bölüm 10, "eğer rahatlayacaksan ağla, sorun yok."

133 25 94
                                    

♡♡♡

"Nasıl böyle bir şey oldu inan bilmiyorum. Bugünün nasıl geçtiği hakkına bile bir fikrim yok."

Jisung'un dizinde yatıp biraz dinlendikten sonra doğrulmuş ve onun yanında yerimi almıştım. Ellerim çantamın saplarıyla oynarken nihayet bir konuşma başlatarak uzun süren bu sessizliği bozmuştum.

Jisung'un gözlerine bakmamayı sürdürürken, "Olanları duydun değil mi?" diye soru yönelttim ona. Eğer benim duymadığım başka şeyler de varsa ondan öğrenmek istiyordum.

"Evet bir takım saçma şeyler duyduk biz de. Kim böyle bir şeyi ortaya attıysa onları cidden döveceğim, aşırı sinirimi bozdular." diye sinirini saklamadan konuştu Jisung. Usulca başımı sallayarak onu dinledim ben de. Sonra bana bakarak, "Düşmanın falan mı vardı, kim niye böyle bir şeyi okula yaysın?" diye soru sordu.

Bunu ben de merak ediyordum açıkçası. Cidden kafayı yemiş olmalılardı. Gay olsaydım da bu yapılması gereken bir hareket değildi, her türlü canlarına susamışlardı.

"Bilmiyorum." diye mırıldandım. Sonra aklıma Jisung'a Eunho'dan bahsettiğim geldi ve ardından, "Eunho'yu anlatmıştım sana hatırlıyor musun, ona zorbalık yapan kişiler olmalı." diye açıklamada bulundum. Sonra da kesin hüküm vermek istemeyerek, "Yani ben öyle tahmin ediyorum." dedim. Nedense onların yaptıklarına tamamen emin olsam da kesin bir şey olmadığı için böyle hemen söyleyemezdim.

Jisung dediğim şeye karşı sustu. Bir şeyler düşünüyor olmalıydı. "Hatırlıyorum evet bahsetmiştin ondan." dedi. Hemen ardından da, "Zorbalığa uğramıştı sanki, yanlış mı hatırlıyorum?" diye soru sordu.

"Hmhm," diyerek başını salladım ben de. "O gün lavaboda ona gay diye zorbalık yapan öğrenciler vardı büyük ihtimalle boş durmayıp beni de bir şekilde gay olmamama rağmen için içine sokmuşlar." diye açıkladım. Onlar harici aklıma kimse gelmiyordu bu yüzden böyle emindim. Düşmanım yoktu çünkü.

"Gay olmamana rağmen, doğru." diye mırıldandı kendi kendine. "Kız arkadaşın var sonuçta, nasıl gay olabilirsin ki?" dedi.

Dediği şey üzerine sessizce durdum. Aklım o kadar karışık ki neyi inkar edip neyi destekleyeceğimi idrak edemiyordum. Dediği şey doğru olmasa bile doğru olmalıymış gibi geliyordu bana. Yani, kız arkadaşım olmasa bile olabilir. Ama bir yandan da beynim bunu kabullenemiyordu. Tam olarak evet öyle diyemiyordum, ama hayır da diyemiyorum. Zihnim sanki iki parçaya bölünmüş gibiydi.

"Kız arkadaşım yok." dedim bir anda. Bu saçmalıktan kurtulmam gerekiyordu ve şu an tam sırasıydı. Ama bahanem de yoktu açıkçası, ne diyeceğimi bilemiyordum.

"Ne?" dedi Jisung bir anda. Afallamıştı. Hemen bana doğru döndü ve bana bakarak, "Ne demek yok?" dedi inanamayan gözlerle.

"Basbayağı yok." dedim ve omzumu silktim. Sanki ona yalan söylememişim de çok rahat bir konu hakkında konuşuyor gibiydim. "O an yalan söylemek zorunda kalmıştım." diye açıklamada bulundum onu daha fazla şaşırtmadan.

"Ne demek yalan söylemek zorunda kaldın?" dedi bana bakmaya devam ederek. Ben şu an ona bakamıyordum, nedense o gücü kendimde bulamamıştım. Gözümü çantamın sapından ayırmadan, "Daha fazla soru sorma." dedim.

Daha fazla soru sormamalıydı çünkü verebilecek bir cevabım yoktu.

"Hayır ama anlamıyorum ben." dedi. Bu, hayır konuşmaya devam edeceğim demekti. Uzakmak istiyordu, haklıydı da. Çünkü verdiğim cevaplar çok saçmaydı, ben bile kendimi anlayamıyordum ki.

"Çok dikkatim dağılmıştı." dedim. Dikkatimi dağıttın diyemedim. "Dikkatim dağıldığı için de saçmaladım. Yani kız arkadaş ne alaka diye sorma bana, bilmiyorum ilk aklıma geleni söyledim." dedim bir çırpıda. İlk aklıma geleni söyledim dedim ve de kız arkadaş dedim, şimdi bu iyi bir şey miydi yoksa kötü mü, anlayamamıştım. Jisung'un benim hakkımda ne düşünmesini istiyordum, en önemli soru buydu benim için.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 22 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

souvenir || minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin