iyi insan olamama sorunsalı

85 9 26
                                    

I Get Tired - Q

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

I Get Tired - Q

Babamın ciddi derecede uykusuzluk problemi vardı. Her ne kadar 24 saat boyunca ayık takılmak hoşuma gitmeyecek olsa da aynı sorun bende de olsun isterdim. Amnesia yıllar içerisinde ulaşılmaz bir yetenek halini aldı gözümde ve evet, sağlığıma iyi gelmeyecek bir şeyi istiyordum. Zaten sırf bu yüzden isterdim. Kolum falan da kırılabilirdi veya ne bileyim Alzheimer'a yakalanmaya bile tamamdım yani. Kalbimin kırılmasından ya da kalp kırmaktan daha iyi, daha güvenli ve daha zahmetsiz gelirdi gözüme çünkü. Ancak uyku düzenim yıllardır aynı, bedenim sapasağlam ve hafızam arama geçmişim kadar olmasa da güçlü. İyiyim ama arzularım iyi değil. Başkalarından dolayı başıma gelebileceklerden korkmama rağmen daha korkunçlarını yaşama arzum var. Ve bu, iyi bir şey değil.

Yansımama bakarken ya da tek başıma konuşurken - kendimle baş başa olduğum zamanlarda yani - en çok bu konu üzerinde düşünürdüm. Ölmediğime göre acı çekeyim fakat fiziksel olsun. Aklı başında olan kimsenin bu tür bir söylemi destekleyeceğini sanmasam da ne yazık ki kafamın içiyle bedenim çoğu zaman birbirinden kopuk çalışır. İsterim, bu konuda pek bir şey yapmasam da aklımdadır sürekli.

Böylece sorunum olması yönünde takıntılı oluşum beni en büyük sorun haline getirdi. Hayatım boyunca dinledim, öğrendim ancak çözüm aramadım asla. Verilen ilaçları içmemek ya da kilit önündeyken anahtarı diğerlerinden saklamak gibi bir davranış ve bunun verdiği sinsi olduğu kadar tatlı zevki tattım. Buna bağlandım. Sorun gittikçe büyüyordu. Dışımda olması için geceler boyu dua ettiğim hastalık içimde yeşerip uzayan, en sonunda gecelerimi bana zehir edecek ancak asla uykularımı kesmeyecek bir sarmaşığa dönüşüyordu.

Ve sonra, Yeonjun'la tanıştım.

Sadece lise son sınıflar için birileri tarafından düzenlenen tanışma partisinde bana en samimi davranan ve asla numaramı vermek ya da kendisi için bir iyilik yapmak adına beni zorlamayan tek kişiydi Yeonjun. Eylül'ün başıydı. Birilerini tanıyıp sonrasında kaybedersem bundan pişmanlık duymamak adına kendime defalarca söz versem de kuyuya düşmüş birine tutulan ışık neyse Yeonjun'un bana yaklaşımı da aynı hissiyatı vermişti: Güven.

İlk haftalar ondan çekindiğim için sadece okul veya çevresinde birbirimizi görürsek selamlaşıyorduk. Sonra ilk adımı yine o attı.

Ailemin bir akrabamız acile kaldırıldığı için alelacele şehir dışına çıktığı bir akşam kapım çalındı. O sırada hocanın sadece 1 hafta müddet verdiği aptal ödevle uğraşıyordum. Kapının deliğinden kim olduğunu görmek için baktığımda karşımda duran Yeonjun'dan başkası değildi. Sırılsıklam ıslanmış bedeni tir tir titriyor, yüzüne yapışan saçlarından kim olduğu zar zor seçiliyordu ancak anladım o olduğunu. Hep giydiği kahverengi keten ceketin sol yakasında parlayan ufak kırmızı şeyden anladım. Bu bir gitar rozetiydi.

Direkt eve aldım ve açıklama yapmasına izin vermeden banyoya soktum yoksa hastalanacaktı. Nedense o an ona bakmazsam en büyük günahı işleyecekmişim gibi bir düşünceye kapılmıştım. O çıkana kadar şansına annemin gitmeden hemen önce pişirdiği çorbayı ısıttım ve duşunu almasını bekledim. Banyoda işi bitince ona en sevdiğim tabaktan çorba ikram ettim. Çenemi masa üzerinde birleştirdiğim kollarıma yasladım ve omzunda dün akşam kullandığım saç havlumla karşımda oturmuş Yeonjun'un dikkatle çorbayı içişini izledim.

he was all over himHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin