Adam kızları eve getirdi ve onları kimseye göstermeden çatı katına gelip yatırdı. İçeri geçip oturdu en korktuğu şey kızların uyanıp ağlaması ve birinin onları görmesiydi. Her fırsatta onları gelip kontrol ediyordu elbet uyanacaklardı ama uyanana kadar bir çaba gösterecekti. Bu olanları karısına anlatabilirdi ama kadının ne tepki vereceğini merak ediyordu. Karısı çocukları çok severdi ama sokaktan bulununca onları sevmeyeceğini düşünüp olanları ona söylemedi. Evliliğinin bozulmasını istemiyordu karısını çok seviyordu ve kaybederse bir boşluğun ortasında kalacak kadar çaresizleşeceğini biliyordu. Adam bu çocuklara tam bir hafta boyunca hiçkimseye çaktırmadan çatı katında bir şekilde bakmayı başarabildi ama karısı geçenlerde hizmetcisiyle konuşurken duymuştu. Birkaç güne şu çatı katının temizlenip değerlendirilmesini istiyordu. Adam tabiki korktu bu durumu nasıl açıklayacağını düşündü.
Adam ne yapacağını bilmez halde karısının yanına gitti. Cesaretini toplayıp ona durumu açıklamaya başladı. Karısı olanları duyunca biraz garipsedi neden kocası böyle bir şey yapmıştı. Merhametinden mi yoksa acıma duygusu mu ağır basmıştı. Kadın anlamadı ne olduğunu ama buna sevinmişti çünki o kadar denemeye rağmen çocukları olmamıştı elbet onların kanından, canından değillerdi ama artık onların çocuklarıydı. Kadın geçen gün hizmetçisiyle çatı katı için değerlendirmeyi çocuk odası yapmaya karar verdi. Adamla beraber çatı katına gittiler. Adam dolabın arkasındaki kızları yavaşça çıkardı,onlar çok masum uyuyorlardı ve onları uyandırmak istemedi. Kadın önce Ecrin'i kucağına aldı o kadar güzel bir yüzü vardı ki sanki nurdan yapılmış gibiydi. Onu bıraktıktan sonra kucağına Mina'yı aldı oda Ecrin gibi pamuk yüzlüydü ikiside bakmaya kıyamayacak kadar güzeldi. Onlara bıraktıktan sonra ikisine de baktı ve gözlerinin dolduğunu sonradan farketti çocuklarının olmalarını o kadar çok istemişlerdi ki o kadar çabanın ama başarısızlıklarla sonuçlanan çaresizlikten sonra bu iki güzel kızın onlara gelmesi onu çok mutlu etmişti. Daha sonra isteksizce mutluluktan mı bilinmez ağlamaya başladı hızla odadan çıkıp kapının önünde ağlamaya başladı. Mutluluktan ağlıyor zannediyordu ama o aslında o kızlara üzülüyordu , o mükemmel iki kızın kimsesizliğine ağlıyordu. Ardından kocası yanına geldi onun yanına eğilip onu teselli edercesine sarıldı ama kadın kendini durduramıyordu. Ama elbet anneleri karşısına çıkarsa hesap soracak ve kızları asla vermeyecekti.
Kadın bu hissi üstünden attıktan sonra kocasıyla beraber dışarı çıktılar çocuklara odaları için bir kaç malzeme alacaklardı...
Bütün herşeyi tamamladıktan sonra kızları yavaşça kucaklarına alıp kendi odalarına götürdüler. Kızlar uyanmıyordu çünki uzun zamandır uyanıklardı uyusalar bile bu yarım saati geçmiyordu ve bu uyku onlar için fırsattı. Bütün eşyaları toparladıktan sonra odayı temizlediler ve çalışmalara başlamak için sabırsızlanıyorlardı.