Tek bir dünya
Kocaman bir evren binlerce yıldız ve her bir yıldizin aldığı o görkemli rengarenk galaksiler. Bunca galaksının içinde güneş bulmuştu dünya adlı gezegenimizi. Bu gezegende binlerce farklı türden hem havada, hem karada, hem de suda yaratıklar vardı işte bu yaratıklardan insan adıyla tanınanlardandım ,ben kocaman kıtalardan asya kıtadında bulunan küçük ama kudretli Türkiye'de bir Türk kızıyıö. Çok acayip dimi? Bu kelimeye alışın çunku bunu çokça kullanıcam. Din olarak tek bir yaratana inanıyorum. Tabi dünyada çokça din dil ve ırk vardı. Benim yani biz Türklerin ülkesinde çok çeşit insan bulunur. Biz farklı milletlere ev sahipliği yapmayı seven bir milletiz. Diğer ülkeleri bilmem ama biz oldukça renkli bir ülkeyiz . Her millete uyan bayramlarımız ve bayramlarımızı süsleyen güzel ufak ama bir o kadar eğlenceli kutlamalar yapılır ,çeşitli yarışmalar hatta sergiler açılır. Size ülkemi yani vatanımı anlatıyorum çünkü bizde önce vatan diye bir söz vardır. Bu satırları bu deyine göre yazmak istedim. Şimdi de size kendimi tanıtıyım. Tabiki de size uzun ve büyük Türk tarihimizi anlatıp kısa bir tarih dersi vermiycem. Açıkçası benim de tarih dersim pek iyi değildir. Konu hiçbir zaman insanlar daha doğrusu insan tarihi, hayvanlar, hava, su veya toprak olmadı. Dünya, benim aklımdaki tek konu dünya oldu. Bunca gezegenim arasın dünyamızı bunca yıldızın arasından güneş seçmiş. Çok acayip öyle değil mi? Dünya aslında bizim küçük everenimiz. Hayat sandığımızdan daha kısa aslında, sadece değeri bilinmiyor. Tüm insanlar bilir ki kötülük yapan biri her yada geç hak ettiğini bulur, peki ya bulduğunda çok geç olursa. Ya bulduğunda artık kötülük yaptığı kişi hayatta değilse ne anlamı kalır. Ya kötülük yapan kişi yaşadıklarından bir ders çıkarmassa ne olucak. Aslında biliyor musunuz bence idam cezaları bir insanın hayattan ders çıkardığı tek andır. Hani derler ya ölümden önce sanki hayatım bir film şeridi gibi gözlerimin önünden akıp geçti, işte bence bu olay gerçek. Tabi o insan yaptıklarının ciddiyetini anlayana kadar ruhu alınmış oluyor. Gerçek adalet adalet saraylarında, mahkeme salonlarında değil, asıl adalet insanın vicdanındadır. Yani insanların bir aklı bir vicdanı olsaydı avukatlara gerek duymazdı dünya. Eğer elimizdeki bu dünyaya sahip çıkmak istiyorsan çevreyi, havayı, suyu, toprağı değil insanlarımıza sahip çıkmalıyız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benliğimde Saklananlar
Fantasyküçük bir kız kendini küçüklüğüne ve geleceğine böler, hayatın gerçeklerini kendilerinden saklar. Hem çocuk olmaya hem de ağlamaya yüz tutan bir gecenin hikayesi.