🏐

75 11 37
                                    

Soobin

Yaklaşık olarak 3 gün önce anneme spora yazılmak istediğimi söyledim ama hangi spor olacağını seçemediğim için ona bıraktım. Sonuçta anneler en iyisini bilirdi değil mi?

Ama voleybola yazılmak isteyeceğim son şey bile değil.

Evet, annem beni o kızların arasına yazdı. Bir gay için ne kadar sıkıntılı bir şey bundan haberi var mı? Şimdi ise saat dörtte voleybolda olmam gerek,

Saat gelene kadar anime izledim ve 15 dakika kaldığını farkedince üzerimi giyinmek için dolaba yöneldim.

Kapağı açtım ve kıyafetlerimle romantik bakışmalar yaşadık. Ne giymeliyim? Kızlar ne giyiyor? Hayır, hayır. O kısacık şortları beni kesseler giymem.

Uzun bakışmalar sonucu altıma dizimden bir parmak yukarıda gri şort, üzerime de beyaz tişört giydim.

Saatin gelmek üzere olduğunu farkedince çantamı alıp ayakkabılarımı giymeye başladım. Bu sırada anneme söyleniyordum.

"Ya anne ben spora yazılmak istiyorum dedim niye voleybola kızların arasına yazdırdın?"

Gideceğim yer yürüme mesafesiydi. 5 dakikalık bir yürüme sonucunda sahaya girdim. Kızlar bana tip tip bakıp fısıldaşıyorlardı.

Rahatsız edici.

Çantamı bırakıp kenarda voleybol koçumuz olacak kadının gelmesini bekledim. Bu sırada telefonla ilgileniyordum. Koçumuz olacak kadının geldiğini düşünerek başımı kaldırdım ama gördüğüm şey karşısında gözlerim pörtledi.

Voleybol koçumuz erkekti.

Ben mi cahilim yoksa erkek koç da oluyor muymuş diye düşünürken diğerlerinin yanına sıraya dizildim.

Kızların yanında zürafaya benziyordum. Çok umursamadım ve o sırada koçumuz yoklamayı almaya başladı.

"Huh yunjin?"

"Burada"

"Lee chaeryeong?"

"Burada"

"Cho Miyeon?"

"Burada"

"Kim yeong-sun?"

"Burada"

Birkaç isim daha saydıktan sonra yoklama listesinde gördüğü isimle şaşırdığı kaşlarının çatılmasından belliydi ki bu muhtemelen benim adımdı.

"Choi Soobin?"

"Burada"

Kafasını bana çevirip beni süzdükten sonra yaklaşık benim yaşlarımda olduğunu düşündüğüm koçumuz kendini tanıtmaya başladı.

"Merhaba kızla- pardon arkadaşlar. Ben  yeni koçunuz Kai Kamal Huening bundan sonra ben size ders vereceğim."

Isınma hareketlerini yaptıktan sonra elimdeki küçücük topla bakıştık. Bununla nasıl oynuyorlar? Top avucum kadar resmen!

Hareketi yapmaya çalışırken koçumuz geldi.

"Yanlış yapıyorsun Choi." Belimi kavrayıp duruşumu düzeltti. Bu yakınlık benim gibi bir gay için çok fazla ama! Sonra yanıma geçip nasıl parmak pas yapılır onu gösterdi. Yüz hatları çok güzeldi. Dersten sonra onunla konuşmalıyım.

Lanet olası şey sonunda bitti.

Koçumuzu dışarı çıkarken gördüm ve çantamı alıp peşine takıldım. Bir banka oturdu ve beni görünce gülümseyip yanını işaret etti.

Gösterdiği yere oturdum ve 3 dakika falan sessizlik oldu. Sessizliği bozan ilk kişi bendim.

"Koreli değilsiniz sanırım Bay Kamal"

"Birincisi, bana sadece Kai de, ikincisi siz ile konuşma sevmem özellikle benden büyük biri söylerse"

Şaşırdım, ondan büyük müydüm cidden? Sorumu tekrarladım:

"Koreli değilsin sanırım Kai"

"Yarı amerikan yarı koreliyim"

"Anladım, karşıdaki kafeye geçelim mi ben üşüdüm de."

"Ah, pardon unutmuşum terlediğini! Bu arada sana soobin hyung diyebilir miyim?"

"Tabii ki Kai, bir sakıncası yok"

Karşıya doğru yürüdükten sonra kafeye vardık. Birer kahve söyledikten sonra sohbet etmeye başladık. Aslında çok tatlı biriymiş. Birbirimize numaralarımızı verdikten sonra ayrılıp evime yürüdüm.

O çok güzel biri, yüz hatları, ses tonundaki o çekicilik, her şeyiyle mükemmel biri o.

Bunu düşünürken eve vardım.

                 ***

Yaklaşık bir buçuk aydır Kai istiyor diye voleybola devam ediyorum.

Arada hareketleri gösterirken bana yaklaşmaya ve dokunmaya çalışıyor ve bundan şikayetçi değilim çünkü ondan hoşlanıyorum ve bugün ders sonunda ona çıkma teklifi edeceğim.

Yine hareket gösterme bahanesiyle arkama geçti ve kollarını belime dolayıp nasıl manşet atılır onu gösterdi.

Boynuma narince nefesini üflüyordu ve bu hoşuma gitti ama gay panic yaşayınca anladığımı söyledim ve çekildi.

Ders bittikten sonra her çıkışta oturduğumuz banka geçtik ve konuşmaya başladım:

"Aslında sana bir şey itiraf etmeliyim"

"Hmm neymiş o?"

" Sanırım ben senden hoşlanıyorum"

Bana cevap vermedi sadece yüzüme bakıyordu. Bir süre sonra elimi tuttu ve konuştu:

"Hadi bunu evde konuşalım"

"Nasıl yani bu bir seks teklifi mi?"

"Hayır salak burada konuşulmaz"

Elimi bırakmadan evine doğru yürümeye başladı. Hemen yanında onu takip ediyordum.

Vardığımızda elimi bırakmadan tek eliyle anahtarı cebinden çıkardı ve kapıyı açtı.

Kai'nin arkasından banyoya doğru adımladım ve ellerimizi yıkadıktan sonra salona geçtik.

Yan yana oturduk ve ona dönmüş bir cevap bekliyordum ki çok ani bir şekilde ellerini boynuma dolayıp kendini kucağıma çekti ve dudaklarıma bakışlarını kilitledi.

Daha fazla bekleyemedim ve onu öpmeye başladım. İlk baş narince sonra tutkulu bir şekilde öpüşmeye devam ettik. Beni baştan çıkaran şey ise araya dilini katması oldu.

Kontrolü kaybetmeden önce çekildim çünkü daha fazla ileri gitmekten korktum. Dudaklarına baktığımda kızarmışlardı.

Alınlarımızı birbirine dayayıp konuştum:

"Seni seviyorum Huening"

"Seni seviyorum Choi"

Voleybol koçu(oneshot) |sookaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin