Bütün sürü kurttan insana doğru hayret verici dönüşmesini sürdürürken Jade bir süre daha sızlanmaya devam etti, bulutların perdelediği ay ışığı sayesinde göz pınarlarında biriken kanı görebiliyordum:
"Temsilci olan sen değil misin Collin? Bir temsilci sürüsüne en doğru fikirleri verir ve onun işini kolaylaştırır."
Siyah saçlarını arkaya doğru ittirdi hoşnutsuzlukla. Anlından kaşına inen derin bir pençe izi böylece ortaya çıkmış oldu. Sürünün geri kalanı da bu ilginç konuşmaya kulak vermiş gibiydi. Jade pek konuşkan biri değildi sonuçta. Sözüne devam etti sitemle: "Senin fikirlerinse bize ancak, gecenin bir yarısı yaralanıp bu koruya gelme konusunda yol gösteriyor. Gerçek bir temsilci muhakkak şuan bizi buradan çıkarmanın yolunu arıyor olurdu!" Sesi sonlara doğru yükselmişti.
Utançla kafamı eğerken yaklaşık bir saniyeliğine Pietro'yla göz göze geldik. Buz mavisi bakışlarını kaçırdı. Beni az önceki kurt adam sürüsü kavgasında şişlenmekten kurtaran Pietro ha?
Jade'e tam haklı olduğunu söylemeye hazırlanıyordum ki Leo normalden bile daha kalın bir ton ile "Collin'i rahat bırakın." dedi. Bunu gerçekten kast mı etmişti, yoksa kendi sürüsünün kavgasından mı rahatsız olmuştu anlayamadım. Ateş böcekleri ağaçları aydınlatmaya başladığında sanki lambadan cini çıkarmaya çalışır gibi alnımı ovuşturarak düşünmeye başladım.
•••
Multimedya için @xnitrogentx 'e sonsuz teşekkürler baya uğraşılmış gibi ^-^
-Bora

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Temsilci • The Emissary
مستذئبBen Collin. Hep sıradan biriydim. Beş yaşımda babamla balığa çıkmamız, kavanozdan kurabiye çalmam, lisede arkadaşlarımla sigara içme denememiz esnasında Mary teyzeme yakalanmamız gibi sıradan anılarım vardı benim. Lise bittiğinde ve herkes üniversit...