Yaz sıcağında sürdüğüm kaykaydan inip internet kafeye girdim. Aldığım kolayla her zamanki bilgisayarın başına geçtim. Oyunu açtığımda yaklaşık bir 40 dakikadır oynuyordum, yanıma gelen birisi bana bir şey yazmıştı.
"Noob"
Kendine bak öküz. Cevap vermeden oynamaya devam ettim ama sürekli yazdığı aşağılayıcı kelimeler sinirimi bozmaya başlamıştı.
"Ne istiyorsun?"
"Daha oynamayı beceremiyorsun."
"Tamam."
"Yaş kaç?"
"Seni ilgilendirir mi?"
"Ben 19'um"
"Ne yapabilirim?"
"Haha, max 7."
"Ne diyosun amk?"
Yine oyuna küçük çocuklar gelmişti. Evet tabii ki oynayabilirlerdi ama kendinden yaşça büyük insanlara karşı davranışları, dalga geçmeleri ve kullandıkları sözcükler hiç hoş olmuyordu. Bir şey yapamıyorlardı. O sırada yandan başka bir karakter geldi.
"Tom sana kaç defa insanlarla taşak geçme dedim."
"Sus, git bi."
"Hayır bu şekilde kızlarla tanışıp sonrasında flört aşamasına geçemezsin. BU HER ŞEYDEN DAHA SAÇMA!"
Cidden saçma.
"Hay ananı."
Yazışmalar kesildi, boş boş ekrana bakıyordum. Bir dakika sonra adının Tom olduğunu öğrendiğim çocuk oyundan çıktı.
"Onun adına üzgünüm, bu şekilde davranıp gözüne kestirdiklerini sinir etmeyi seviyor ve bazılarıyla flört ediyor."
"Anladım, sorun yok."
"Tamam o zaman. Bu arada kötü de oynamıyorsun."
"Teşekkürler."
"Rica ederim."
Alttan bir arkadaşlık isteği geldi, oydu. Sorgulamadan kabul ettim. Çünkü tanımadan öylesine birbirine istek atan çok kişi vardı, o yüzden normaldi.
"İyi günler."
"Sanada."
Ve çıktı. Biraz daha oynadıktan sonra bende çıkacaktım, önce aklıma gelen şeyi yaptım. Kaulitzbill.. hesabının adı buydu, üstüne tıkladım ve bakmaya başladım. Leveli baya bi yüksekti. Saatin 16.05 olduğunu gördüğümde masaüstüne dönüp bilgisayarı kapattım. Parayı kasadaki çocuğa bıraktıktan sonra kafeden çıktım. Kaykayımla arkadaşlarımın yanına gidiyordum.
-Sonunda Katrin! Seni bekliyoruz. ~Boris
-Tamam ama şimdi buradayım. ~Katrin
-Hadi, geç kalacağız. ~Verena
Beraber kaykaylarımıza binip avmye gittik, hızlı adımlarla sinema katına çıkıyorduk. Bizi Nina ve onun omzunda kolu olan Herta karşıladı, ellerindeki biletleri uzattılar.
-Neden bu kadar geç kaldınız? ~Herta
-Katrin hanım oyuna daldı. ~Boris
-Gene mi kızım? Hiç bir yere vaktinde gelemiyorsun. ~Herta
-Olabilir, demeyin öyle bebeğime. ~Nina
Nina kollarını açarak kendini üzerime bıraktı ve sarıldı, bende karşılık verdim.
-Kötü bir şey demedik ki. Ayrıca, bazen lezbiyen olduğunu düşünüyorum. ~Herta
-O zaman kız olman gerekirdi şapşal. ~Nina
-Aşkınızı bir kenara bıraksanız ve filme girsek? ~Verana
-Verena haklı, çok iyisiniz ama zamanı değil. ~Katrin
Kafalarını salladıklarında hepimiz salona girdik. Aldığımız koltuklara oturup çantamızdan gizlice soktuğumuz abur cuburları çıkarttık, filmi izlerken bir yandan onları yiyorduk.
-Bitti ya. ~Boris
-Ama çok iyiydi. ~Katrin
-2.si çıkarsa gelelim. ~Herta
Salondan çıktık. Yediklerimiz bizi kesmediği için bir de hamburger yiyecektik. Hepsi Burger King'e gitti, cidden Mc Donald's varken oradan yiyeceklerdi, aptallar.
Siparişimi aldığımda diğerlerinin oturduğu masaya ilerliyordum. O anda önümden gelen kişiyi fark etmemiştim, çarpıştık. İkimizinde tepsisi yerdeydi ve üzerlerimiz kola olmuştu, neden bilmiyorum ama gülmemi tutamadım. Ben kıkırdarken karşımdaki emo tarzlı çocukta benim gibiydi.
-Çok özür dilerim. ~Katrin
-Senin hatan değildi. ~Bill
Gelen temizlikle görevli kadın yeri temizlerken bizde yeni menü alıyorduk. Bu sefer önüme dikkat ederek yürürken son kez o çocuğa baktım, o da yüzündeki geçmeyen gülümsemesiyle bana bakıyordu.