5

69 11 36
                                    

*Ayak izleriniz uyuşmasa ve yürüdüğünüz yol ölümden bir yol olsa bile, o yolu sizinle seve seve adımlayacak bir yüreğe, bir nefese sahip olmanız dileğiyle...

"Benim güzelim yorulmuş mu?"

Ona kullandığım hitapla kıkırdadı Taehyung dizlerimdeki başını kıpırdatarak. Başının ufacık hareketinde dizlerime daha kusursuz dağılan mor saçları içimi titretirken, tatlı kıkırtısından bahsetmek bile istemiyordum.

"Seninle hayallerimi gerçekleştirirken yaşadığım mutluluğa rağmen sonrasında yaşadığım bu hisse yorgunluk demeye varır mı hiç dilim Jungkook? Bu yorgunluksa şayet can feda tüm yorgunluklara."

"Seninle en mutlu anını yaşarken bile sonrasında yaşayacağın kısa süreli yorgunluğu içine dert eden bir adam haline getirdin beni, şimdi böyle konuştukça da her geçen gün daha da gidiyor içim sana. Söylesene, bana ne yaptın?"

"Ben bir şey yapmadım ki, yalnızca sevgimi verdim. Sen, sana verilen sevgiyi katıyla iade edecek kadar aşık olunası bir ruha sahipsin sadece, o gün anlamıştım bunu. Yağmur şakır şakır yüzüne yağarken, bu tabloya doğru adım adım ilerlerken farkındaydım her şeyin, doğru kişi olduğunun. Jungkook..."

Dizlerimdeki başını hafifçe çevirerek benimle aşağıdan göz göze geldi,

"O gün yağmurla ağlayan o adama yürürken, yalnızca iki şeyin bilincinde, bir kararsızlık ve bir karmaşa içinde çırpınıyordu ruhum. İlki, hayatımın dönüm noktası haline gelecek adamın karşımda olduğuydu, hissediyordum bunu. İkincisiyse, bir dönüm noktasını vaktine sığdıramayacak kadar kısıtlı hayatım kaldığıydı.

Ben o gün yanına gidip gitmemek arasında karar vermeye çalışırken, düşündüğüm esnada bir yandan da sana doğru adımlamaya başladığımı fark ettim. Bu benim için büyük bir açıklıktı işte konuya, zihnimin içi ne kadar kararsız da olsa kalbim komutu vermiş ve emri uygulamaya geçirmişti bile."

Saçlarına attığım elimle usulca o kusursuz, bir ressamın elinden çıkmışçasına mükemmel tutamları okşarken, uykusu geldiğini belli edercesine kısık ve bayık bakışlarla, boğuk sesiyle tamamlamıştı cümlelerini.

Bir insan aynı kişiye kaç defa aşık olabilirdi?

"O gün, mor şemsiye yağmurumu kestiğinde ve mor saçlı çocuk bana göz yaşlarımı gizlediğine inandığım sıvının aslında yine gözyaşı olduğunu söylediğinde, yıllardır kaybettiğim mısralarımı saniyeler içinde geri verdiğinde anlamıştım aslında ben de. Karşımdaki mor saçların, hayatımı değiştireceğini anlamıştım. O an ben de iki şey arasında kararsız kaldım biliyor musun?

İlki, o gün tam karşımızda olan, şu anda da tam karşımızda olan uçurumdan bedenimi bırakıp hayatımı sonlandırmaktı, tıpkı o gün buraya çıkarken planladığım gibi. İkincisiyse, hayatıma son vermekten vazgeçip karşımdaki çocuğu dinlemek ve ona kulak verip aslında son vereceğim bir hayatım olmadığını bana göstermesine, bana hayat vermesine izin vermekti.

Ölmek için çıktığım bu tepede, sen bana zaten ölü olduğumu gösterip ilk soluğumu aldırdın Taehyung."

Şimdi ise, zaten çok geç kavuştuğum nefesimden beni ayıracağından, gideceğinden bahsediyorsun...

Kendi içimden tamamladığım konuşmamın son cümlesiyle içim iyice burkulurken, konuyu uzaklaştırmak istedim tüm bu ölümlü konuşmalardan. Bu yüzden, aşağıdan bana uykulu, mest olmuş bakışlarla bakan güzel çocuğa bambaşka bir konudan soru yönelttim.

"Tae, birkaç saat önce nehirde bir hayalini daha gerçekleştirdik. Başka neler var, söyle haydi. Uykun var, uyandıktan sonra onu da yapalım hm? Dünyanın öbür ucunda bir şey istesen bile ben hallederim. Yalnızca söyle haydi."

still with you | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin