Tanıtım

113 10 1
                                    

Merhaba bu benim ilk kitabım umarım beğenirsiniz...

Multimedia : Selin

İyi Okumalar!!!

Selin'in Ağzından

Kaybolmuştum oteli bulamıyordum.

Dört duvar arasında gibi hissediyorum kendimi.

Korkuyorum. İç seçimde bana katılmış ve

'Korkuyorsun' demişti. Evet dedim kendi kendime korkuyorum.

İlerlemeye başladım yavaşça nereye gittiğimi bilmeden ilerledim. Bir adım, iki adım, üç adım, dört adım ve yine hayal kırıklığı hiçbir şey yoktu.

Sadece karşımda gördüğüm bir hurdalık vardı. Belki içinde biri vardır diye umut edip hurdalığa doğru yürüdüm.

Yürüdüm, yürüdüm ve yürüdüm yavaş yavaş yaklaşmıştım. Sesler gelmeye başlamıştı duymak için biraz daha yaklaştım ve yüzünü görebildiğim bir adamın bağırmış sesleri kulağıma kadar geldi.

"Sen kim oluyorsun da benim kardeşimi kaçırabilirsin lan piç kurusu!?" diye bağırdı genç, yakışıklı ve bir o kadar da sinirli adam.

Karşısında, arkası bana dönük adam kocaman bir kahkaha attı ve anında ciddileşti.

"Sen benim kardeşimi kaçırıp, tecavüz edip ve öldüre biliyorsan bende senin kardeşine yapayım dedim nasıl iyi etmemiş miyim Ertuğrul bey!!!" bağırdığında tırsmıştım gerçekten bir insan hem kaçırıp, hem tecavüz edip hem de nasıl öldürebilirdi bir insanı.

İç sesim o anda bana 'Demek ki neymiş herkes sen gibi iyilik meleği olamıyormuş sarı' dedi.

Bende 'Bende benim iç sesim nerede kalmıştı diyorum' dedim.

'Ay canım manikür pedikür yaptırıyordum' dedi.

Ben böyle iç sesimle kavga ederken karşıdaki adam yine bağırdı "Lan piç kurusu ben senin kardeşine bir şey yapmadım ben senin kardeşini kaçırmadım, ben senin kardeşine dokunmadım, ben senin kardeşini öldürmedim!!" diye sanırım son ses bağırdı.

Benim olduğum kapının önündeki adam ise şaşkınca önündeki adama baktı ve silkinip yine kendi haline gelip sırıttı "O zaman kardeşine yazık oldu Ertuğrul" dedi.

Karşısındaki adının Ertuğrul diye öğrendiğim kişi "Ne demeye çalışıyorsun lan sen!?" dedi.

Kapının önündeki adam iyice sırıttıp "Diyorum ki kardeşin bana bekaretini verdi" dediğinde adam benim gözlerim ve ağzım 'o' şeklini aldı.

Ertuğrul denen adam ise belinden bir şey çıkarıp adama doğrultu ben ne olduğunu göremediğim için birkaç adım one gidip ne olduğuna baktım şu an tam adamın arkasında kalmıştım.

Kafamı kaldırıp baktığımda ise adamın elinde silah tuttuğu ve benim önümdeki adama silahı doğrultuğuydu.

Ben daha ne olduğunu anlamadan Ertuğrul denen adam silahın ettiğini çekmiş silahı ateş ettiğinde benim önümdeki adam bir adım yana kayarak kurşundan kurtuldu ama ben akıl edemeyip kenara kayamayınca kurşun bana girmişti.

Kendimi ayakta tutamıyordum, dizlerim tutuyordu artık. Bir yere tutunmak istedim en son ama tutunacak bir yer olmayınca dizlerimin bağı çözüldü ve kendimi nerede sırt üstü boylu boyunca uzanırken buldum.

Gözlerim kapanmaya başlamıştı artık göz kapaklarım kapanmaması için direnirken kendimi tutamadım ve gözlerim kapandı. Bilincim kapanmadan önce ise sadece bir cümle duydum. "Allah kahretsin!!!"

Sonrası mı sonrası koskoca bir karanlık.

Kapak tasarımı için Derya'ya yeniden teşekkürler...

KurşunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin