Tears of Tragedy

501 40 42
                                    

Neuvilette sayesinde neredeyse bir haftadır yağmur yağıyordu. Yüzü asıktı ama işlerini aksatmıyordu. Sadece... Mutsuzdu işte. Bir şey yapası yoktu, çok fazla yanlış okuyordu. Biraz tatile ihtiyacı olduğunu kendi bile fark etmişti ama ondan yetkili bir kişi bile yoktu..
Furina hariç, gerçi o da yetkili değildi. Kendine zor yetiyordu. Daha çok kızı gibi gördüğü için her işini halletmek istiyordu.

Odasında işlerini hallederken Melusineler tekrar gelmişti. Odasına küvet kurmuşlardı. Bu eski geleneği hala idare etmeyi seviyordu. Melusinelere çok yük olduğunu düşünseler de Melusineler bunu severek ve isteyerek yapıyordu. Ludex'e hizmet etmek onlar için bir zevkti zaten.

Küveti getirip sıcak suyla doldurduklarında kalkıp üzerini çıkarmaya başladı. Bembeyaz vücudu birkaç morluk ve çürükle lekelenmişti. Tamamen soyunduğunda küvete girdi. Saçlarını Melusineler ayırmaya başlarken başını geriye yasladı. Biraz rahatlamak istese de aklına o olay geliyordu ve gözleri tekrar yaşarıyordu. O kadar hakaret edilmeyi hak etmiyordu. Evet erkeklerle sık sık yatıyordu ama hiçbir zaman orospu olarak yatmamıştı. Böyle bir şeyi neden yaptığını düşünmüştü onu bile bilmiyordu. Özel hayatını herkesten saklardı, Aether'la da yatmamıştı. Onu küçük bir çocuk gibi görmüştü ve sadece ihtiyacı olduğunda yardım almıştı, bu kadar.

Sızlanmaya başladığında Melusineler telaşlandılar.

"Hydro Dragon ağlama!!" Sesleri küçük olduklarından ince çıkıyordu.

"Ağlamıyorum..."

"Ama içinizden ağlıyorsunuz... Bir haftadır yağmur yağıyor."

"Özür dilerim..." Dedi narin bir ses tonuyla. "Elimde değil."

"Lütfen üzülmeyin, bakın saçınızı ördük!" Saçı örülmüş ve papatyalarla kaplanmıştı.

"Ah.. Teşekkürler Melusineler." Hafifçe gülümsemişti.

O gülümseyince mutlu olmuşlardı. Onu bir efendiden çok baba gibi gören Melusineler de vardı çünkü Mister Neuvilette herkese iyi davranırdı. Bazen korkutucu olabilse de, içinde iyilik olduğunu herkes bilirdi.

Böylece bir süre küvette kaldı. Melusineler onun uzun saçlarını yıkıyor ve bakım yapıyordu. Saçları bittiğinde el ve ayak tırnaklarına bakım yaptılar, sonra da yüzüne. En son da o küvette yüz üstü uzanıp kollarını kavuşturduktan sonra çenesini küvete yasladığında, suyun içine güzel kokulu yağlar döktüler. Bunlar masaj içindi ve Neuvilette'in güzel vücudunun güzel gözükmesi için. Her şey bittiğinde Neuvilette küvetten yavaşça çıktı ve Melusinelerin verdiği havluyu üzerine sardı. Kurulanıp minderlerin üzerine oturdu. Burada oturduğunda genelde Melusinelerin dertlerini dinliyor, onlarla sohbet ediyordu. Onlar da Neuvilette'in saçlarıyla oynuyorlardı.

Bir süre sohbet ettiler ve sonra Neuvilette'in kıyafetlerini giymesiyle merasim son buldu. Herkes mutlu mutlu oradan ayrılıp her şeyi topladıktan sonra Neuvilette yine yalnız kalmıştı. Yine de... Bu merasim onu bir nebze mutlu etmişti ki dışarıdaki yağmur azaldı.

O sırada Wriothesley yaptığından vicdan azabı çekiyordu. Saçlarını ve kulaklarını çekiştiriyordu. Böyle bir şeyi neden yaptığını bile bilmiyordu. Nasıl özür dinleyeceğini, nasıl aralarını düzelteceğini düşünüyordu. Aradan bir hafta geçmişti ama aklında en ufak bir fikir bile yoktu. Üstüne sürekli dışarıda yağmur yağdığının haberi geliyordu ki bu dayanılamaz bir şeydi, nefret etmişti.

Wriothesley ne kadar pişman olsa da Neuvilette bir o kadar da üzülmüştü. Yapacağı şeyi onunla arasını düzelteceğini düşünmekten başka şansı yoktu. Eğer... Kabul etmeyecekse... Tecavüzden içeriye girme suçunu kabul edecekti. Bu da....

İdam demekti.

Gözlerini benden ayırma. | Neuvilette x Wriothesley |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin