Dazai artık hiç bir şey hissetmiyordu hayatında. Ne mutluydu ne üzgün. Kaç kez intihar etmeyi denedi, hiç birinde ölmedi. Aşık da olamıyordu. İnsan öldürmekten korku duygusunu da kaybetmişti. Ona kızacak bir arkadaşı da yoktu. Yalnız bir adamdı işte. Bir gün sokakta yürürken karşına bir köpek çıktı. Siyah,küçük bir köpek.
Dazai: Merhaba. Çok tatlıymışsın.
Dazai köpeği sevmek için eğildi. Köpeği biraz sevdikten sonra, evin yolunu tuttu ama köpek onu takip ediyordu. Dazai bunu eve girince fark etti. Dazai evin kapısını açınca köpekte onunla birlikte eve girmişti. Dazai o an karar verdi onu sahiplenmeye.
Dazai: Fark etmeden yeni bir ev arkadaşım oldu sanırım. Ama bana dikkat et. İyi bir sahip değilim. İntihar etmeyi denerim hep.
Dazai köpeğin anlamadığını biliyordu ama, akıl sağlığını kaybetmişti. Yalnızlıktan, intihar kalkışmalarından, hayatından. Ama köpek buna aldırış etmiyor gibiydi. Köpek anlamıyordu ki zaten,o yüzden Dazai onu kabul etti. Dazai yatak odasına gitti, kirli kıyafetlerini çıkardı. Duş almadan çıplak bir şekilde yatağına yattı ve 2 gün uyudu. Neredeyse 8 gündür uyumuyordu, o yüzden 2 gün uyumuştu. 2 gün uyuduktan sonra uyandı. Çıplak bir şekilde yatakta oturur konuma geldi ve köpeği gördü. Önce telefonuna baktı. Yüzlerce cevapsız çağrı. Hepside eski sevgilisindendi, eski sevgilisi hayatını darmaduman ettikten sonra, ona niye cevap versin ki? Çağrılara aldırış etmeden tarihe baktı. Köpeğinin açlıktan ölmemesine şaşırmıştı.
Dazai: Ölmemişsin. Dayanıklı olmana sevindim. Zaten yalnızdım, yanımda olan bir canlıyı kaybetmek istemiyorum.
Dazai köpeğine yemek verdi. Hala çıplaktı. Köpeğine yemek verdikten sonra duşa girdi, duşunu aldı. Saçları ıslak bir şekilde, belinde havlu ile banyodan çıktı. Dazai her zaman ki kıyafetlerini giydi, üzerine bej paltosunu attı ve tüm gün evde olmayacağı için köpeğine yemek ve su verdi ve ardından evden çıktı, mafya ajansının binasına doğru yürüdü.
Mafya ajansına geldikten sonra patron onu çağırdı.
Patron: Dazai, psikolojin fena bozuk. Sana bir psikolog tuttum, aynı zamanda yeni mafya üyemiz. Gel bakalım Chuuya.
Dazai: Patron, hiç gerek yok, öleceğim bu gidişle yakında endişelenme benim için.
Dazai bunları söylerken Chuuya içeri girmişti, Dazai'de saygısızlık olmasın diye ayağa kalkıp Chuuya'ya elini uzattı.
Dazai: Merhaba küçük adam.
Ona böyle bir lakap taktı çünkü kendisinden kısaydı.
Chuuya: Merhaba efendim. Ben Nakahara Chuuya. Size psikolojik açıdan yardım edecek, mafya ekibi için de savaşacağım. Kısa olduğuma bakmayın, psikolog bölümünden mezun oldum ve başka ülkelerde mafyayla iş birliği yaptım.
Dazai: Vay, şaşırdım doğrusu ama bana psikolog gerekmiy-
Patron: Kes sesini Dazai. Sende Chuuya gibi kendini tanıt. 1 seçeneğin var, oda Chuuya'nın senin psikoloğunun olmasını kabul etmek.
Dazai: Bu konuda irademi yöneten siz olcaksınız patron, ha? İyi görelim bakalım küçük adamı. Kendimi tanıtayım sana. Adım Osamu Dazai, mafya ekibinin en iyilenirdenim. Bir yerden falan mezun olmadım. Bu kadar.
Chuuya: Anladım. Yarın odama gelin, sizi biraz daha tanımak istiyorum.
Dazai'nin yapacak bir şeyi yoktu, patronu sadece 1 seçenek sundu çünkü. İstese istediğini yapar ama zaten son günleriymiş gibi hissediyordu o yüzden çok karşı çıkmadı.
