kardelen'im:
bebeğim ne yaptınmon cœur:
ryu ve jim'le oturuyoruz kafede sevgilim
siz naptinizkardelen'im:
ayarladım her şeyi ben
bizimkileri almaya gidicem birazdan ordan da yanınıza gelicezmon cœur:
off taehyung ya cok heycanliyim
ve gerginimkardelen'im:
sakin ol güzelim
her şey mükemmel olucak inan bana
şimdi güzelce oturun geliriz biz yarım saate
tamam mımon cœur:
tamam canım bekliyoruz
gelince görüşürüzkardelen'im:
görüşürüz sevgilim_
Jimin ve Ryujin'le kafede oturuyorduk ve ruh halim şu an çok karışık olduğundan biraz da olsa keyiflendirmeye çalışıyorlardı beni. Evet çok mutluydum ama aynı zamanda gergin, kaygılı ve alıştığım düzeni, sevdiklerimi bırakacağım için de tuhaf hissediyordum. Sonuçta birden yeni bir hayata yelken açmak, kim olursa olsun hiç de kolay değildi.
Önümdeki soğuk kahvenin buzları ben düşüncelere dalmışken çoktan erimişti ve Ryujin'le Jimin benden umudu kesmiş olacak ki kendi aralarında konuşmaya başlamışlardı.
Kendimi biraz toparlamak için tuvalete gideceğimi söylemiş ve masadan kalkıp tuvalete gitmiştim.Elimi yüzümü yıkayıp biraz kendime gelmiştim. Masaya dönmeden önce Taehyung'u aramıştım, sesini duymaya kesinlikle ihtiyacım vardı. Telefonumu meşgule atmıştı, tam kaşlarımı çatmış tekrar arayacakken açılan tuvaletin kapısıyla o tarafa dönmüştüm. Sevgilim gelmişti sonunda ve beni bulmuştu.
Taehyung'u gördüğüm an kollarımı boynuna sarmış ve sıkıca sarılmıştım. Mutsuz değildim, hatta mutsuzluğa dair hiçbir duygu beslemiyordum. Çok mutluydum ama olasılıklarla dolup taşıyordu beynim.
"Güzelim iyisin değil mi?" "iyiyim, iyiyim de garip hissediyorum işte" biraz geri çekilip yüzümü avuçlarının arasına almış ve tebessüm etmişti. "Anlıyorum seni bir tanem, aynı şeyleri bende yaşıyorum çünkü.." dudaklarımın üstüne minik bir öpücük bırakmış ve devam etmişti konuşmaya, "..sadece birazcık akışına bırakamaz mısın hm? her şey çok fazla güzel olacak bebeğim inan bana" başımı aşağı yukarı sallayıp söylediklerini onaylanmıştım ve gülümsemiştim. Benim verdiğim tepkiye karşılık onun gülüşü daha çok büyümüştü.
_
Uzunca bir süre kafede arkadaşlarımızla oturup bol bol eğlenmiştik. Moralim kesinlikle şu an tavandı, her iki dakikada bir kahkaha atmamı sağlayan arkadaşlarım ve sevgilim vardı çünkü. Biz böyle gülüp eğlenirken hava çoktan kararmıştı ve artık kalkmamız gerekiyordu malum kaçırmamamız gereken bir uçağımız vardı.
Hesapları ödeyip kafeden kalkmıştık. Havaalanında vedalaşacak zamanımız olmayacağı için arabalara binmeden vedalaşmaya başlamıştık. Tam şu an da gerçekten çok buruk hissediyordum, keşke arkadaşlarımız da bizimle gelebilseydi diye düşünmeden edememiştim. Olabildiğince kendimi ağlamamak ve suratımı asmamak için zorlanmıştım. Sonunda vedalaşmamız bittiğinde de hepsine el sallayıp arabaya geçmiştik.
Arabada hiç konuşmamıştık, ikimizinde birbirimizden farkı yoktu. Yüzümü sevgilime dönüp uzunca bir süre suratına bakmıştım. Çok güzel ve yakışıklıydı benim sevdiğim, ister istemez karşımdaki mükemmel adamın benim olduğu gerçeği, düşmüş suratımı yeniden güldürmüştü. Büyülenmiş gibi uzun bir süredir kafamı arabanın koltuğuna yaslamış ona bakıyordum. Taehyung bunu fark etmiş olacak ki boşta olan eliyle elimi tutmuş ve o da bana dönmüştü. "Hayırdır yeniden mi aşık oldun hm?" dediğine karşı ufak bir kahkaha atmıştım, "sana her baktığımda yeniden aşık oluyorum ben zaten" dediğimle şımarır gibi bir ifade takınmıştı ve yola devam etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2nd chance | taekook
Fanfictionherkes ikinci bir şansı hak eder. !toxic relationship! |texting+düzyazı.