Delta Seal |taekook

5

Onun ani sorusuna karşılık başımı iki yana sallayarak yutkunmuştum.

"H-hayır" güçlükle söylediğim cümle ile bir adım atarak ondan uzaklaşmaya çalışılmıştım. Ama arkasında olan ellerini ben geri adım atınca devreye sokup belimden kavradığı gibi beni kendine çekerek göğüsünü göğüsüme çarpmasına sağlamıştı.

"Hayır mı?" Yüzüme doğru eğilerek söylediği cümle, başımın dönmesini sağlasa bile kendimden taviz vermemem lazımdı. Öylede yapacaktım.

"Evet" yüzüne doğru verdiğim sıcak nefeslerime karşılık gözlerini kapayıp kokumu içine çekmişti.

"Çilek ve çikolata kokusu" diyerek gözlerini açıp gözlerime bakmıştı.

"En sevdiğim" yarım bıraktığı cümlesini bitirir bitirmez adımlarını üstüme doğru atmıştı. Onun attığı her adımla birlikte kendimi geriye doğru giderken bulmuştum.

Hemen arkamda bulunan gri duvara saniyeler içinde belimin değmesi ile gözlerimi gözlerinden çekmiştim.

"Ne o? Utandın mı?" Diyerek parmak bogumları ile çenemi kavrayarak gözlerimizin tekrardan birleşmesini sağlamıştı.

Başımı iki yana sallayarak alt dudağımı kemermiştim. Daha sonra ise burnumu çekerek başımı geriye doğru çekmiştim.

İki dudağını havada büzerek derin bir iç çekmişti. Derin bir iç çektikten sonra belimde olan eli yavaş yavaş kalçama kayarken gözlerimi kapatmıştım.

"Utanmadın. Hm" diyerek boynuma doğru eğilmişti.

Yanaklarımdan sürtünerek boynuma vardığınde sıcak nefeslerini kulağıma doğru verip konuşmaya başlamıştı.

"Utanmadığını göstermek ister misin. Omega!" kalçamda olan eli kalçamı sıkarken kulağıma doğru tıslamıştı.

"Ne dersin?" Tekrardan konuştuğunda kalçamda olan elini yavaş bir şekilde sıkmayı bırakıp yukarıya doğru yani giydiğim gri şortun lastiğine gitmişti.

Lastikte olan parmakları yavaşça lastiği kavradıktan sonra elini içine ittirdiğinde kasıklarımından sarsılmıştım.

Lastiği kavradıktan sonra giydiğim boxerinde lastiğini gevşettiği gibi elini içeriye doğru iterek kendini bana doğru çekip boynumdan çekilmişti.

Sıcak nefesleri yüzümün her bir karşında gezerken kalçamı sıkarak parmak bogumlarını deliğime doğru kaydırmıştı.

"Hm..." Yüzüme doğru konuştuğunda bacaklarım sarsılmıştı. Artık beni taşıyabilecek gücü bacaklarımda bulamıyordum sadece Taehyung'un beni belimden tutması beni ayakta tutabiliyordu.

"T-taehyung" diyerek belimi kavrayan elini tutmuştum.

"Efendim" boğuk sesi ile yüzüme bakarak deliğimin etrafını okşuyordu.

"A-arkadaşlarımı aramam lazım" dediğimde düz bir ifadeyle sadece yüzüme bakmıştı. "Arkadaşlarını" diyerek sorduğunda hemen başımı sallamıştım. "Evet arkadaşlarımı" söyliyerek ekleme yaptığımda, iç yanaklarını ısırmıştı.

Deliğimin etrafında turlar atan parmakları
Her gecen dakika daha çok baskı uygulasa bile, uysallaştığımı belli etmemem lazımdı-ki Kıp kırmızı olan yanağım beni ele vermeden önceydi.

"Utandın mı? Sen." dediğinde tek kaşım havalanmışdı. "H.hayır nerden çıktı bu" dediğimde deliğimin kenarlarında olan parmakları bir anda, ilk ikisi içime giridiğinde ağzımdan çıkan iniltiye engel olamamıştım.

"Sence nereden çıkabilir?" Parmaklarını hareket ettirmeden konuşuyordu, ve her konuşmasında parmakları içimde hareket ettiği için, bulunduğum noktadan hareket dâhi edemiyordum.

"Çekilir misin" çekik, kahverengi gözlerinin içine baktığımda derin bir nefes alarak boynuma doğru eğilmişti. "Sencede bu işin tadı kaçmadı mı" boynuma doğru konuşması tüylerimi diken diken etsede deliğim içinde olan parmakları hareket etmeden yerini koruyorlardı.

"N.Neyin tadı kaçmadı mı" kulağına doğru söylediğim cümlem, boynumda olan başını hareket etmesini sağlamıştı. Başını salladığında kokumu içine çekerek geri çekilmişti.

Ve hâlâ deliğimdeki ince uzun parmakları, hareket etmeseler de, ben buradayım der gibi yerlerini koruyorlardı.

"Her şeyimizi, böyle vazıfsız insanlara söylemen, ilişkimizin tadını sencede kaçırmadı mı?" Her konuştuğunda yüzüme daha çok yaklaşıyordu ve o en son kelimesini, dudaklarıma doğru eğilerek söylemişti.

İlk dudaklarıma, daha sonra ise gözlerime bakarak "Ben özelimizi kimselere söylemiyorsam bebeğim" demişti ve daha sonra gözlerini dudaklarıma kaydırarak cümlesine devam etmişti. "Seninde söylememen lazım."

"Ben söylemiyorum ki" dediğimde hâlâ gözleri dudaklarımdaydı ve sanki beni duymuyor, ağzımı okuyabiliyor bir tavır sergilemişti.

"Hm" diyerek gözleri yavaş ve temkinli bir şekilde gözlerime kaydıktan sonra deliğimdeki ince uzun parmaklarını bir anda içime doğru itmesiyle, ağzımdan çıkıveren initliye engel olamamıştım.

"Sen söylemiyorsun demek ki" alt gövdelerimizi birleştirerek sag bacağını, iki bacağımın arasına yerleştirmişti.

"Peki o zaman, sen söylemiyorsan kim söylüyor benim güzel eşim"

Eşim?

"Nerden bileyim ben" kısık nefesler vererek söylediğim cümleme karşılık tek kaşını kaldırmıştı. "Nerden bilesin sen?" Cümlemi tekrarlamıştı.

Dudağıma doğru yaklaşıp "bu seferlik böyle olsun küçüğüm" sıcak nefeslerini dudaklarımın üstüne üflüyerek konuşmuştu.

Daha sonra ise deliğimin içinde gezen parmakları, hareket ettirip içimden çıkarırarak, belimi kavramıştı.

"Ama" demişti belimde olan elini bastırarak "bu seferlik" olarakta cümlesini bitirmişti. Taehyung bitirdiği cümlesi sonunda başımı olumlu anlamda iki yana sallayarak bulmuştum kendimi. Ne yaptığımı bende bilmiyordum, bu adam beni baştan çıkarmıştı adeta.

"Güzel" demişti, ben başımı olumlu anlamda salladıktan sonra. Daha sonra ise hiç beklemediğim bir şekilde, iki üç santim uzağında olan dudaklarıma dudaklarını bastırıp geri çekilmişti.

Belimi kavrayan elide geri çekilmişti?

Bacaklarımın arasına sıkıştırdığı bacağıda geri çekilmişti?

Taehyung'un ani yaptığı bu hareket beni bozguna uğratsada, duvardan destek almıştım, ve daha yeni bir şey fark etmiştim. Nerdeyse bütün ağırlığımı Taehyung'a vermişim, Taehyung geri çekilincede kendi ağırlığım bir anda bana fazla gelerek, son anda yere düşmekten kurtulmak amaçlıda duvardan destek almamdı.

[]

Selamlar uzun süre olmuş ha!
Elimden geldiğince hızlı bölüm yazıp, sizi bekletmeden yazdığım bölümleri paylaşacağım. Ve elimden geldiğincede hızlı olmaya çalışacağım, umarım başarabilirim.

Görüşürüz 🫣