03

253 23 6
                                        

yoongi önce junghyun'la tanıştı.

ve yoongi junghyun'la tanıştığı anı tam olarak hatırlamıyor bile. junghyun tüm hayatı boyunca oradaydı. ebeveynleri en iyi arkadaşlardı ve komşuydular ve aynı yıl doğmuşlardı; yoongi, junghyun'dan sadece birkaç ay önce doğmuştu.

o zamandan beri, ebeveynleri onları her zaman birbirleriyle oynamaya zorladı ve doğal olarak büyüdüklerinde çok iyi arkadaş oldular. birbirlerinden ayrılmazlardı. neredeyse aynı kişi gibiydiler ve birbirlerini görmeden tek bir gün bile geçirmiyorlardı.

jungkook doğduğunda ikisi de dört yaşındaydı.

yoongi ve junghyun bebeği kabul ettikleri için junghyun'un ailesi mutluydu. yoongi ilk kez bir bebek gördüğünde çok şaşırdığını hatırlıyor. o ve junghyun her gün jungkook'un yanında kalıyor, bebeğe bakıyor ve henüz onları anlayamasa da onunla konuşuyorlardı. jungkook ne zaman ağlasa junghyun'un ve jungkook'un ailesini aramak için onun yanında kalırlardı.

jungkook'u çok seviyorlardı. büyüdüklerinde bile bu değişmedi. yoongi, jungkook'un ilk kelimesini söylemesine şahit oldu. yoongi'nin ismine benzeyen anlamsız bir kelimeydi.

junghyun ve ailesi de oradaydı ve bu etkileşimin ne kadar sevimli olduğunu konuşuyorlardı. yoongi de bunu duyduğunda çok mutlu olduğunu hatırlıyor. jungkook'a iyi bir abi olacağına, junghyun'la birlikte ona bakacaklarına ve onu sonsuza dek koruyacaklarına yemin etti.

yoongi aynı zamanda jungkook'un emeklemeyi ve yürümeyi ilk nasıl öğrendiğine de şahit oldu ve jungkook anaokuluna gitmeye başladığında da kesinlikle oradaydı. o zamanlar yoongi ve junghyun çoktan ilkokula başlamışlardı ve jungkook'tan oldukça büyüklerdi ama jungkook yine de sürekli onların peşinden koşuyor, aynı yaştaki sınıf arkadaşlarını bırakıp hyung'u ve yoongi hyung'uyla oynuyordu.

junghyun jungkook'a çok düşkündü, bu yüzden neyse ki küçük kardeşiyle oynarken görülmekten asla utanmadı. ama yoongi onun üzerine daha çok titriyordu. yoongi jungkook'u çok şımartıyordu. junghyun diğer arkadaşlarıyla dışarı çıktığında, jungkook ve yoongi kendi başlarına oynuyor, arka bahçelerinde koşuyor ve yoongi jungkook'u kaybetme korkusuyla elini sıkıca tutarken kasabalarında yürüyüşe çıkıyorlardı.

hatta bazen yoongi, jungkook o yaşlarda tatlılara takıntılı olduğu için okul harçlıklarından biriktirdiği parayla jungkook'a dondurma ve şekerleme ısmarlardı.

yoongi, jungkook'tan dört yaş büyük olduğu için vücut olarak da ondan büyüktü, bu yüzden fırsat buldukça jungkook'u sırtına alıp sokaklarda koşturur, jungkook'un kıkırdamasına ve heyecanla çığlık atmasına, kollarını yoongi'ye dolamasına ve hayatının en güzel zamanını geçirmesine neden olurdu.

junghyun ve jungkook yoongi için çok özeldi. onlar onun en iyi arkadaşlarıydı. neredeyse sahip olmadığı kardeşleri gibiydiler.

jungkook doğduğunda ve yoongi sadece dört yaşındayken, jungkook'un minik elini tuttu ve ona bakacağına ve onu sonsuza dek koruyacağına söz verdi ve yoongi bu sözü yerine getirmeyi planlıyor. ayrıca jungkook'la vakit geçirmek o liseli çocuklarla vakit geçirmekten çok daha eğlenceliydi. kimse yoongi'yi jungkook kadar mutlu edemez.

ve büyüdükçe her zamanki gibi yakın kaldılar. jungkook liseye başladığında junghyun ve yoongi çoktan üniversiteye gitmişlerdi. onu görmek daha da zorlaştı, ancak junghyun ve yoongi aileleriyle ve özellikle jungkook'la vakit geçirmek, sık sık ziyaret etmek için ellerinden geleni yaptılar.

jungkook o zamanlar biraz daha büyüktü ve onların gidişine üzüldüğü belli olsa da, çok daha küçükken yaptığı gibi sinir krizi geçirmedi ve jungkook üniversiteye başladığında junghyun ve yoongi çoktan mezun oldular, bu yüzden birlikte fazla zaman geçiremediler.

işte o zaman jungkook, yoongi ile aynı apartmanda kalan kardeşinin yanında kalmaya karar verdi. bu aynı zamanda jungkook'un yoongi'ye karşı diğer güdülerini göstermeye başladığı zamandı.

jungkook onlardan çok daha genç. aralarındaki yaş farkı nedeniyle ortaokulda, lisede ve üniversitede hiç karşılaşmadılar, bu yüzden yoongi kesinlikle jungkook'un ona eskisinden farklı bakmasını beklemiyordu. yoongi bu konuda nasıl hissedeceğini bilemiyor çünkü jungkook her zaman en iyi arkadaşının küçük kardeşi olmuştu.

bu yüzden yoongi aralarındaki bu çizgiyi korumaya çalıştı, jungkook'a nazikçe şu anda istediği şeyden hiçbir zaman verimli bir şey çıkmayacağını gösterdi ve jungkook'un bir gün bundan vazgeçeceğine kendini ikna etti. bu sadece bir evre. jungkook henüz çok gençti ve doğduğundan beri tek bildiği yoongi'ydi, bu yüzden yoongi'ye karşı bir tür bağlılık geliştirmesi doğaldı.

ama yoongi bunun uzun sürmeyeceğinden emindi. jungkook için çok yaşlıydı. bir gün jungkook'un kendi yaşında biriyle tanışacağından ve yoongi'ye karşı hissettiği bu 'duyguların' o noktada o kişiye karşı hissedeceklerinin yanında hiçbir şey olduğunu fark edeceğinden emindi.

yani yoongi'nin tüm bunlar hakkında nasıl hissettiği önemli değil. bir gün hepsi geçecek ve yoongi bu kafa karışıklığını atlatıp gerçekten ne istediğini anladığında jungkook için mutlu olacağından emin. jungkook oraya ulaşacak. yoongi bundan emin.









⭐️

yoongi jungkook'un hislerinin gecici bi heves oldugunu dusunmeye devam ederse sanirim a*ina koyacagim 💗🥺🥺

young love | yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin