Gezgin ve Paimon, Lynette ile vedalaşmalarının ardından ilk önce Paimon'un karnını doyurmak adına Derbod Otele giderek güzel bir yemek yemiş, sonrasında ise Butik Chioriya'ya uğramışlardı. Aether'a akşamki gösteri için birkaç parça kıyafet alıp tekrardan kaldıkları yere döndüklerinde Aether hiç olmadığı kadar keyifliydi. Lyney'in yapacağı sürprize vereceği tepkiyi sabırsızlıkla bekliyordu. Beğenecek miydi? Ya da mutlu olacak mıydı? Her ne olursa olsun Aether bununla birlikte ortadaki yanlış anlaşılmanın çözülmesini umuyordu.
Gösteriye gerçekten az bir süre kaldığından yavaşça hazırlanmaya başlamıştı. Butikten yeni aldığı krem rengi saten gömleğini giymiş, ilk iki düğmesini boynunun gözükmesi adına açık bırakmıştı. Altına da gömleğine oranla daha koyu renkte olan kumaş pantolonunu giydikten sonra açıkta kalan boynuna yine aynı şekilde butikten almış olduğu inci kolyeyi takmıştı. Aynada kıyafetlerini kontrol ettiği sırada küpelerini unuttuğunu fark ederek kolyesiyle uyumlu olan küpelerini de kulağına taktı. İşte şimdi tam olarak hazırdı.
Duvarda asılı olan saate baktığında gösteriye yalnızca bir saat kaldığını gördü. Telaşlanmaya başlayarak son kez saçlarının önünü düzelttikten sonra yatakta kestirmekte olan Paimon'un yanına gitti. Değerli rehberi günün yorgunluğuyla odalarına geldiği gibi uyuyakalmıştı. "Paimon, uyan hadi. Gösteriye geç kalacağız."
Uzun bir Paimon'u uyandırma serüveninden sonra birlikte opera salonuna doğru yola çıktılar. Tahmin ettiklerinden kısa bir sürede görkemli yapıya vardıklarında gösterinin yapılacağı salona girerek biletlerini kontrol ettirmiş ve koltuklarına yerleşmişlerdi. Artık gösterinin başlamasına yalnızca dakikalar kalmıştı. Bu sırada zaman geçtikçe Aether'ın içindeki heyecanı git gide büyüyor, karnına ağrılar girmesine neden oluyordu.
Lyney'i sahnede görmeye çoktan alışmış sayılırdı ancak Lyney'in ona açılmasından sonra birbirlerini neredeyse haftalardır görmemişlerdi. Ayrıca az sonra sahnede izleyeceği kişi onun için sadece Lyney değildi. Ona karşı bir şeyler hissettiğini bildiği Lyney idi. Bu düşünceyle damarlarında akan kanın ısınmaya başladığını hissetti.
Hissettiği heyecanın yerini suçluluk duygusuna bırakması uzun sürmemişti. Lyney, Aether'ın ona söylediği bir şeyi gerçekten yanlış mı anlamıştı? Neden Aether'ın onu reddettiğini düşünüyordu ki? Kendi kendine engel olamadan sessizce mırıldandı. "Neden birden bire böyle suçluluk duyuyorum ki..." Tam da o sırada salondaki bütün ışıklar kapanmış ve göz alıcı spot ışığı sahnenin ortasına yansımıştı.
Sihirbaz ikizler sahnedeki yerlerini almadan önce Aether koltukları ön sıralarda olduğu için Lyney'in gösteri sırasında onu görmezden gelmemesini ummuştu. Beklediği gibi de umduğu şey olmuş sayılırdı. İkizler sahneye çıkıp gösterilerine başladıklarında Lyney'in gözleri birkaç kez Aether'ın gözleriyle buluşmuştu. Tabii ki bu buluşmalar yalnızca birkaç saniye kadar sürmüştü.
Bunun dışında gösteri harika ilerliyordu. Lyney ve Lynette her zamanki gibi profesyonelce sihir numaralarını sergiliyorlardı. Aether istemsizce Lyney hakkında "Her ne kadar sahnede son derece iyi görünse de, kim bilir aslında içinde neler hissediyor?" diye düşündü. Hiçbir şekilde gözlerini Lyney'den alamıyordu. Bu durum genç sihirbazın onun üzerinde de bir sihir yapıp yapmadığını düşünmesine neden oldu.
Gösterinin güzel bir finalle sonlanmasının ardından Gezgin ve Paimon gösteriye gelen seyirci kalabalığının dağılmasını beklemişti. Kalabalık dağıldıktan sonra sihirbaz ikizler sahneden inerek selam vermek için Gezgin ve Paimon'un yanına gitti. Kısa bir selamlaşma ile Paimon ve Lynette tatlı yeme bahanesini ortaya atarak Aether ve Lyney'i başbaşa bırakmıştı. İkisi de ikilinin aralarındaki yanlış anlaşılmayı bir an önce çözmesini istiyordu çünkü bu şekilde yalnızca birbirlerini değil Paimon ve Lynette'i de yormuşlardı!
Aether ve Lyney yalnız kaldıktan sonra ortama gerici bir sessizlik hakim olmuştu. Çok geçmeden ortamdaki sessizliği yumuşatmak adına Lyney konuştu. "Seni burada görmeyi beklemiyordum Aether~" Aether gülümseyerek karşılık verdi. "Gösteri için tebrikler. Muhteşem bir iş çıkardın." Bakışları Lyney'in gözlerinde sabitlenmişti. Öylesine güzel parlıyorlardı ki önünde bu harika gözler varken başka bir şeye bakma zahmetine girebileceğini düşünmüyordu.
Lyney de aynı şekilde gülümseyerek karşılık verdi ve ensesini kaşıdı. "Ah, çok teşekkür ederim. Ne yazık ki üstümdeki tüm sahne malzemelerini kullandım, eğer kullanmamış olsaydım şu anda sana güzel bir gül buketi verirdim." İşte Aether henüz bunlara tam olarak alışamamış sayılırdı. Lyney'in flörtöz halleri onu her seferinde gafil avlıyordu. Söyledikleri kanının yine ısınmasını sağlarken Lyney tekrardan konuştu.
"Ayrıca bu gömleği yeni mi aldın? Daha önce hiç üstünde görmemiştim. Sana yakış-" Lyney cümlesini bitiremeden Aether kafasını onaylarcasına sallayarak sözünü kesti. "Mhm, bu akşamki gösterinde giymek için aldım." Bu sefer Lyney duyduklarıyla gafil avlandı ve Aether'ın söylediği şey bir anda gardını düşürmesine neden oldu. Yanakları kızarmaya başlarken şaşkınca Aether'a bakıyordu. Karşısında yanakları kızarmış ve şaşkın halde duran Lyney, Aether'ın onun ne kadar tatlı olduğunu düşünmeden edememesini sağlamıştı.
Aether, Lyney'in şaşkınlığının geçmesini beklemeden nazikçe Lyney'in bileğini kavradı. "Benimle gel." Bileğinden tuttuğu Lyney'in canını acıtmamak için büyük bir özen gösterirken, yavaşça onu salonun çıkışına doğru sürüklemeye başlamıştı bile. "Sana söyleyeceğim bir şey var." Lyney ne olduğunu anlamayarak afallasa da Aether'a ayak uydurdu. "Tamam... Ama nereye gidiyoruz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cool with you | lyneyther
Fanfictionyou may be on my mind. everyday baby, say you're mine.