Tefeciler vs Jungkook

23 3 1
                                    

MARABA ARKDŞLAR

İLK DEFA FİC YAZİYORUM HE İNSALLAH GUZEL OLACAK

Şimdi bazı sahnelerde şiddet, küfür, çok azıcık serpilmiş cinsellik olabilir. Haberiniz olsun ona göre okursunuz.

Sizi ilk bölümle baş başa bırakiyorum. Yazım yanlışlarım varsa affedin. Keyifli okumalar diliorum🤰🏻

---------------
Ağzımda ki kanı yere tükürüp sırıtarak karşımda ki adamlara bakıyordum. Dudaklarımı aralayıp konuşmaya başladım.

"Bence konuşarak halledebiliriz. Medeni bireyleriz sonuçta öyle değil mi? Hm?"

Batmıştım. Tam anlamıyla boka batmıştım. Önümde sürüyle herif varken benim hâlâ konuşuyor olabilmem bile tuhafken daha da batırıyordum her şeyi.

Bay kook ne yapacağız şimdi... 'Gerizekalı, seni ben bile kurtaramam ne bok yiyorsan ye.' İç sesime bolca sövgülerimi iletip karşımda ki adamlara baktım. Hatta o kadar uzun süre bakıştık ki heriflerle bir ara Hint dizisi setinde olduğumu düşündüm.

Bu kadar bakışmanın yeterli olacağını anlamış olacak ki tekrar gür sesiyle konuştu (kükremişte olabilir)  heriflerin lideri olan adam.

"Lan ibne sen bizimle taşşak mı geçiyorsun? Nerede paralar?"

Oturup ağlamak üzereydim. Yemin olsun utanmadan ağlayacaktım.
O gün tefeci öneren arkadaşımı da, beni o duruma getiren fakirliğimi de, karşımdaki herifleri de, kendi mi de ayrı ayrı sikeyim ben. Neden tanrım neden normal bir insan gibi mesleğimin başına geçip sadece şarkı söylemiyorum...

Derin bir nefes çektim içime. Isırmaktan parçalanmış dudaklarımı emip bıraktım. Bu durumdan kurtulmam icin tek bir seçenek kaldı.

Yalan ve dolan...

"Ya bakın vallahi de billahi de getireceğim paraları ama şuan durumum yok. Cidden yok." Yalan değil aslında durumum hiç yoktu. Hatta yerlerse parayı hiç ödememeyi bile düşünüyordum. Adamlar daha da sinirlenmiş olacaklar ki ellerini bellerine atıp silahlarları çıkardılar. Şimdi asıl boku yemedin mi jungkook. Çık çıkabiliyorsan işin içinden.

"Ya tamam beyler! O şeyleri indirin. Bana bir süre verin o zamana kadar getireyim. Yemin ederim param yok." Liderleri olan adam bana biraz daha yaklaştı. Yüzümü iyice inceledi ve gür bir kahkaha attı.

"Ulan bu ibne cidden bizimle taşşak geçiyor. Lan biz sana yeteri kadar süre vermedik mi zaten? Daha ne süresi." Bir kaç adım uzaklaştım çaktırmadan.

"Ama çok ayıp. Gayiz diye de öyle denmez. Hiç etik değil. Yakıştıramadım tefeci bey amca." Adamın gözü sinirden seğerirken konuşmasına fırsat vermeden tekrar lafa atıldım.

"Anasını satayım yukarıdaki ne!" Ufak bir çığlık atıp yukarıyı gösterdim. Belki bir ihtimal kanarlarda tüyerim diye. Ama dünya bana götüyle güldüğü için tabi ki de kanmadılar. Herifler hâlâ yüzüme ifadesizce bakmaya devam ediyorlardı. Derin bir nefes çektim içime. Ne bok yiyeceğim diye düşünürken aklıma şahane bir fikir gelmişti.

Erkekliğin %90'ı kaçmaktı derler. Topuklarına kuvvet aslan parçası.

" ben kaçayım o zaman." diyip bir hışımla deponun küçük penceresinden atladım. En başından beri orayı gözüme kestirmiştim zaten ama bu piç kurularıyla belki anlaşırım diye gözden çıkarmıştım .

Sokağa çıktığımda büyük bir koşuşturma içindeydim. Arkamda sayamadığım kadar fazla adam ve önlerinde bacaklarını götüne götüne vurarak kaçan bir varlık. Bence tam olarak sanatsal bir tabloydu.

Bu kadar sinir etmem yetmemiş gibi adamlarla daha da fazla uğraşmaya karar verdim. Arkaya sesim gidecek kadar bağırarak konuştum.

" Bakın genelde arkamı kimseye dönmem. Sağlam kasa var diyorlar değerimi bilin." Diyerek arkama ufaktan dönüp göz kırpıp öpücük attım.

Sövülmedik sülalem kalmayana kadar bana sövdüler. Baya da sağlam sövdüler ama yalan yok. Hatta içlerinden bir kaçını kullanmayı bile düşünebilirim.

Koşuşturma hâlâ devam ederken bir sokağa girdim. Önümde tel örgüler vardı. Buradan kolaylıkla geçebileceğimi düşünüp tırmanmaya başladım. Arkamdaki sesler daha çok yaklaşınca tiz bir cığlıkla kendimi yere attım. Ayağa kalkıp koşmaya devam edeceğim sırada içlerdinden bir tanesi kolumu sıyıran bir kurşun attı.

Ani bir şokla ne olduğunu anlayamazken bir kaç kurşun sesi daha kulaklarıma geldi. Anca kendime gelirken hızımı kesmeden koşmaya devam ettim. Canım felaket yanıyordu. Kolumdan yavaşça kanlar süzülürken gözlerimden de yaşlar geliyordu.

Biraz daha koşturduktan sonra arkamda ki sesler hafiften azalmıştı. Çok fazla yorulmuştum. Biraz da olsa kan kaybediyordum. Etrafıma dikkatle bakıp saklanabileceğim bir yer aradım. Bu sefer dünya bana acımış olacak ki karşıma depo tarzı bir mekan çıkardı.

Eğer buraya saklanırsam beni bulma ihtimalleri azalırdı. Kalan son gücümle koşarak depoya yaklaştım.

Girebileceğim bir yer ararken arka küçük pencereyi gördüm. Açıktı ve oradan kolayca sığıp içeriye geçebilirdim.

Ulan Jungkook kişisi yine zehir gibisin. En kötü durumda bile mükemmelsin. Helal olsun lan sana.

Kendimi övme işim bitince yüzümde ki zafer gülümsememle pencereden içeriye sessizce girdim.

Deponun ışıkları açık değildi o yüzden bir şey göremiyordum.

"Ulan ufakta olsa bir ışık olsaydı ne olurdu? Önümü göremiyorum amına koyayım ya!" Sessizce yaptığım sitemden sonra ilerlemeye devam ettim. Ta ki biri tarafından sertçe tutulup yere atılana kadar.

"Sen kimsin?!" Derin ses kulaklarımı doldururken dona kalmıştım.

Deponun karanlığına inat adamın gözlerine kitlenmiştim. Az önce ki seste kalmıştım hâlâ. Ta ki kafama sert bir cisim yiyene kadar...

---------------------
Ulan bitti ya.

Aklımda süper sonik şeyler dönüyor umarım yazabilirim ya.

YA NASİL SİZCE GUZEL Mİ

olacak olacak güzel olacak bu fic hissediorum.

Şimdilik bayssss

S.

JUST YOU|TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin