1. Bölüm

94 8 3
                                    

Ben Hadise. Yaklaşık 3 ay evliyim. Evet isteyerek evlendim, severek ama son zamanlarda sevdiğim adamı tanıyamaz hale geldim. Evlilik aşkı öldürür derler, ben buna hiç inanmazdım. Sadece insan kendi evliliğini, aşkını öldüre bilir. Bana da mı bu oldu? - bu düşünceler aklında dolanırken eşinin sesi ile kendine geldi.
Mehmet: Bir şey istiyor musun marketden?
Hadise: Su alır mısın?
Mehmet kafasını "evet" amlamında sallar ve atabadan iner. Hadisede eline telefonu alıp kardeşini arar.
Hadise: Kertoşum...
Derya: Abla, nasılsın?
Hadise: İyi ablacım. Ne yapıyorsun?
Derya: Bende setteyim. Oyunculara kıyafet seçiyorum.
Hadise: Anladım.
Derya bir duraksar: Abla...
Hadise: Değiliz Derya. Hiç iyi değiliz.
Derya: Niye böyle yapıyor ben anlamıyorum?
Hadise: Yakında kokusu çıkar. Zaten bu akşam konuşucağım.
O an da Deryanın telefonunnan erkek sesi gelir: Derya naber? - Hadise sesi duyduğu anda gözleri dolmuştu. Murat olduğunu hemen anlamıştı. Telefonu kulağına daha da bastırdı.

Derya: Merhaba, iyi sen? - Derya telefona bakar Hadise'nin hala kapatmamısını anlayınca gülümser.
Murat: Sıra bende. Hadi bakalım nasıl bir modacısın görelim.
Derya: Pişman olmazsın. Sen şöyle otur. -Telefonunu işaret eder.
Murat: Ha rahat ol.
Derya: Ee abla ben seni sonra arasam? - derken Murat karşısındaki aynadan Derya'ya bakar. Acaba Hadise mi Hülya mı diye düşünür.
Hadise: Derya sen hangi settesin?
Derya: Zeytin ağacı.

O sırada Mehmet gelir.

Hadise: Tamam, kapatmam lazım.
Derya: Görüşürüz. - Derya telefonu kapatmıştı fakat Muratın tepkisini aşırı merak ediyordu, o yüzden küçük bir oyun oynadı.
Derya: Ee şey konser ne zaman? Ben sana elbiseyi getirmeliydim. Ha tamam. Haberleşiriz, öptüm.

Murat Hadise olduğunu anlayınca aldırmamış gibi yaptı ama içten içe merak ediyordu.

Derya: Ee başlayalım o zaman.
Murat: Hadise miydi?
Derya: Evet.
Murat: Nasıl?
Derya: Anlamadım.
Murat: Yani iyi mi onu soruyorum.
Derya: Ha evet iyi. - Murat başıyla onaylar. Deryada dayanamaz pat diye sorar.
Derya: Ya Murat abi kızma ama...sizin bu aranız ne olacak?
Murat: Ne olması lazım?
Derya: Yani bir konuşsaydınız.
Murat: Deryacım işimize bakalım mı?
Derya: Peki.

Hadise ile Mehmet hala yoldaydılar. Bugün istanbula dönmüştüler tatilden sonra. İlk sessizliği bozan Hadise oldu.
Hadise: Sen iyi misin?
Mehmet: Yorgunum biraz.
Hadise: Hayır başka bir şey var sanki. Kaç gündür böylesin sen.
Mehmet: Hadise saçmalama. Sana öyle geliyor.
Hadise: Hayır Mehmet. Ben aptal değilim, bir şey var diyorsam vardır.
Mehmet: Lütfen sessiz devam ede bilir miyiz yola? - Hadise biraz kırılmıştı, önüne dönüp kulaklıklarını taktı ve dışarıyı izlemeye koyuldu. Arada aklına Deryayla konuşması geliyordu. Muratın setinde olmasına şaşırmıştı. Sesini duyunca ne kadar mutlu olduğunu şu an idrak ediyordu. Özlemişti onu. Uzun zamandır görmüyordu bile. Bunların hepsini düşünürken gözünden akan yaşı eli ile silmişti. Eve vardıklarında Mehmet bavulu alıp yukarı çıkarttı. Hadisede banyoya girmişti, çıktığında Mehmet yatakta uzanmıştı.

Mehmet: Bugün akşam bizimkilere gidiyoruz.
Hadise: Bizimkiler?
Mehmet: Demiştim ya kız isteme var diye. Kuzenim.
Hadise: Haa tamam. - Hadise de yanına uzanmıştı. Elini Mehmetin yüzüne koydu ve öpmek istemişti. Mehmet aniden geri çekildi.
Hadise: Ne oldu?
Mehmet: Benim bir işim var. Çıkmam lazım.
Hadise: Şu an mı?
Mehmet: Evet. Akşam almaya gelirim.

Hadise o an her şeyin daha da kötüye gittiğini anlar. Kafasında bir bin tane soru vardı. Cevapsız sorular. Belli ki bu akşam hiç bir şey konuşa bilmeyecekti. Saate bakıp yavaştan hazırlanmaya başlar. Mehmet ise evden işi var diye çıkıp bir evin önüne gelmişti. Kapı 4 kere çaldıktan sonra açıldı, karşısında esmer uzun boylu genç bir kız vardı. Kızı kolundan tutup içeri soktu.
Mehmet: Bana bak! O videoları hemen siliyorsun! Hemen!
Pınar: A-a hani çok keyif almıştın sen? (Mehmet'e daha da yaklaşır ve kulağına fısıldar) Bakıp bakıp beni hatırlarsın işte. - Mehmet kızın boğazından tutup duvara çarpar.
Mehmet: Bana bak kızım! Ya o görüntüleri yok ediyorsun ya da herkese seni rezil ederim. Nasıl beş paralık olduğunu bugüne kadar hangi erkeklerle olduğunu araştırıp ailene sunarım! Nasıl fikirmiş? Ha?
Pınar: Ta-tamam. Bırak beni! Bırak! - Mehmet bırakır, kız nefes almak için eğilir.
Mehmet: Aferin sana.
Pınar: Seninde bir şartın olduğu gibi benimde şartım var.
Mehmet: Ne kadar?
Pınar: Şimdilik 50.000 diyelim o zaman.
Mehmet: Şu an 50.000 ve bu konu burada kapanıyor.
Pınar: Öyle olsun.
Mehmet: Yolladım. Bundan sonra ne ben seni ne sen beni tanıyorsun. -Mehmet gider.
Pınar: Şimdilik diyelim biz ona Mehmet bey.

Akşam olmuştu artık. Hadise hazırdı, Mehmeti bekliyordu. Tam mesaj atıcakken kapı çaldı.
Hadise: Nerdeydin?
Mehmet: İşim vardı demiştim.
Hadise: Şirkete gitmemişsin ama.
Mehmet: Sorguda mıyız?
Hadise: Ya seni merak ediyorum! Eşimi merak ediyorum! Sormak hakkım değil mi? (Hafif bağırarak konuşuyordu)
Mehmet: Hadise tartışmak istemiyorum.
Hadise: Başka biri mi var?
Mehmet: Ne?
Hadise: Duydun.
Mehmet: İyice kafayı yedin sen. - Arkasını dönüp yukarı çıktı. Hadise yine ağlamak istiyordu ama faydasız olduğunu biliyordu. Aşağıda biraz bekledikten sonra Mehmet indi ve çıktılar. Yol boyunca hiç kimse konuşmamıştı. Vardıklarında Mehmet Hadiseye döner.
Mehmet: Aileme hiç bir şey bildirmeyelim.
Hadise: Anlamadım?
Mehmet: Gülümse diyorum. - Hadise göz devirir ve arabadan iner.

İçeri girdiklerinde Mehmetin ailesi vardı ancak, erkek tarafı bekliyorlardı. Hadise Mehmetin kuzenine yaklaştı.
Hadise: Özge tebrik ederim.
Özge: Ay Hadise ben çok heyecanlıyım ya...kalbim yerinden çıkacak gibi.
Hadise: E normal kızım. O değilde ya bir kere bile benimle tanıştırmadın şu Serkanı.
Özge: Ya daha çok göreceksin.
Hadise: Onu bilemem işte.
Özge: O ne demek be?

O sırada kapı çalınır.
Özge: Ay geldiler. Yemin ederim geldiler. - Herkes Özgenin haline güler. Hadisede Mehmetin yanına geçer oturur. Erkek tarafı bir bir içeri giriyordu. Hadise gördüğü kişilerle şok geçirir. Ağzı açık halde gözlerini hızlıca kapatıp açıyordu.
Hadise: Murat?! - Herkes birden Murata bakınca donup kaldılar. Mehmet çok gerilmişti, Murata sadece sinirli bakışlarını atıyordu.

Alın YazımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin