Meğer bekliyormuşum*

106 7 11
                                    


                                    medya:The Plot In you

flash back

Mattheo:Y/N...Merlin şahidim olsun ki sadece seni korumak için yaptım.Ben seni,sevgini,beni görünce gözlerinde parıldayan ışığı,içimi güneş misali ısıtan gülüşünü..hiçbirini hak etmiyordum.

Mattheo bunları söylerken kalbim beni dinlemiyordu..yerinden çıkmak istercesine çarpıyordu.

Bana ne yapmış olabilir ki?Aramızda ne olmuş olabilirdi ki...bana bu büyüyü yapma gereğini neden hissetti?Aklımda cevaplanması için yanıp tutuşan bir sürü soru vardı.Ama bu lanet olası dilim bana itaat etmiyordu..konuşmak istemiyordu.Her zaman ki gibi sessiz kalmayı seçiyordu.

Ama aklım parçalanıyordu,bundan nefret ediyorum ama daha önce hissettiklerimi, hissetmeyi çok istiyorum.

Bir an başım bir şeyleri bana hatırlatmak istercesine ağrımaya başladı.Ağrısını durduracağını sanarak istemsizce başımı tuttum..sıktım sıkabileceğim kadar.Gözlerimin önü sanki yağmurda buhulanan pencere gibi bulanıklaşmaya başladı.Ahh..görünüşe göre ağlamalıyım.Kafamda benim sesim ağlayarak konuşuyordu..ama ben hiç böyle bir şeyler söylemedim.

Söz vermiştin..Benimle kalacaktın, üşümeme izin vermeyecektin. Ben üşüyorum Mattheo, yeniden gelir misin? Hiçbir şey fayda etmiyor, sadece acı çekiyorum. Çok hasta oldum üşüyorum, iyileştirir misin beni? Nedenini bilmiyorum ama öleceğimi hissediyorum. Yanına gelirsem alır mısın beni kollarının arasına? Sarılır mıyız beraber? Kendimi kaybediyorum. Yaralarımın adın zihnime her girdiğinde acı sarıyor bedenimi. Hesaplarına,hayallerimize, bana attığın gülüşlere; seninle ilgili olan herşeye bakamıyorum. Yemek yemediğimde yine kızmaya gelir misin? Uyutur musun beni yeniden? Bir kerecik daha duyup gelir misin? Bir kerecik daha duyabilir miyim senden masalları? Gözlerim dolmadan anabilir miyim seni? Alır misin beni yanına? Ben dayanamıyorum sensiz olmaya. Sana birşey olana kadar ağlardım hemen, korkardım. Neden gittin benden? Neden tutmadın sözünü? Özlemimi giderecektik beraber.. Gözlerini atmıştın bana. O kadar güzellerdi ki nefesim kesilmişti. Şimdi seninle ilgili her düşünce nefesimi kesiyor. Saçlarını kalp yapıp güldürmüştün beni. Çok gülmüştüm. Her şeyimdin Mattheo, her şeyim. Yine sana sığınmama izin verir misin? Güvenli yerine gelsem alır mısın? Gelirsem yanına sığar mıyım?


Bu ses benim mi?Bunları ben mi söyledim?Bu çaresiz..bir kızın sesi bu ben değilim ben olamam!Ben neden bu kadar ağlıyorum?

???:Y/N...Y/N!

Bir ses beni dürtüyor gerçekliğe çağırıyor..

Draco:Y/N kendine gel hemen!Lütfen Y/N bana bak,bak ben Draco.

Gözlerimi yorgun bir şekilde açtım ve karşımda benim için endişelenen bana değer veren abimi gördüm.Ama bu bana bir şey hissetirmedi..ya da hissetiremedi.Mattheo'yu görmek için kafamı biraz yukarı kaldırdım.Tanrım çok yorgun hissediyorum.Mattheo orada ne bana yaklaşıyor ne de bana sesleniyor..sadece beni acılarımla beraber izliyor.Beni terk etti ve benim için yaptığını söylüyor..hayır bunları kendi vicdanını rahatlatmak için yaptığı bir şey.Bunu benim iyiliğim için yapsaydı o zaman ki beni terk etmezdi.

Y/N:Mattheo neden?..NEDEN BENİ ACILARIM İÇİNDE BIRAKIP GİTTİN?!

Mattheo ani çıkışmama şaşırmış olacak ki gözleri büyüdü.

Mattheo:Y/N..dediğim gibi seni korumak için-

Y/N:Yalan söylüyorsun.Eğer beni 'gerçekten' korumak isteseydin sözünü tutardın.Daha fazla konuşmak istemiyorum,abi ben odama gidiyorum.

Draco:Ama kahvaltı-

Y/N:İştahım yok sonra yerim.

Daha fazla yalan duymamak için oradan..yani gerçeklikten uzaklaştım.Ben böyle gerçeklikten bihaber bir şekilde yaşamaya alıştım..gerçeklik bana acı verirken kim gerçeklik ile olmak ister ki?

Aradan bir kaç gün geçti*

Yorgun hissediyorum.O kadar ki susuzluktan dudaklarımın kurumasına rağmen su içmeye gidemeyecek kadar yorgun.Üzülemeyecek kadar yorgun.Eğlenemeyecek kadar yorgun.Hatta dinlenemeyecek kadar yorgun hissediyorum.Elimden tutup kendimi kapattığım saçma düşünceler odasından çıkarmaya çalışan arkadaşımın uzattığı elinden tutamayacak kadar yorgun.Eskiden zevkle yediğim yemeklerden tat alamayacak kadar yorgun.Kendime aynadan bakamayacak kadar yorgun.Gerçeği itiraf edemeyecek kadar yorgun.Yalan söyleyemeyecek kadar yorgun hissediyorum.Sanki hissettiğim tek şey yorgunluk.Sanki şu an ihtiyacım olan bir bardak su değil de ebedi bir uyku..

Ben böyle birimiydim?Hayatımda hiç bu kadar yorgun hissetmemiştim.Abim ile kavga ederken bile bu kadar yorgun hissetmemiştim.Bu gerçek ben değilim..meğer kenarda derinlerde birini bekleyen çaresiz bir kız saklıyormuşum içimde.


Evet bu bölümünde sonuna geldik!İyi okumalar dilerim.

                                                                           *

                                                                           *

                                                                           *






Söz Vermiştin(Mattheo Riddle)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin