𝟎𝟏

96 36 6
                                    

FELİX

"Akşam iş yemeği var Felix biliyorsun, okuldan sonra şoför seni alıcak ve stilistine gidip güzel bir kıyafet seçiceksin."

Babam herzamanki gibi beni istediği bir kalıba sokmaya çalışıyordu ve tek yapabildiğim buna uymaktı.

"Felix beni duyuyor musun?"

Kulağımdaki airpodsu çıkartıp babama baktım.

"Duydum baba."

Araba kolejin bahçesinde durduğunda şoför kapımı açtı, çantamı elime alıp aradan indim. Kulaklığımı tekrar taktım şoför önümde eğilip arabaya bindi.

Ben Lee Felix namı diğer Lix  yeni hikayem  başlıyor.

Hızlı adımlarla bankta beni bekleyen Hoseok'un yanına gittim. Hoseok beni gördüğü an gülümseyip el salladı.

"Lix nelerdesin biraz geç kaldın."

Oflayıp çantamı banka koyduktan sonra Hoseok'un yanına oturup ona baktım.

"24 saat bir uçak yolculuğun ardından jetlak oldum ve uyku düzenim bozuldu."

"Bende dün dergi çekimindeydim akşama kadar sürdü, flaş ışıklarından dolayı gözlerim acıdı."

Hoseok  bu cümlesiyle beraber okul ceketinden bir sigara çıkardı ve dudaklarına götürüp sigarayı yaktı.

"Sürekli seyahat etmekten sıkıldım Hobi."

Hoseok bu cümlemle beraber göz teması kurmamızı sağladı.

"Bastırıcı kullandın mı?"

"Evet, evet kullanmak zorundaydım."

Hoseok kafasını sallayıp sigarasından derin bir nefes çekti içine.

"Bu aralar bu bastırıcıyı çok sık kullanmaya başladın Felix, dikkat et."

Kafamı geriye attıp gözlerimi kapattıp konuştum.

"Babamın iş yüzünden sürekli seyahat etmek zorundayım ve bu aptal seyahatler yüzünden hiç olmadık bir yerde kızgınlığa giremem Hobi."

"Omega olmak cidden çok zor olmalı, hassas ve kırılgan bir yapıya sahip oluyorsun ve bu kızgınlık sizde çok ağır geçiyor."

Hafif bir kahkaha atıp gözlerimi açtım ve tekrar Hoseok'a baktım.

"Evet sen alfa olduğun için kızgınlık döneminde omegalarla geçirip hafif atlatıyorsun."

Hoseok'un dudakları hafif bir şekilde yana kıvrıldı.

"Kendimi çok çapkın gibi hissettim."

Dudaklarımdan hafif bir kırkırtı kaçtı.

"Zaten öyle değil misin?"

"Saol kanka iltifatın için."

"Ne demek Hobim her zaman."

Hoseok'a göz kırpıp çantamdan telefonumu çıkartıp saatte baktım.

"Dersin başlamasına çok az kalmış kalk Hobi."

Hoseok küçük bir çocuk gibi omuzlarını indirip konuştu.

"Yaa ama ünilerin gelişini izliyorduk."

Bu cümlesiyle beraber kafamı iki yana salladım.

Bizim okulumuz özel bir kolejdi. Okulumuzun üniversitesi vardı ve fakülte tam okulumuzun
karşısındaydı. Ortak bahçemiz vardı.

Hobi'yle bazen banka oturur ve onların fakületeye gelişini izlerdik, daha doğrusu hobi izlerdi çünkü yakışıklı çocuklar fakülteye geliyordu.

Çantamı sırtıma atıp ayağa kalktıktan sonra Hoseok'un elinden tuttuğum gibi kaldırmaya çalıştım, bir alfa olduğu için benden çok güçlüydü.

"Hadi kalk Hoseok Bay Bang Chan'ın  dersi var, o adam geç kalmayı sevmiyor."

Hoseok daha fazla direnemeyeceğini anlayınca çantasına elini alıp ayağa kalktı.

"O herifi hiç sevmiyorum neyse hadi gidelim."

Hoseok'la beraber okula girip sınıfa çıktık.

Geometri dersindeydik, ben her zaman ki gibi not alırken yanımda oturan Hoseok ise kafasını masaya koymuş uyukluyordu.

Nasıl olsa benim not alıcağımı biliyordu.

Bay Bang Chan akıllı tabletten formül yazıyordu, geometri dersini pek fazla sevmezdim ama bu sene benim için önemli bir seneydi üniversite senemdi.

Hoş nasıl olsa iyi bir puan almasam bile babam sayesinde güzel bir üniversite'ye girerdim. Ama ben kendi emeğimle kazanmak istiyordum.

Babam ise beni holding'in başına geçirmek istiyordu, evet naif bir omegayım ama bu güçsüz olduğum anlamına gelmiyordu, hırsım ve başarma azmim herşeyden çok daha güçlüydü.

Yaklaşık 4 saatlik derslerden sonra okul çıkış saati gelmişti.

Hoseok'la çantamızı alıp okuldan çıkmıştık şoför herzamanki gibi arabayla gelmişti.

Arabayı görür görmez aklıma akşam ki iş yemeği geldi. Oflayıp Hoseok'a döndüm.

"Of akşam iş yemeği var ya!"

Hoseok bana dönüp hafif bir şekilde gülümsedi.

"Bende Dior'un global elçisi olduğum için bir davetiye katılmam gerek."

İkimizde bu hallerimize gülerken bir ses duyduk. Gözlerim sesin olduğu yere dönünce olduğum yerde dondum kaldım.

"Şu zenginlerde'de ne dertler var? Sürekli bir yerlere katılıyorlar zor iş olmalı Hyunjin."

Hwang Hyunjin ve Min Yoongi...

Hoseok sinirle burnundan soludu.

"Boşver Hoseo-"

Ben konuşmaya kalmadan Hoseok onlara doğru yürümeye başlamıştı bende peşinden koşar adımlarla yürüyüp onların yanına gelmiştik.

Hoseok Min Yoongi'nin ceketinden tuttuğu gibi alınlarını birleştirdi.

"Derdiniz ne?!"

Min Yoongi bir kahkaha atıp ciddi ses tonuyla konuştu.

"Derdim sensin."

Gerginlikten mideme kramplar girmeye başlarken Hobi'nin kolundan tuttum.

"Hoseok boşver takma şunları."

Bu cümlemle beraber Hwang Hyunjin hafif bir kahkaha atıp dilini damağında gezdirirken bir kaşını kaldırıp bana baktı.

"Şunlar? Bizi küçümesidiğine göre fazla egolusun."

Sinirle derin bir nefes alıp Hyunjin'e baktım. Gözlerimiz birleşince ikimizinde gözleri mavi oldu ve aynı anda konuştuğumuz cümleler birbirimizin arasında dağıldı.

"Omega."

"Omega."

-İlk bölümden herkese Selam. Güzel bir bölüm oldu, aralarında ki çekimi net ve güzel bir şekilde hissediceğiz. Yeni bölümlerde görüşmek dileğiyle Oy vermeyi unutmayın ❤️

-M kaçar ⚡

𝐢𝐦𝐩𝐨𝐬𝐬𝐢𝐛𝐥𝐞 𝐋𝐨𝐯𝐞 || 𝐇𝐘𝐔𝐍𝐋𝐈𝐗Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin