Hürkan Gügen. Hürkan Gügen. Hürkan Gügen.
Kaldığım yurda gidene kadar unutmamak için ismini tekrarlayıp durdum. Yurda son giriş saati 23.00'dü ve bu da çok az vaktim kaldığını gösteriyordu. Adımlarımı hızlandırdım.
Sonunda vardığımda beni karşılayan Lara oldu. "Hayal, iyi misin sen?" Sadece "evet" dedim ve kendimi banyoya attım. Sıcak bir duş iyi gelir gibiydi.
Sıcak suyun altındayken o geldi aklıma. Benim neyim eksikti acaba diye düşündüm. Neyim eksikti de onu başka birisinde aramıştı? Sinirlerim git gide bozulunca düşüncelerimi Hürkan'a yönlendirmeye çalıştım ve başardım da. Yüzünü gözümün önüne getirdim. İstemsizce sırıtmama neden oldu bu. Bana iyi geliyordu.
Banyodan çıkınca Lara'yı odada göremedim. Odada üç kişi kalıyorduk zaten. Masasında ders çalışan Algı'ya selam verdim ancak o beni duymadı bile.
Yatağıma oturdum ve telefonumu aldım. Elim hemen Instangram'a gitti. Klavyede onun ismini tuşladım ve çıkan ilk hesaba girdim. Bu oydu. Hesabında biraz gezince Youtube'da videolarının olduğunu anladım ve biosundaki linkten attığı son videoya girdim. Sabaha kadar tüm videolarını izlemeyi kafama koymuştum ki pencereden bir ses geldi.
Bu Lara'ydı. "Tut şu poşeti!" İçeriye doğru attığı poşeti yakaladım. İçinde birkaç paket cips vardı. Poşeti attıktan sonra kendisini de pencereden içeriye attı. "Huh, yakalanmadan kaçabildim."
"Noodle da aldın mı?" Algı meraklı gözlerle poşeti süzüyordu. "Aldım, sen kettleı hazırla." Yemek pişirmek yasak olduğundan mecbur böyle pişiriyorduk. Yurtta sıradan bir gün.
Lara hemen yanıma oturdu ve poşetten iki kutu kahve çıkarttı ve birini bana uzattı. "Sana aldım." Gülümsedim. Bana neyin iyi geleceğini çok iyi biliyordu. "Teşekkür ederim buna cidden ihtiyacım vardı."
Algı yanımıza geldi ve poşetten noodleları aldı. Sonra da kettleın içinde kaynayan suya tek tek bıraktı. Biz de o sırada kahvelerimizi yudumladık.
"Sormayayım diyorum ama noldu sana be kızım? Rengin iyice gitmiş ruh gibi olmuşsun anasını satayım." Haklıydı. Tipim kaymıştı iyice.
"Akşam yemeği yemedim ya ondandır." İnanmadığı belli olsa da anladım dermişcesine başını salladı.
"Sonunda hazırlar, hadi gelin." Algı'nın seslenmesiyle kaselerimizi almaya gittik, sonra da yere çöktüm. Sırtımı yatağa yaslamıştım. Algı ve Lara da aynı şekilde oturdu. Sessizce noodlelarımızı yerken dayanamadım.
"Beni aldatmış." Noodleları herkesin boğazına dizmiştim. Uzun bir sessizlik oldu. "Ne?" dedi Algı. "Şaka mı?" Kafamı olumsuz anlamda sallamakla yetindim. Lara konuştu bu sefer. Olanları yeni idrak edebilmişti. "Orospu çocuğuna bak sen! Şimdi ben onu anasının amına geri sokmazsam." Tam hareketleniyordu ki kolundan tuttum. "Lor, lütfen."
Yere geri oturdu ama ilk fırsatta kaçacak gibiydi. Onu burada tutmanın tek yolu olanları anlatmak diye düşündüm.
Onun bana dediklerini, benim ona dediklerimi. Hepsini anlattım. Sıra olayın güzel kısmına gelmişti.
"Durağın birine gittim oturdum ve ağlamaya başladım." Bunu dememle ikisi de şaşırmıştı ama tepki vermediler. Anlatmaya devam ettim. "Sonra birisi geldi..."
Olanları tüm detaylarıyla anlattım.
"Hürkan Gügen mi? Oha." dedi Algı. Anlaşılan tanıyordu. "Bundan birkaç yıl önce çok izliyordum."
"Tipine bak'im merak ettim." dedi Lara. Ben de gösterdim. "Bu muydu ya, sen daha yakışıklısın." dedi bana dönerek ve piç gülüşü atarak. Gülümsedim.
"Gidecek misin durağa yine?" diye sordu Algı. Ben de bilmiyordum ki. Üzgün veya kötü hissetmiyordum. "Kötü hissedersen gel demişti ve ben kötü hissetmiyorum." dedim ve kasemin dibindeki suyu ictim.
"Bence gitmek yerine Instangram'dan ekle." dedi Lara. Mantıklı olabilirdi. Algı'ya döndüm. "Sence?"
"Duyguların var mı ona karşı?" dedi. "Ne? Ne alaka ya?" dedim. Beklemediğim bir soruydu.
"Hayal bir şeyler hissediyor musun hissetmiyor musun?" Lara'nın bize iğrenerek baktığına emindim. Kafamı ona çevirdim ve konuşmaya başladı. "Bir şeyler hissediyorsan da ilk önce gelsin bi benim gözüme görünsün, ben anlarım nasıl biri olduğunu."
"Tamam anne!" dedim. Öz annemden daha çok annemdi resmen. "Hayal! Cevap verecek misin?" Algı'ya döndüm. "Bilmiyorum sanırım hissetmiyorum. Ama düşününce..." Algı sözümü kesti. "Yarın gidiyorsun."
"Ne aşk kuşu çıktınız ya." dedi Lara iğneyelici bakışlarla. Uyuyorum ben yarın saat 08.00'de dersim var." Kalktı ve yatağına yattı. "İyi geceler paşam." dedim ve Algı'ya döndüm.
"Ben de uyuyacağım sanırım. Yarın uzun bir gün olacak." Beni onayladı ve çalışmaya devam etmek için masasına geri döndü.
Bense yatağıma yatıp düşüncelerin gri sisinin içine daldım. Hayatımdaki en önemli kişiyi o konumdan çıkarınca anında yerine yeni biri geçmişti. Hislerim bozuk bir pusula gibiydi, ancak tamir edersem yapmam gereken en doğru şeyi görecektim. Ve tamir etmek için de birine ihtiyacım vardı. Hürkan Gügen.
2. bölümden selamlar! Bu bölümde karakterleri biraz da olsun tanıyın istedim. Ayrıca bölümü yazmam için bana ilham büyüsü yapan sizofrenbony 'e teşekkür ederimm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZYAŞI DURAĞI -Hugola
FanfictionÇocukken her ağlayışında ailesinin onu azarlayışından dolayı yıllardır ağlayamayan Hayal Akdağ, yaşadığı son şeylerden dolayı kendini tutamaz ve rastgele bir durakta ağlamaya başlar. O sırada ise oldukça tatlı bir çocukla tanışır ve hiç farketmeden...