2/2

941 52 27
                                    

"beni çok istediğin için benden nefret ettiğini söylediğini hatırlıyor musun?"

hâlâ aynı şeyi düşünüyorum.

mauro yine mutfak tezgâhında oturuyordu ve mert hakan yine bacaklarının arasındaydı ama bu sefer pek çok farklılık vardı. daha spesifik olmak gerekirse, arada yaklaşık 5 ay vardı.

"kötü adamı oynama aşamasını geçtiğini sanıyordum."

"bazen o mert'i daha çok sevdiğini düşünüyorum."

mauro, son dondurmasını yediği kaşığı yalayıp şaşkın bir yüzle ona baktı, daha sonra alnını büyük olanın alnına yasladı. bu, mert'in erkek arkadaşının beline sarılmasına sebep oldu.

"birbirimizden neden nefret ettiğimizi hiç anlamadım ama sanırım beni çok seven edin'i kesinlikle tercih ediyorum."

farkında olmadan hayatı değişen reşit olanın gülümsemesini bu şekilde çaldı. yağmurlu bir pazar günü akşam 7'ydi ve birlikte olmak hem rutinleri hem de rahatlık alanları haline gelmişti.

"hey, sana cidden soruyorum, neden birbirimizden nefret ediyorduk? şu kaçırdığım öpücüklere bak." mert hakan küçük bir kahkaha attıktan sonra cevapladı.

"gerçekten sana söylememi istiyor musun?" 

küçük kabul etti.

"kızmayacak mısın?"

tekrar başını salladı, şimdi yüzünde neredeyse somurtkan bir ifadeyle karşısındakine bakıyordu.

"aşkım, çok kolay sinirleniyordun, her şey seni kızdırıyordu, derslere her şeyden şikayet ederek, sızlanarak giriyordun. ciddi ciddi bir gün birine vuracağını düşünmüştüm, her zaman çok agresiftin. olan biten her şeyden şikayet ettiğini görmek yorucuydu ama şikayetlerinin sebebi olmak da komikti."

"şimdi hatırlattın." mauro, mert'in omuzlarını tuttu ve onunla göz göze gelebilmek için biraz geriye itti. "dayanılmazdın mert, bütün bir günü bir gülümsemeyle ve sevimli davranarak geçirmenin sorun olmayacağını mı düşündün? gerçekten mi? üstüne üstlük herkes seni seviyordu. her gülümsediğinde beni daha da çok öfkelendirirdin."

mert hakan, mauro'nun bahsettiği gülümsemeyle ona baktı ve reşit olmayan, yapabildiği en kzıgın bebek suratı ile onu omuzlarından geri itti.

"şuanki surat ifadeni her takındığında seni dövmek istiyordum."

büyük olan ona tekrar sarıldı ve erkek arkadaşını dudaklarına bir öpücük verdi.

"daha sonra çok tuhaf bir şey oldu. yalnız kaldığımız zamanlar her şey tersine döndü, sen annenin iyi çocuğu gibi davranmayı bıraktın. şımarık ve kaprisli bir adam gibi davrandığına yemin ederdim ama sonra beni şaşırttın." mauro kollarını uzun adamın omuzlarına doladı ve kendisine sarılan vücuda yaslandı.

"sen kaprisli ve şımarıksın, beni kandırdın. bu yüzden beni yatağa kadar taşıman gerekiyor."

"ne yapabilirdim? seviştiğimiz zamanları sevdim ama eğer hep benimle kalmanı istiyorsam bir şeylerin seni değiştirmesi gerekiyordu."

"seni banyo kabinine ittiğim günden beri hep yanında kalmamı mı istedin?"

"hayır, ilk defa sikimi içine soktuğumdan beri hep yanımda kalmanı istedim."

mauro onu saçından yakaladı ve cümlesini bitirmesin diye dudaklarını onunkilerine dayadı. birkaç saniye sonra bakışlarını birleştirmek için mert'in kafasını geriye doğru hareket ettirdi; kaşlarını çattı, bu da biraz rahatsız olduğu anlamına geliyordu. dudaklarını mert hakan'ın kulağına doğru yaklaştırdı ve çok yumuşak bir biçimde fısıldadı: "beni öldürmek istediğini hatırlıyor musun?"

anahtar | icardi & mert hakanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin