hoş geldiniz
nasılsınız?
çocuklar gerçekten çok yoruldum...
öncelikle bu tam olarak 20 bin kelime uzunluğunda bir bölüm yani yeterli vaktiniz yoksa müsait bir zamanda okumanızı önerebilirim
kaldırmayı düşündüğüm çok sefer oldu ancak kurguyu sürekli değiştirmeme yardım eden ve belki de saatlerini ayırarak destek veren TaeTaesRules ve GodOfWiness sayesinde kurgu en azından ilk bölümüyle bile olsa tamamlanmış vaziyette
bu yüzden ikinize gerçekten teşekkür ederim ♡fazla konuşarak vaktinizi almak istemiyorum bu yüzden yavaşça aşağı kaydırmaya ve yorum panelinizi sürekli açık tutmaya başlayabilirsiniz (lütfen.)
oy vermeyi de unutmuyoruz :')
---
save your tears
060724
chase atlantic - obsessive.
- the walls.
-"gözyaşlarını sonraya sakla ki hiç işlemediğin günahının zincirini boynuna asarken hiçbiri israf olmasın, prangalarının parlak incileri baş tacın olsun."
"tanrım." dedi kıvırcık saçlı çocuk, gömleğine bulaşan kan lekelerini silmeye uğraşırken. öfkeyle kaşlarının çatılıp, yüzünün kasılmasına engel olamazken sinirle dişlerini birbirine bastırdı ve sert nefesler bıraktı. bulunduğu an içerisinde, tam şu anda delirmek üzere olduğunu hissediyordu ve çok değil, birkaç dakika daha bu duruma katlanmak zorunda olması demek gerçekten de bu korktuğu şeyin gerçekleşme ihtimali yüksek demekti. öfkeyle kasılan bedeniyle üzerindeki tozları silkelemeye çalışırken kendisini izleyen bir çift kızıl göz eşliğinde gömleğinin kopan düğmesini düzeltmeye çalıştı. "tanrın mı?" diye mırıldanan kısık sesi işittiğinde ise bam teline basılmış gibi kafasını kaldırdı ve tüm bu pislikten sorumlu olan kişiyle göz bebekleri birleşti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
save your tears.
Fanfiction- two shot "sivri dişlerim damarlarını patlatırken bildiğin tüm büyülerle tanrı'na seni kurtarması adına yalvar ve dudaklarından dökülen her duada tanrı'n olup seni nasıl kendimden kurtardığımı izle." 040923