CEST LA VIE ۵ Rosékook

1.1

Rosé, abisine arkadaşı jen ile kalacağını söyleyerek Gun woo'nun  davet ettiği partiye gitmeyi garantilemişti. Abisi rosé'nin yatılı kalacak samimiyette arkadaşı olup olmadığından emin değildi ama kız kardeşi pek sık böyle isteklerde bulunmadığından gitmesine izin vermişti. Okuldan sonraki tüm vaktini evde geçiriyordu rosé. Arkadaşıyla vakit geçirmesi ona iyi gelir diye düşündü.

Rosé, abisi evde olmadığı için rahatça hazırlandı. Eğer jay onu süslenmiş bir şekilde görürse arkadaşına yatıya gittiği yalanını anlardı. İki gün önce Gun woo'nun ona sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı daveti kabul etmişti. Gitmeyi çok istediğinden ya da partilemeyi sevdiğinden değil ona günlerdir yazan kişinin de oraya geleceğini düşündüğünden kabul etmişti. Büyük bir risk alıyordu, eğer bilinmeyen numaranın sahibi oraya gelmezse daveti boşuna kabul etmiş olacaktı.

Bilinmeyen numara her kimse Gun woo'yu tanıdığını söylemişti ve onun partiye gideceğini mutlaka öğreneceğini biliyordu rosé. Ne de olsa her hareketini takip ediyordu o çocuk.

Askısız siyah dantel işlemeli bir korse altına yine siyah olan yırtmaçlı bir uzun etek giymişti. Beline kadar uzanan saçlarını su dalgası yapmış, öldürücü vuruşu kırmızı rujuyla yapmıştı. Genel makyajını hafif tutmuş, ayakkabı olarak da ince bantlı beyaz bir topuklu tercih etmişti. Aynada son kez kendine baktığında fazla kadınsı olduğunu düşündü. Liseli bir kız için fazlaydı ama orada olan kızların kendisinden daha abartılı olduğundan emindi. Ortama ayak uydurmalıydı. Alkollerin havada uçuştuğu bir yerde çilekli süt içmeye gelmiş küçük bir kız çocuğu gibi görünmek istemedi.

Hazırlanışını tamamladığında küçük el çantasına kredi kartını, kablosuz kulaklığını ve rujunu attıktan sonra çağırdığı taksiyi aşağıda beklemek üzere evden ayrıldı.

Beş dakikalık beklemenin ardından taksi geldiğinde şoföre Gun woo'nun mesaj attığı konumu söyleyerek cam kenarından yolu izlemeye koyuldu.

Dışarıyı izlemeye dalmışken telefonun yanıp sönen ışığı dikkatini ekrana vermişti ekranda beliren yazı yarım ağız sırıtmasına sebep olmuştu.

Bilinmeyen numara
Orda olacağım
Ve inan bana iyi şeyler olmayacak

Rosé
Biliyorum
Belki de seni görebilirim
Bu iyi değil mi?

Bilinmeyen numara
Bunun yolu bu değil rosé
yapma

Rosé
Hadi ama
Benim için bu kadar endişelenme
Beni o kadar da sevmiyorsun

Bilinmeyen numara
Zarar görmemeni istemek için
Sevmem mi gerekiyor?

Rosé
sevdiğin insanlar için endişelenirsin
sözde benimle dalga geçiyordun
şimdi başıma bir iş gelmesin diye uğraşıyorsun

Bilinmeyen numara
Bu seni sevdiğimden değil
Tertemizsin rosé
seni kirletirken kimsenin eli titremez

Rosé
o halde beni kirletmelerine izin verme
bu gece göreceğim seni

Rosé, son mesajı da gönderdikten sonra taksi yolculuğunun da sonuna geldiğini farkederek kartını uzattı. şoför gereken ücreti çektikten sonra kartı iade ettiğinde sarışın vakit kaybetmeden arabadan inmişti.

Bahçenin çimenlerini ortadan ayıran taş yoldan geçerken ince topuklusu titriyordu. Sebebinin taş yoldan olmasını dilerdi ama heyecandan dizleri titriyorken yürüyüşüne çeki düzen verememişti. Düşmemeye özen göstererek evin arka tarafından gelen müzik sesini takip ederek havuzun bulunduğu arka bahçeye gelmiş, geldiğinin haberini Gun woo'ya mesaj atarak iletmişti. Çok geçmeden Gun woo, spor yapıyorum diye bağıran fiziğinin sesini daha da yükseltmek için siyah hafif dar bir şort ve omuzlarını gizlemeyen beyaz bir sporcu atleti giymiş görünümüyle Rosé'nin yanında bitiverdi.

Sarışının görünümü bir yana Gun woo çok gündelik duruyordu. Rahattı ve bunu giyinişiyle dahi belli ediyordu.

"Hoş geldin. Beni kırmayıp geldiğin için teşekkür ederim. Unutulmaz bir gece olacak."

dedi Gun woo samimi olduğunu düşündüğü bir gülüş sergileyerek.

Rosé onun bu tavırlarını yapmacık buluyordu. Baştan beri ona güvenmemişti ama mecburen bu samimiyetsiz hallerine katlanmalıydı. Gun woo bir kızın kolayca reddedebileceği türden bir çocuk değildi ama sarışının etkilenebileceği türden de sayılmazdı.

"Bende öyle umuyorum."