gotta take me anywhere (F)

15 5 0
                                    

Ablam cevabını bulamayacağın soruları sorgulayarak zamanını boşa harcama derdi. Ben de Soobin'in aradığım içkiyi nasıl bilmesini sorgulamamaya karar vermiştim. Eğer ablam öyle demeseydi muhtemelen düşünmekten uyuyamazdım. Teşekkür ederim abla.

Aradığım içki her yerde bulunmaz, adını size söylemesem de olur. Soobin'in çalıştığı marketin karşısındaki tekelde bulunurdu ama orası 1 ay önce kapandı. Ve ben o içkiyi bulmak için Kore'de şehirden şehire gezmiştim ama yine de bir sonuca ulaşamamıştım.

Ta ki Soobin'in verdiği kağıttaki internet sitesini bilgisayarıma yazana kadar. Parası umrumda değildi, kendimi bile satarım o içki için. Şimdi sizin gözünüzde bağımlı bir alkolik gibi görünebilirim ama öyle değil.

Ben sadece her yıl Ağustos ayının 28'inde saat 00:28'de içki şişesinin kapağını açarım ve uyuya kalana kadar ağlarım. Takıntılı gibi bunu her yıl yaparım çünkü ablam Irene'nin adını bilmediğim sevgilisi ile intihar ettiği tarih ve ölüm saatleri.

Artık iyi ki yoklar dediğimiz ailemiz ile aslında Busan'da yaşıyorduk. Derslerimiz ve üniversite konusunda aşırı baskıcılardı. Sevgili zaten yasak, ileride 'onların istediği' meslek olduğumuzda bize uygun birini bulacaklarmış. Bırakın eğlenmeyi ders çalışmak için bile arkadaşlarla buluşmak yasak. Kendi kendimize çalışacakmışız. Telefonumuz bile yoktu çünkü ev okula yakındı.

Telefon yasağı sosyal medya yükleyip birileriyle tanışabilirmişizden. Galiba biraz paranoyaklar. Ama ablamın sevgilisi olması için ne sosyal medyaya ne de telefona ihtiyacı vardı. Aşık olduğu kız yan evimizdeydi. Okulda teneffüslerde hep onları görürdüm ve bir gün öpüşürken görmüştüm.

Ablam gördüğümü görmüş ve bir akşam konuşmuştuk. O zaman ben de kendimi iki cinse yatkın hissediyordum ve ablama yönelimi yüzünden aramıza mesafe koymayacağım ve kimse bilmeyecek diye söz vermiştim. Sevgilisinin adını bile sormamıştım, o yüzden adını bilmiyorum.

Sadece sevgilisinin doğum gününü kutlarken 2 saniyeliğine yanında olmuştum ve o zaman yakından görmüştüm. Zaten sonra onları yalnız bırakmak için gitmiştim.

Ailemin nasıl öğrendiğini bilmiyorum ama öğrendiklerinde iyi şeyler olmayacağını zaten ablamın sevgilisi olduğunda bile biliyordum.

Ablam öğrendiğinde sevgilisiyle evden kaçtı ve intihar ettiler. Bu kadar basitçe söyleyebilirsiniz insanlara ama o anlar hayatımın çöküşüydü. Ben de Seul'e taşındım ve ailemle iletişimimi kestim. Beni bulmasınlar diye her şeyimi değiştirdim. Eskiden adım Daniel, şimdi Yeonjun.

Bugün 26 Ağustos, yılın gününe iki gün kaldı. Genelde 2-3 gün kaldığı zaman dışarı bile çıkmam ve full evde dururum. Yine öyle yaptım. Sıkılmıyor musun derseniz de, ben böyleydim işte, ne diyebilirim ki?

Siparişim 27 Ağustos'da geldi, şu an saat 23:51. 28 Ağutos'a 9 dakika, şişenin kapağını açıp ağlamama 28 ise eşittir 37. Matematiğim mükemmel. Bu yarım saatin geçmesi için size başımdan geçen garip bir olayı anlatacağım.

4 gün önce yine marketteydim. Aşık olduğum çocuğa bakma seansımı bitirdikten sonra çıktım ve eve yürümeye başladım. Zaten market ile evimin arasında 2 sokak var.

Ama sonra fark ettim ki arkamdan Soobin'de benimle geliyor. Ne düşünmem gerektiğini bile bilmiyordum. O gün iş yerindeki işler çok yoğundu ve kafam allak bullaktı. Durupta 'Sen benim peşimden mi geliyorsun?' diye sorgulayamazdım.

Zaten birinin peşinden geliyorsanız o size sorduğunda mal gibi evet demezsiniz ki Soobin ile hala konuşma fırsatım olmamıştı.

Her neyse, apartmana girdim ve eve girdim. Zaten ilk kattaydı. Hemen gizlice camdan baktığımda Soobin geldiği yolu geri dönüyordu ve başını sallayarak bir şeyler mırıldanıyordu, hiçbir şey anlamamıştım işte.

we are lost, yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin