I. bölüm

61 3 0
                                    


Hello bebeklerim bu benim ilk kitabım çok acemiyim aslında kitap yazmak konusunda bu yüzden yazılım hatalarım büyük ihtimalle vardır
lütfen maruz görün🙏🏻

Olayları uzata bildiğim kadar uzatıcam hemen oldu da bittiye getirmek istemiyorum.

Vote vermeyi unutmayın✨

Satır arası yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin🤍

Hepinizi çok seviyorum

BÖLÜM 1.

Kimilerinin en büyük şansıdır babaları,
kimilerinin de en büyük şanssızlığı..

Alarmın sesiyle zar zor gözlerimi açabilmiştim. Elimi komodinin üzerine uzatarak telefonu aldım çalan alarmı durdurur durdurmaz tekrar uyumak için gözlerimi kapaticaktım ki ipeğin aramasıyla azıcık uykumunda kaçması bir oldu 3 kereden fazla çalan telefonu sonunda açabilmiştim ama açtığıma da bin pişman olmuştum her zaman ki ipek " Ayza sen beni meraktan öldürecek misin niye açmıyosun bu telefonu deminden beri çalıyor?"
Her zaman böyleydi hep benim için endişelenirdi "Sanada günaydın canım arkadaşım."
Bu bizim aramızda neredeyse her sabah geçen dialog olmuştu artık. "Günaydını mı kaldı be öğlen oldu öküz."
Daha saat 9 bile değildi neresi öğlen bu kız beni bazen deli ediyordu. "Neyse hadi sen hazırlan ben gelip seni alcam işe beraber gideriz."
"Tamam hadi görüşürüz."

Telefonu kapattıktan sonra yataktan fırladığım gibi banyoya gittim rutin işlerimi hallettikten sonra üzerimi değiştirdim yüzüme yok denilecek derecede hafif bir makyaj yaptım beyaz t-shirt siyah kot pantolon giymiştim son bir kez aynada kendime baktım her zamanki halimdi aslında ne fazla ne eksik kapının çaldığını duyduğum an aşağı indim kapıyı açtığımda ipek tam karsımda duruyordu "hadi kanka acele et geç kaldık." Çantamı alıp acele bir şekilde evden çıktım koşar adımlarla yürüyoduk işe geç kalmamamız gerekiyordu patron aksinin biriydi.

İpek ve ben aynı kafede garsonluk yapıyorduk ve çocukluk arkadaşıydık ikimizde 22 yaşındayız, onunla büyüdüm diyebilirim hatta. aynı mahalle aynı okul üniverste arkadaşı olamadık ama neyazık ki, çünkü babam okumama izin vermemişti hatta okula gitmemem için hep kitaplarımı yırtardı defterlerimi yakardı neymiş okulda vakit geçireceğime çalışıp eve para getirecek mişim kazandığım parayla da içki alıp zıkkımlanır hep.

Bazı kızların en büyük şansları babalarıyken benim en büyük hayal kırıklığımdı babam.

Önlüklerimizi giyip işe koyulduk. "Ayza masa 8 in siparişini al hemen!" Fuat beyin sesiydi bu kafenin sahibi değildi ama biz garsonlardan o sorumluydu tamam dercesine kafamı salladıktan sonra hızlı adımlarla masa 8 e doğru yürüdüm. Masada 25- 30 yaş arası bir adam oturuyordu epeyce ürkütücü bir aurası vardı keskin bakışları sert çene yapısı, belirgin elmacık kemikleri ve kirli sakalları vardı sağ elinin parmaklarını çenesinde gezdirerek telefonda bir şeyler okuyor gibiydi daha fazla beklemeden siparişini alıp uzaklaşsam iyi olucaktı
"Merhaba efendim hoşgeldiniz. Bir şey alır mıydınız?" Bi anda keskin bakışlarının hedefi ben olmuştum açıkcası ürkütmüştü bu bakış beni " Sade türk kahvesi" sesiyle irkilmiştim resmen "efendim?" Ne dediğini anlayamamıştım.
"Türk kahvesi istedim sade türk kahvesi" tamam dercesine kafamı sallayıp yanından hemen uzaklaştım siparişini aldıktan sonra tepsiyi diğer garson kıza verdim ben o sinirli adamın masasina gidecek değildim artık
" Canm şu kahveyi masa 8 e götürür müsün" tepsiyi kız götürmüştü bende diğer siparişlerle ilgileniyordum. 2 dakika sonra kız elinde kahve geri döndü "Ayza beyfendi kahveyi senin götürmeni istiyor." Bu adamın derdi neydi kahveyi kızdan alıp istemsiz adımlarla bay ürkütücünün masasina doğru ilerledim.
"Buyurun efendim kahveniz." Diyerek kahveyi masaya bıraktım yine o delici bakışlarını yüzüme dikmişti bu sefer beni baştan aşağı süzdü
"Ben kahvemi senden istemiştim Ayza!"
Bir dakika adımı nerden biliyordu bu adam "Siz...siz benim adımı" sözümü keserek elini yakama uzattı "Ayza değil mi ismin?." Yakamı göstererek, tabi ya aklımdan çıkmıştı isimlerimizin yazıldığı. Adamın karşısında rezil olmuştum.
"Ben buraya sık sık geliyorum ama seni ilk kez gördüm yenisin galiba?" Diye sordu, adamla burda muhabbet edicek halim yoktu
"başka bir isteğiniz yoksa ben gideyim efendim." Dedim ve bir kelime etmesini beklemeden direk uzaklaştım yanından arkamdan bana baktığını hissediyordum.
O sıra ipek bir şeyler olduğunu anlamıştı ki bana yaklaşıp neler olduğunu sordu " Ayzam ne oldu bi sorun mu var?"
Bu adam beni epey ürkütmüştü. aslına bakarsan
korkutacak hiçbir şey yapmamıştı ama görüntüsü insanın içine ürperti salıcak kadar ürkütücü ve bir o kadar yakışıklıydı.
"Bir sorun yok kanka halsizim galiba sabah kahvaltı etmeden çıkmıştım ondandır."
" E bir şeyler yesene mutfağa geçip"
"tamam" deyip mutfağa geçtim simitle çay içtikten sonra işimin başına döndüm etrafa bakındım ama adam yoktu masayı temizlemek için gittiğimde kahve bıraktığım gibi duruyordu.
Fincanın altında bir not bırakmıştı

PRANGAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin