DOĞA YAMAN
1 Gün Sonra
Dün akşamdan beri resmen depresyona girdim. Abimin sözlerine mi kırılayım, Kartal’ın duygularım yokmuş gibi davranmasına mı, yoksa umursanmadığımı yüzüme vurmasına mı… Artık neye üzüleceğimi şaşırıyorum.
Abim çok değişmişti. Eski Ayaz gitmiş, yerine dobra, umursamaz ve duygusuz biri gelmişti. O benim tanıdığım abim olamazdı. Bunlar yetmezmiş gibi bir de Gökçe abime aşıktı.
AYAZ YAMAN
Canımdan çok sevdiğim kardeşimin minik kalbini dün gece duygusuzca paramparça ettim. O kelimeler ağzımdan çıkarken ben Ayaz değildim.
Her şey babamın suçuydu. Buraya gelmemi o istemişti. Sebebini sorduğumda, "İtiraz etmeden gel," demişti sadece. Annemi Bursa’da tek başına bırakıp geldim. Ne annem ne de Doğa, pis işlerle uğraştığımı biliyordu.
Ara sıra İstanbul’a uğrardım ama Doğa’yı göremezdim. Babam göstermezdi.
Yokluğumuzda Doğa’ya bir şey yaptı mı, hiç bilmiyorum. Kısaca ben babama çalışıyordum. Doğa şimdi nasıl, hayatı iyi mi, mesleği var mı… Hiçbir şey bilmiyorum.
DOĞA YAMAN
15 Dakika Sonra
Gökçe’nin zoruyla Beratlara gelmiştik. Sadece iki gündür tanıdığımız insanlarla neden bu kadar samimiyiz ki? Neyse, Gökçe için katlanacağım.
Gökçe zili çaldı, beklemeye başladık.Kapı anında açıldı. Tabii ki karşımızda Arda vardı.
“Hoşgeldiniiiiz!”
Bu çocuktaki enerji nereden geliyordu acaba?“Hoş bulduk.”
Geçmemiz için kenara çekildi. Salona doğru yürüyüp koltuklara oturduk. Berat, elinde dört kahveyle mutfaktan çıktı. Bizi görünce gülümsedi, başıyla selam verdi. Biz de tebessüm ederek karşılık verdik.
“Ee, nasıl gidiyor?”
Sessizliği bozan kişi Arda oldu.
“İyi, siz?”
“Biz de iyiyiz.”Berat’ın telefonu çaldı. Gözler ona döndü.
“Ben bir konuşup geleyim,” dedi.
Kafa sallayarak onayladık.
“Arda?”
Kafasını çevirip bana baktı.
“Efendim, Doğa?”
“Lavabo ne tarafta?”
“Üst katta, sağdan üçüncü kapı.”
Kafamla onaylayıp yukarı çıktım. Üçüncü kapıyı açıp içeri girdim. Burası yatak odasıydı. İçerideki kapı açıldı ve Kartal, ıslak saçları ve belindeki havluyla duştan çıktı.“Yok artık!”
Hızla arkamı döndüm.
“Asıl sana yok artık! Odama giren sensin,” dedi.
“Tuvalet arıyordum, Arda burası olduğunu söyledi.”
“Benim için sakıncası yok. İstersen buradakini kullan.”
“Yok, sağ ol,” dedim.Arkamda bir nefes hissettim. Önüme döndüm, Kartal’la göz göze geldik. Yüzüne baktım. Sırıtarak bana bakmaya başladı.
Kollarını göğsünde birleştirdi, sırıtmaya devam etti.
“Ne sırıtıyorsun?” Sırıtışı büyüdü.
“Hoşuma gidiyorsun.”
Gözlerim şaşkınlıktan büyüdü.
“Ney? Ney? Hoşuna mı gidiyorum?”
Onaylarcasına başını salladı.
“Galiba kalbimi seninleyken hissediyorum.” diye mırıldandı.Sertçe yutkundum.
“Sen yoksa bana âşık mı olmaya başladın?”
Konuşmasına fırsat vermeden devam ettim. “Bak, bence bizden olmaz. Hiç benden hoşlanma, boşuna.”
Gözlerini kısıp bana baktı.
“Tüh ya, geç kaldım desene.” Anlamsızca baktım. “Kızım, ben sana zaten âşık olmuştum.” Düşünür gibi yaptı, sonra devam etti.
“Yapacak bir şey yok, sen de beni sevmeye başla.”“Sen ne ara bana âşık oldun? Daha geçen gün, ‘Umursanmıyorsun,’ diyen sen değil miydin?”
Sustu.
“Biliyor musun Doğa?”
“Neyi?”
Sertçe yutkundu.
“İnsan sevmeye başlayınca yaşamaya da başlıyormuş… Çok doğru söz.”Daha ne olduğunu anlamadan yanağımda bir sıcaklık hissettim. Öpmüştü.
Kartal hızla geri çekildi. Gözlerimi yavaşça açtığımda bana bakıyordu.
“Sen ne yaptığını sanıyorsun?”
Hızla geri çekildi, kapıya yürüdü.
“Sevdiğim kızı öpüyorum.”
“Bak hâlâ sevdiğim kız diyor…”
Cümlemi bitiremeden odadan çıktı. Ben de peşinden aşağı indim.Herkes dış kapıdaydı. Onların yanına gittiğimde polisleri gördüm.
“Ne oluyor burada?”
“Polisler Kartalları tutuklamaya gelmişler.”
“Ne?!”Kafamı Kartal’a çevirdim. Polis bileğine kelepçe takıyordu. Berat’a ve Arda’ya da.
“Durun memur bey, konu ne?”
“Hanımefendi, şu an acelemiz var. Karakola gideceğiz.”Hızla öne çıkıp cüzdanımdan polis rozetimi gösterdim.
Polislerden biri:
“Komiserim, kusura bakmayın, bilmiyorduk.”
“Tamam, sorun değil. Ben de geliyorum.”Kartalların polisle ne işi olurdu?
Ne suç işlemişlerdi?
~İnsan insandır. Bazen zayıf saatleri olur... Bilmeden, istemeden, tamir edilemeyecek bir felakete uğrar.
》TANRI MİSAFİRİ

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN BAĞI: İHANETİN GÖLGESİNDE
Roman d'amourDoğa adlı bir karakterin geçmişindeki travmalar ve babasından gördüğü psikolojik şiddetle şekillenen bir hikayeyi anlatıyor. Aynı zamanda, Doğa'nın babasının sağ kolu olan Kartal Kırca da önemli bir rol oynuyor. Yalanlar, cinayetler ve hayallerin ya...