0.1 - 🐝

25 4 5
                                    


Genç adam yaslandığı korkuluktan doğruldu, sıra ona gelmişti. Bir iki adımla bugün kötü bir gün geçirdiğini tahmin ettiği görevlinin karşısına geldi. Elindeki bileti adama uzatırken de geniş kabinin içine bi göz atmıştı. İçeride kendisi ile yaşıt bir kız oturuyordu sessizce, öyle ki kabine yeni binecek kişinin suratına bile bakmadan öylece camdan dışarıyı seyrediyordu.

Heyecan ve birazcık da korkuyla içeri adımladı. İçerideki kızın rahatsız olmasını engellemek için kıza en uzak boşluğa oturdu ve bez çantasını da yanına yerleştirdi. Sahiden de sabahtan beri binmedigi tek bir oyuncak kalmamıştı, zaferle sırıtarak camdan dışarıyı seyretmeye koyuldu. Normalde olsa dışarıyı seyretmekten çok karşısındakiyle sohbet ederdi ancak bu kız pek sosyal birine benzemiyordu. Evet, kesinlikle oyuncak durup indikleri ana dek tek kelime etmeden dışarıyı seyredecekti. Ama bu onun vazgeçeceği anlamına gelmiyordu, o kıza en azından ismini soracaktı. Elbette bu derin sessizliğin ortasında birden bire "Pardon, isminizi öğrenebilir miyim?" diyemezdi ya. Dese de cevap alamayabilirdi.

Tüm bu eğlencenin ortasında kara kara sohbeti nasıl başlatacağını düşünüyordu. Kıza göz gezdirdi önce, belki bir yerden bir şeyler yakalayabilirdi.

Üzerinde yeşil beyaz kareli bir mini elbise vardı genç kızın. Uzun, dalgalı kahverengi saçlarını gelişigüzel bi topuz yapmış, topuzunun önüne de lila renkte bir toka iliştirmişti.

Tüm bunların dışında normal bir insan gibi görünüyordu genç kız. Ortalamanın üstünde olan güzelliği de onun hakkında hiçbir bilgi vermiyordu.

Genç adam derin nefes aldı, başka seçenek bırakmamıştı ona bu zorlu bayan. Tek hamlede genç kıza çevirdi bedenini ve biraz gülümsedi.

"Affedersin! İlk görüşte aşka inanır mısın?"

Genç kız dirseğini yasladığı kenardan gözlerini ayırıp genç adama doğrulttu.

"Hayır, inanmam."

"Oh..." Hüsrana uğradı genç adam ama pes etmeyecekti. "Zaten ben de inanmam."

Araya tekrar derin bir sessizlik girmişti, ancak bu kez daha tuhaf hissettiriyordu. Hiç beklemediği bir şey yaşandı tam da bu anda.

"Neden sordun?"

Genç kızın bulutlar kadar yumuşak sesi, kulaklarını şereflendirdi genç adamın. Nedenini bilmediği bir gururla gülümsedi.

"Yalnızca sohbet başlatmaya çalışıyordum."

Genç adamın gülümsemesi karşılık buldu. Önce gülümsedi güzel kız, sonra nazikçe gülmeye başladı. Ve bu sırada belki de ikisinin de asla unutamayacağı o tatlı an gerçekleşti,
kızın gülüşü genç adamın kulaklarına dolarken fark etmeden kendisi de gülmeye başlamıştı.

Karnını tutup derin nefes almaya çalıştı kız, gülmekten karnı ağrımaya başlamıştı.

"İyi misin?"
"Evet, evet iyiyim."

Birbirlerinin gözlerinde kaybolduklarını fark ettiklerinde ikisi de kızararak başlarını farklı yönlere çevirdiler.

Genç adamın gözleri, aşağıda olduğu yerde öylece dönme dolaba bakan birine ilişti. Sessizce onu izledi bir süre. Palyaço kostümü giyen bu tuhaf adam yavaşça elini kaldırdı, işaret parmağını usulca havaya doğrultup dönme dolabın kabinlerinden birini göstermeye başladı.

Işıklar kapandı önce.

Kabin hafifçe sarsıldı.

Dönme dolabın hareket etmediğini fark etti genç adam ve ayağa fırladı.
Karşısında korku dolu gözlerle ona bakan genç kıza baktı.

"Dönme dolap... mı durdu?"

...

Çok ciddi düşünülmemiş bir kurgu, mümkünse siz de ciddi düşünmeyin. :D

𓂃 ࣪˖ ִֶָ𐀔

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

𓂃 ࣪˖ ִֶָ𐀔

Lunaparktaki Dönme DolapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin