19'uma bastığım ilk gündü.Annemi kaybedeli tam 9 yıl olmuştu,tam 9 yıl.Ama hala dün gibi acısı hala taze.Annem vefat ettiği gün'Annen seni görüyor,seni ağlarken görmek istemez o artık yıldız 'demişti anneannem.Hala her yıldız kaydığında annemin beni gördüğünü düşünüyorum.Biliyorum saçma geliyor size ama ben anneme doyamamıştım,ona sımsıkı sarılamamıştım. 9 Doğum günümü onsuz geçirdim. Onu öpemedim , doya doya annemm diyemedim. Onu kaybettiğim ilk yılları hatırlıyorum da belki de seyahate cıkmıştır ,döner diye bekledim. Her kapı çaldığında kapıya koştum çünkü dönmesini istedim.Ama dönmedi,dönemedi.Öğretmenim sınıfa geç kalıyorum diye hep kızardı,bağırırdı bana . Sonra arkadaşlarımın anneleri gelir sarılırdı onlara ,özledim derdi.Annem de beni özlüyor mudur diye sorardım kendime özlüyor olsa gelirdi.O sabah öğretmenim yine kızıp bağırdı her gün uyuya kalınmaz ki diyordu. Bilmiyordu ne kadar kızarsa kızsın geç kalmaktan vazgeçmeyeceğimi. Çünkü annemi 5 dakika da olsa fazla görmek isterdim rüyalarımda. Bağırarak devam etti 'bu ne böyle ne sorumsuz annen var'deyişi hala kulaklarımda ve gözümden damlayan bir iki damla yaş. Benim kıyamadığım anneme sorumsuz demişti ,kızmıyorum belkide bilmiyordu ama o söz hala canımı çok yakar.Babamla görüşmek istediğini söyledi sonra.Nasıl söyleyecektim ki babama annemi kaybettiğimizden beri bir kez olsun konuşmamıştım,görmemiştim onu.Nasıl söyleyebilirdim nasıl!Anneannemin yanında büyüyordum o da olmasa kimsem yoktu bu hayatta ve 16 yaşıma geldiğimde onu da kaybettim.Onu seven herkes oradaydı.Bana üzülme deseler de hayattaki tek yakınımı da kaybetmiştim . Anneannem öldükten birkaç gün sonra bir avukat geldi ve anneannemin bütün birikimi ve mal varlığını bana bıraktığını söyledi.O kadar param vardı artık ama sevdiğim insanlar yanımda değildi.Keşke param değil de onlar olsaydı. 17'me bastığımda babamı bulmaya karar vermiştim.Bir adres buldum,hazırlanıp çıktım. Çok heyecanlıydım .Babam kızım diye sarılır mıydı bana?Kapıyı defalarca çaldım, açan olmadı. Üst kattaki teyze seslendi.
-Kime baktın evladım.
-Burada Çağrı bey yaşıyormuş,onunla görüşecektim.
-O buradan taşındı yavrum.dediğinde babamı bir kez daha kaybettiğimi anladım derken geçmişten uzaklaştım.Arayan Uzay'dı kimseyle konuşmak istemiyordum. O kadar ısrarla aradı ki en sonunda dayanamayıp açtım.
-Efendim Uzay
-Hazırlan prenses 5 dakikaya oradayım.
Uzay demeye kalmadan telefonu suratıma kapattı.
kendimi kahve almak için mutfağa giderken kapı çaldı .Kapıyı açtığımda mal gibi sırıtan Uzay'la karşılaştım.
-Hala hazırlanmamışsın prenses.
-Çünkü evde oturmak istiyorum.
-Hemen giyin yoksa karışmam,diyerek sırıttı.
-Uzay hiçbir yere gitmek istemiyorum,anla beni deyince uzay kucağına alıp yukarı çıkardı bırak dediysem de dinletemedim.
-Hemen giyin kapının önündeyim.
-offffff Uzay offfff.
Odama girip dolaptan ne bulduysam üzerime geçirip çıktım.
-Her zamanki gibi çok güzel görünüyorsun.
-Saçmalama Uzay diyerek sırıttım.
Arabada yol boyunca hiç konuşmadık .Sonunda Uzaylara gelmiştik.
Kapıda her zaman ki gibi güler yüzüyle bizi Melek teyze karşıladı. Hoşgeldin kızım diyerek sımsıkı sarıldı. Uzun zamandır kimse böyle içten sarılmamıştı, sevildiğimi hissettirmemişti bana. Melek teyze benim için anne gibi olamaz çünkü annemin yerine kimseyi koyamam ama bir abla, teyze olarak onu çok severim. İçeriye girdiğimizde sofrayı gördüğümüzde ağzım açık kaldı. Ne diyeceğimi bilemedim, hepsi çok güzel görünüyordu. Masaya oturduk. Yemeğimizi yedik ve Melek teyze elleriyle yaptığı pastayı uzatıp doğum günün kutlu olsun kızım diyerek sarıldı. Pastadan bir dilim yedikten sonra Uzay kolumdan tutup sana bir süprizim var diyerek çekiştirdi. Melek teyzeye geç kalacağını ve merak etmemesi gerektiğini söyledi arabaya bindiğimizde nereye gidiyoruz desemde süpriz diyerek bir şey söylemedi. Sonunda süprizin bulunduğu yere gelmiştik.