3. bölüm geldiiiii🥳🥳
satır aralarında görüşürüz, iyi okumalar🍒blonde, who owns your lips,
is it him?
No, mine.
"Lisa bir bakar mısın?"Okulun bahçesine girerken duyduğum sesle adımlarımı durdurdum ve arkamdan gelen o yabancı olmayan ama bir türlü kim olduğunu çıkaramadığım sese doğru döndüm. Roseanne, elindeki iki kahveyle yanıma doğru hızlı adımlarla yürüyordu. Yüzünde anlamlandıramadığım bir gülümseme vardı, bu kız iyilik meleği falan mıydı, neden sürekli gülüyordu.
Onunla ilk defa, geçen hafta Jungkook vasıtasıyla konuşmuştum ve neden olduğunu bilmediğim bir şekilde yanıma gelip duruyordu.
"Sana kahve aldım." dedi sonunda yanıma ulaştığında. Elindeki sert kahveyi bana uzatıp latteden bir yudum aldığında hiçbir tepki vermeden elindeki içeceği aldım ve önüme dönüp yürümeye devam ettim.
"Ben sert kahve sevmem," deyip güldüğümde kendi içtiği kahveyi bana doğru uzatmasıyla içimdeki kahkahayı tutamayıp güldüğümde, o yanlış bir şey yaptığını düşünüp elini hemen geri çekti ve bana yetişmek için yanımda hızlı adımlarla yürümeye devam etti. "Ama sen aldığın için bu seferlik içeceğim." dedim okulun binasından içeri girerken. Dersliklerimiz ayrıydı ve ona görüşürüz demek içimden gelmediği için adımlarımı hızlandırdım.
Arkamda şaşkın bir kız bıraktığımı biliyordum, benimle ilgili olan her şeye şaşırıyordu ve bu oldukça komikti.
Elimdeki kahveden bir yudum alıp beğenmediğime karar verdiğimde koridorun kenarındaki çöp kutusuna atıp dersliğime doğru yürüdüm. Bugün uygulamalı derslerden birine girecektik ve ben oldukça heyecanlıydım.
Dersliğin kapısını açıp içeri girecekken yanımdan hızla geçip en arka sıraya doğru giden Jungkook'u görmeyi beklemediğim için anlık olarak afallamıştım ama bu çok kısa sürdü, ben de onun ardından arka sıraya geçtim ve ona kısa bir bakış atıp önüme döndüm.
Jungkook, yanımdan geçerken kendine has kokusu da burnuma gelmişti ve bu koku tarif edemediğm tuhaf bir kokuydu, insanı kendine bağlayan o büyülü kokular gibiydi.
"Pişt Lisa," dedi bir ses, sesin kime ait olduğunu biliyordum ama bilerek ona dönmedim. Ben dönmeyince tekrar; "Lisa." dediğinde bıkkın bir tavırla ona döndüm. Bu ısrarından sıkılmıştım.
"Bugün bize gelsene." dedi Chan, ona döner dönmez. Ona döndükten sonra sırasından kalktı ve önümde oturan kızı yerinden kaldırıp kendisi oturdu ve bana iyice yaklaştı. Bugünlerde insanlarla yakınlığım oldukça artmıştı ve bu durum artık sıkıcı bir hal almaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cherry lips want your skin ❧liskook
Teen FictionElindeki viskiyi üstüme yavaş yavaş dökmeye devam ederken çıldırmamak elde değildi, kesik kesik aldığım nefesler bir bıçak gibi boğazımı kesiyordu. Kendimi yatağa bırakıp alttan ona baktım. Dudaklarım sızlıyordu. Parmaklarımı usulca dudaklarımda gez...