zamanda terle kaplanmasına sebep oluyordu. Bu kadar güzel ve rahat bir yatak, kimin evinde olabilirdi? Sayılı arkadaşlarını düşündü. Yine onların yanında uyuyakalmış olmalıydı. Bilakis, yıllardır tanıyıp güvendiği arkadaşlarından birinin değil de hiç tanımadığı Jungkook isimli bir adamın evinde olduğunu anlaması uzun sürmemişti.
"Jiminnie~"
Tatlı ama bir o kadar da erkeksi ses zihninde dönünce yattığı yerden hızla doğruldu. Kalbi çok ama çok hızlı atıyordu! Kendi kendine kızdı ve elleriyle tombul yanaklarını tuttu. Gördüğü her yakışıklı erkekten hoşlanmayı bırakmalıydı...
"Uyuyacak zaman mıydı sanki, aptal Jimin!"
'Eğer uyumasaydım onu biraz daha görebilirdim' diye geçirdi içinden pişman pişman, daha birkaç saniye önce yakındığı durumu unutarak.
Hem kendine hem de ismini bile bilmediği hastalığına kendince kötü sözler sarf ettiği esnada kapı açılmış, içeriye tanımadığı esmer bir adam girmişti. Dalgalı, siyah saçları özenle taranmıştı. Vücuduna yapışan boğazlı siyah bir kazak, üstüne de kahverengi bir ceket giymişti. Yeni ütülendiği belli olan jilet gibi pantolonu ve resmen kusursuz olan yüzü de birleşince Jimin açılan ağzını eliyle kapatmak zorunda kalmıştı. Bu adam tam bir afetti!
Peki ama, kimdi? Uykulu olsa da Jungkook olmadığını anlayacak kadar kendindeydi.
Hayranlığı gözlerinden okunan çocuk karşısında egosunu okşandığını hissetmişti Taehyung. Aslında alışıktı insanların bu bakışlarına fakat Jimin, daha öncesinde Jungkook'tan ötürü kıskandığı biriydi. Onun bile kendisine hayran olması elbette ki kendisini oldukça memnun etmişti. Çenesini yavaşça kaldırmış, ellerini cebine yerleştirmişti aynı yavaşlıkla. Narsist kişiliği kendini belli ederken yatakta oturan ve kendisinden küçük olduğu belli olan çocuğa karşı üstünlük kurmayı amaçlamıştı.
Jungkook ise Taehyung'un hemen peşinden odaya girdi. Jimin aniden bayılınca, ya da uykuya dalınca mı demeliydi bilmiyordu, sevgilisine adresi vermek zorunda kalmıştı. Taehyung ise çok değil, iki dakika sonra yanlarındaydı. Tavşan çocuğun kucağında uyuklayan Jimin'i kucakladı ve arabasına götürdü. Neden hastaneye değil de evlerine getirmişlerdi çocuğu, ikisi de bilmiyordu. Onu misafir odasına bıraktıktan sonra ise aşağıda bir güzel yarım kalan konuyu tartışmışlardı. Ve ilk defa haklı çıkmayı başarmıştı Jungkook. En azından kendisi böyle düşünüyordu, asıl gerçek sevgilisinin gözyaşlarına dayanamayan Taehyung'un konuyu kapatmak için suçu üstlenmesiydi. Eh, sonuç olarak haklı olan tavşan çocuktu.