Ben sensiz yapamıyorum Ömür ❤️‍🩹

947 27 36
                                    

Keyifli Okumalar 🖤

"Ben bize bir kahve yapayım." dedi Emine elini yanında oturan kocasının dizine koyarak. Haşmet Façalı elini karısının elinin üstüne koydu şefkatle. "İyi olur Emine'm." diyerek gülümsedi eşine. Emine kahve yapmak için mutfağa geçince Haşmet ve Behzat baş başa kaldılar. Bu yalnızlığı fırsat bilen Behzat aklındaki soruları abisine sordu.                                                             

"Abi, biz bu Ömür ve İlyas meselesini ne edeceğiz ?"

Sinirli bakışlarla gözlerini Behzat'a dikti Haşmet. "Kız kardeşine onu küçük düşüren adamla barışması için para teklif edeceğine, adam gibi onun arkasında dur Behzat." dedi tane tane konuşarak. Bu sözleri sakince söylemişti ama Behzat'ın yaptığı kabahat'e olan kızgınlığını gösteren bir tavırla konuşmuştu.

Daha fazla dayanamayıp gözlerini abisinden kaçırıp yere sabitledi bakışlarını Behzat. Hızır Ali ve Didem'in düğünün de Ömür'e bu teklifi yaparken tam olarak farkında değildi yaptığı hatanın. Abisi yaptığını yüzüne vurunca anladı hatasını. İkisinin arasında kalmıştı Behzat. Birisi kız kardeşiydi, birisi de canından çok sevdiği kankası. İkisinin de haksız tarafları vardı. Barışmaları için ne yapması gerektiğini bilmiyordu. İyi niyetle, kötü şeyler yapıyordu. Son yaptığıyla da bacısının kalbini kırmıştı.

"Öyle diyorsun da abi, İlyas Ömür'ü aldatmadı. Bunu sen de biliyorsun."

Behzat yine sözleriyle sinirlendirmişti Haşmet'i. Tesbih tutan elini kaldırıp, tehditvari Behzat'a uzattı.

"O İlyas ...." dedi dişlerini sıkarak. "Bizim evimizden götürdüğü kızı otelin de ağırlamış. Dertleşmişler bir de." Kendi söyledikleriyle yüz hatları kaskatı gerildi Haşmet'in. Bu olmuş olanları biliyordu ama anlatırken tüm siniri geri gelmişti. İki eliyle tuttuğu tesbihini, öfkesini çıkarırcasına kopardı. "Pınar'ın ona olan ilgisini bile bile onu kendi planına dahil etti ve restorana görtürdü. Tüm bunlar ihanet olarak yetmez mi Behzat ?" dedi sesini yükselterek.

Başını sıkıntıyla önüne eğdi Behzat. Abisi söylediklerin de haklıydı. İlyas'ın yaptıkları yanlıştı ama abisi onun kadar İlyas'ı tanımıyordu. İlyas yaptığı şeylerin ağırlığının farkında değildi. İşte bu yüzden Behzat ikisinin de hatalarının farkına varıp barışmasını istiyordu.

Haşmet ise Behzat ile aynı fikirde değildi. Ömür'ün üzülmeyeceğini bilse şimdiye çoktan İlyas'ı dut ağacının altına gömmüştü. Damarlarında dolaşan öfke yüzünden daha fazla oturamadı Haşmet. Bir hışımla ayağı kalktı. Bu akşam bacısını İlyas için ağlarken görmüştü yine. Artık Ömür'ün o herif yüzünden göz yaşı dökmesine tahammül edemiyordu. Şimdi de İlyas'ın yediği haltları Behzat'a izah ederken, tepsinin tası atmıştı yine.

"Haklısın abi ama, biz de yangına körükle gitmeyelim, bunlar zaten inadından ilk adımı atmaz. Barışmaları çok zor görünüyor." Behzat Haşmet'in aksine sakinliğini koruyordu.
Kalktığı yerden kardeşinin yanına ilerlerdi Haşmet, ona doğru eğilerek bir elini Behzat'ın omuzuna koydu."Bak seni uyarıyorum Behzat." diyerek söze başladı. "Ben barışmalarının derdin de değilim. Hatta İlyas'ın son yaptıklarından sonra bacımın o herif'e geri dönmesini istemiyorum." Bunları söylerken farketmeden kavradığı omuzu daha sert sıktı. Derin bir nefes aldı burnundan. "Ama ..." dedi. "Ömür ne derse, ne isterse o. Bize düşen onun kararlarına saygı duyup arkasında durmak." Son sözlerini sakince söylemişti. Olumlu anlamda kafasını aşağı yukarı doğru salladı Behzat. "Peki abi."

Onlar bu konuşmalarını bitirken içeriye Hakan girdi. "Dayı, İlyas reis geldi."

"İyi insan lafının üstüne gelir" dedi Behzat sırıtarak. "Biz buna iti an çomağı hazırla diyelim" diyerek onu tersledi Haşmet. Ardından Hakan'a döndü. "Ne demek İlyas geldi ? Ben sana ne dedim ? Doğru düzgün anlat şunu Hakan! " diye bağırdı.

Ömür ve İlyas Hayali KurgularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin