Tanışma & Tanıtım.

25 3 14
                                    

Herkese merhabalar! 🦋

   Birkaç senedir buralardayım, okuduğum bxb kitaplar ile dünyadan dünyaya geçiş yapıyorken bir süre sonra "Neden ben de bir şeyler karalamıyorum" diye düşünmeye başladım ve artık bunların düşüncede kalacağına işe dökülmelerini istiyorum.🤞 Tutar mı, sizlere keyif verir mi diye sorgulamayı kenara bırakıp perilerimle birlikte sizin karşınıza çıkıyorum. Dünyamı, karakterlerimi, beni sevmeniz dileğimle ; hoş geldiniz! 💞


 "Uçağımız inişe geçmiş olup olası bir türbülansa karşı yerlerinizden ayrılmamanız önemle rica olunur. Kemer ikaz ışıklarınız sönene kadar kemerleriniz takılı durumda kalmalıdır. Hassasiyetiniz için teşekkürler. "


 Hayatımın en yavaş geçen 1 ayı sonunda bitmiş ve artık evime dönüyordum. Bu maceranın daha güzel geçmesini bekliyordum ama beklediğimin aksine canımın sıkıldığı günleri saymak daha çok canımı sıkıyor. Yine de Erasmus ile yurt dışına çıkabilmenin mutluluğu ve özgüvenini içimde taşıyorum. Bir mimarlık öğrencisi olup İtalya'ya eğitimim için gitmek, benim belki de bu hayatta kazanabileceğim en iyi fırsattı. İtalya harika bir yer, mimari yapıları zaten meslek açısından bana bir hazineyken yemekleri benim için unutulmayacak zevkler kattı. Zaten bir makarna canavarı olarak tam da yaşamam yere kavuşmuşum gibi hissettirmişti.

 İlk başlarda yeni yerler, yeni insanlar, farklı dil, farklı yapılar beni heyecan içinde boğsa da çok geçmeden içimde bir eksiklik oluşmuştu. İstanbul'daki hayatımın eksikliğiydi bu. Yine de sevdiklerimle konuşurken onlara bunu hissettirmemeyi çalışmıştım çünkü benimle gurur duyuyorlardı, mutlu olduğumu bilmeleri yeterliydi. Ki mutluydum da, sadece bir tık özlem duyuyordum o kadar. Belki beni ağlama krizlerine sokacak kadar. 

"Şey, bakar mısınız ?"

Yanımdaki genç kızın bana seslenmesiyle daldığım manzaradan kendimi çektim ona baktım. "Efendim?"

"Ben çantamı üst tarafa koydum ama boyum yetişmiyor koyarken de hostes yardımcı olmuştu rica etsem bana almamda yardımcı olur musunuz ?" gözlerimin içine bakıp gülümseyerek süzmüştü beni. 

"Yardımcı olurum tamam." dedim kaşlarımı çatmamaya çalışarak. 

Normalde yardım istemesinde hiçbir tuhaflık yoktu ama kız uçağa bindiğimizden beri yandan yandan bana bakıyor arada bir tepkimi çekmek için garip sesler çıkartıyordu. İster istemez gerilmiştim yol boyu neyse ki bu yolculuktan kurtuluyordum artık. 

Uçak yerine geldiğinde uçağın içerisinde hareketlenme oldu. Ön sıralardan bilet almış olmam bayağı iyi olmuş çünkü arka taraf bir an önce inmek için gözlerinden ateş çıkarırcasına öne doğru bakışlar atıyordu. 

Koridorda boşluk bulduğum anda çıkıp yanımdaki kızın çantasını üst kısımdan aldım. Kıza uzatacağım sırada kızın kollarıma bön bön bakıyor oluşuyla karşılaştım.

Hafifçe öksürerek "Çantan" diyerek kıza çantayı uzattım. 

"Ah teşekkür ederim, sana da zahmet oldu."

"Önemi yok" diyerek uçaktan çıktım, tünel gibi yerden yürürken yanımdaki ayak sesiyle kızın da peşimden geldiğini fark ettim. Yine de ona bakmadan yürümeye devam ediyordum ki...

"Vaktin var mı, ailem henüz gelmemiş onları beklerken kahve içeceğim istersen birli.." sözünü tamamlayamadan olduğum yerde kalınca o da durdu ve bana baktı bense karşımdaki insanlara bakıyordum. 

"Kusura bakmayın benimkiler çoktan gelmiş size afiyet olsun." dedim. Üslubumdaki seviyeyi bilerek koymuştum sanki tanışıyormuş, samimiymişiz gibi konuşmasından hiç hoşlanmamıştım.

"Önemli değil" burnunu kıvırarak sağ tarafa doğru gitti.

Birden Çağla'nın bana sarılmasıyla sarsıldım. "Yavaş be kızım ne oluyor" . Yanağıma 2-3 kere hızlı hızlı öpücük kondururken "Ne yavaşı 30 gündür bu anı bekliyorum ben".

"Delirdi yine gerçekten delirdi."

İdil'e kafamı sallayıp göz kırparak onay verdim. Çağla tam bir deliydi ama onu çok seviyordum. Kalbim dostlarıma aitse bunun yarısı Çağla'nındı. 

"Hoş geldin kardeşim." Deniz elini uzatınca ona karşılık verdim. İdil ve Deniz üniversiten arkadaşlarımızdı ve birliktelerdi. Üniversitenin ilk haftasında tavlamıştı hemen kızı. Çok da tatlı bir ilişkileri vardı, onları hep tebessüm ederek izliyordum. 

Gözlerim etrafı ararken yakalandığımı belli eden lafı duydum. "Bak bak nasıl arıyor görüyor musunuz size söyledim benden çok seviyor onu". 

Dudağını asmış Çağla'nın saçlarını dağıtırken "Gelmedi mi ?" diye sordum. 

"Geldi de dışarıda telefonla konuşuyordu senin uçak biraz erken inince tabii hâlâ inmediğini düşünüyor olabilir hadi yanına gidelim." diyerek valizime uzandı Deniz. Engel olmaya çalışınca da "Kaç saatlik yoldan geldin oğlum bir de o kadar koşuşturmadan sonra bırak alayım ne olacak" deyince bir şey yapamadım.

"Dışarısı bayağı soğuk bu arada şu hırkanın önünü kapat." 

"Dinle yavrum anneni" diyerek kahkaha atan İdil'e baktım.  O sırada Çağla beni yokluyordu. "Zayıfladın mı sen, bu ne göbek vardı burada ama artık yok." 

"Çağla karnımı kurcalamayı bırakır mısın, benim ne zaman göbeğim oldu hem?" 

"Ne bileyim gözüme öyle göründün bayağıdır yoktun unutmuşum galiba."

Çağla'nın bu hallerine gülerken çoktan dış kapıdan çıkmıştık. İdil Çağla'yı kolumdan çekip biraz sakinleşmesi gerektiğini söylüyordu. Bizimki yokluğumda gerçekten delirmiş olmalıydı. Bu sırada Deniz de arabayı getirmeye gitmişti. Kızlar kendi hallerinde takılırken ben de telefonumdan annemlere geldiğime dair bir mesaj atmıştım. Saat geç olduğu için aramak istememiştim yarın arar doya doya konuşuruz diye düşünüyordum.

"İlkay."

Duyduğum sesle sol tarafıma döndüğümde onu gördüm. Kalbimin diğer yarısını. 


****

Üç arkadaşın garipleşen hayatlarıyla ilgili bir kitap olacak bu. Umarım kafamdakileri çok güzel yansıtır kalbinize dahil olabilirim. Yorum ve oylarınızı bekliyorum. ☻ 

Ay Tozu | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin