Sadece nasıl acımasız olunacağını biliyorsun
Kalçanı bu şekilde salladığında
Dudaklarını bu şekilde boyadığında
Michelle, Michelle
Sen cehennemden gelen bir canavarsın
Sir Chloe - Michelle
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
. . .
Lorde - Team
Selammm umarım bölümü beğenir ve gözümden kaçan yazım yanlışı varsa rahatsız olmazsınız iyi okumalarrr 🐾
✨✨✨
Gryffindor masasında bugün yılın ilk maçına gireceklerinden dolayı yoğun bir gerginlik hakimdi bütün Quidditch oyuncuları heyecan ve gerginlikle kahvaltılarını ediyorlardı.
Belle ise onların bu gergin haline tebessüm etti. Kendine Quidditch konusunda güveni tamdı ve kendini yaralamak pahasına olursa olsun o maçı kazanacağını biliyordu ayrıca Sirius ve James'e en az kendine güvendiği kadar güveniyordu.
'' Sakin ol Sirius, bugünki maçı her koşulda kazanacağız bize güvenmiyor musun? Ayrıca ağzına az lokma at aynı Peter'a benziyorsun bu halinle''
Remus benzetmeye seslice güldüğünde Peter ağzının içinden homurdandı. Sirius ise konuşabilmek için ağzındakileri oldukça hızlı yutmaya çalışıyordu. James normal günlerine nazaran bugün epey bir sessizdi. Her maç öncesi sessiz sakin ruh haline bürünürdü. Maçtan önce asla kendini yormaz gerekmedikçe diyologlara dahil girmezdi. James Potter büyük bir megoloman olsada Quidditch onun için gerçekten önemliydi ve istemsizce gerilip her şeyin mükemmel olmasını istiyordu.
'' Kendine olan güvenin çok hoş Belle fakat fazla güven sana maç kaybettirebilir.''
'' Ben asla Regulus Black'e maç kaybetmem Jamsie o yüzden bana güvenebilirsin hayatım.''
'' Güveniyorum zaten Belle sadece aynı zamanda da uyarmak durumundayım ben senin kaptanınım.''
Belle umursamazca omuz silkti. '' Biliyorum, biliyorum gerginsiniz ve her şeyin olağanüstü yolunda gitmesini istiyorsunuz bunun için benim gibi biraz rahatlamaya ne dersiniz.''
Remus konuşmaya dahil oldu. '' Belle haklı çocuklar çok gerginsiniz ama sakın kaybediyim demeyin son paramı sizin kazanacağınıza güvenerek bahise yatırdım.''
'' İçim çok rahatladı sağol Aylak.'' diye homurdandı Sirius.
Belle karşısındaki yüzü çiziklerle dolu olan çocuğa dönüp ' o iş bende' dercesine göz kırptı ve çocuktan kocaman bir gülümseme kaptı. Daha sonra neşeyle yerinden kalkıp kıvırcık saçlı çocuğun arkasına geçti ve arkadaşına sıkıca sarılarak saçlarını karıştırdı.
'' Sen Sirius -mükemmel- Black'sin ne zamandır bir şeyi kaybedebileceğini düşünmeye başladın!''
Genç çocuk kahvaltının başından beri ilk defa gülümsedi. '' Asla bunu düşünmem hayatım dediğin gibi ben Sirius -mükemmel- Black'im her zaman kazanırım.''
