FINAL BEBEKLERIMM COK MUTLUYUM ASLİNDA İLK YAZDİGİM VE İLK BİTİRDİGİM KİTAP🫶🏽🫶🏽 her zaman bir numara bu kitap benim için😭
gözlerimi aralayınca karşılaştığım manzara şaşırtmamıştı. gülümseyip tuttuğu ellerimden destek alarak ayağa kalktım ve kollarımı sıkıca sardım bedenine.
"Çokk özledimm," dedim başımı boynuna gömerken. boynuna öpücükler bırakıp geri çekildim. mile tam konuşacakken annemin mutfaktan gelen sesi ile oraya kulak astık.
"Hadi kızlar, yemeğe." bunu duymayı çok beklemiştim. heyecanımı dışarı yansıtarak mile'ye çok aç olduğumu tekrar yansıttım. "Anlaşılan yemek yemeyi benden çok istiyorsun." diyerek söylendi arkamdan ilerlerken. iki saniye göz kontağı kurup devirdim ve mutfağa geldiğimizde koşuşturur vaziyette sandalyeye oturdum. mile bu halimden zevk alıyor gibiydi ve dudakları yukarı kıvrılıyordu.
"Açsındır umarım kızım, bir sürü şey hazırladım, ziyan olmasın." dedi annem. "Olmaz olmaz annem, ben izin verirmiyim senin yemeklerinin ziyan olmasına!" dedim ağzıma bir lokma daha atarken. annemin yemeklerini hiç kimsenin yemeklerine değişemezdim o harikaydı gerçekten. ardından ona minnettar dolu bir öpücük kondurdum. "Üff ebrarr," dedi ve mile'de bende gülmeye başladık.
mile çok geçmeden kenarda duran poşetten bir kap çıkardı ve masadaki boşluğa bıraktı. ikimizde merak dolu gözlerle mile'ye bakıyorduk. konuşmaya başladı "elim boş gelmeyim dedim, kendi ellerimle yaptım." dedi ve bana bakıp gülümsedi.
"Niye zahmet ettin kızım ya. hay allah!" diye söylendi annem. çatalını yere düşürmesiyle masadan uzaklaştı. mile kabı açınca içinden gerçekten yaprak sarması çıkmıştı. bu kız sürprizlerle doluydu! kısacık zamanda neler yapmıştı. demek ondan gecikmişti. eliyle bir tane alıp bana uzattı, tereddüt etmeden ağzıma attım. bu kızın elinden zehir olsa bile yerdim.
böyle marifetleri olduğunu gerçekten bilmiyordum. harika olmuştu. mile tepkimi incelediği için çok fazla sevinçten ağzım kulaklarıma varmadı. yavaş hareketlerle çiğniyormuş gibi yaptım. "Nasıl olmuşşş?" diyerek sordu. heyecanlı olduğunu dudaklarının kıvrımından okuyabiliyordum. ezberlemiştim onu, oturup küçükken bize ezberlettikleri şiirler, şarkılar, sureler gibi her bir gülüşünün ne anlama geldiğini ezberlemiştim.
annemin hala masadan uzakta olduğundan emin olarak kulağına yaklaşıp "evlenmemiz şart." dedim kısık bir tonda.
yüzünde büyük bir gülümseme oluşmuştu. ağzı kulaklarına varmak deyimi buydu herhalde. çenesini avuçları arasına aldı ve dirseklerini masaya dayayarak bana yaklaştırdı yüzünü. "bi' daha desene," dedi o bebeksi tonda sesi ve ondan bi hayli farksız yüzüyle. tekrar eğildim isteğini ona verdim. "evlenmemiz şart diyorum!" bu sefer sesim yüksek çıkmıştı. annemin bize dönmesiyle "bir şey mi dediniz kızlar?" demesi bir oldu. "yok anne bir şey." dedim çatalımı tabağıma batırırken.
mile avuçları arasına aldığı yüzüyle hala bana bakıyordu aynı mutluluk ifadesiyle. "tamam olur ne zaman?" dedi gülümser bir tonda. o kadar güzel gülümsüyordu ki insan bakmalara doyamaz. her gülümsediğinde oluşan minik gamzelerinden öpmek istiyordum. ama her gülümsediğinde.
"bebeğim, bu bir evlilik teklifi değildi aslında.. sadece bir iltifattı." dedim. yüzü düşmüş gibiydi, dirseğini masadan kaldırıp eline çatalını alıp yemekle oynamaya başlamıştı. "bence öyleydi." diyerek söylendi.
annem masaya döndüğünde "ne konuşuyorsunuz fısır fısır?" diyerek sordu. hiç diyerek kestirip attık ve gülüşerek şakalar yaparak yemeğimize devam ettik. yemekler bittiğinde hala mutfaktaki masada oturuyorduk ve mile ile sohbet ediyorduk. annem ise bulaşık makinesini yerleştiriyordu. yardım teklif etmiştik ama izin vermemişti, şaşırdım. mile olmasaydı tüm makineyi bana yerleştirtrcekti. alışmam için olduğunu söyleyip geçiştirirdi bende lafını ikiletmez dediği neyse onu yapardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
karamel/ EbGas
Non-Fictionebrar karakurt & melissa vargas ship kitabı okumayan kalmasın EbGas kurgu kitabı