I

11 3 0
                                    

"Eee..." diye mırıldandım, ifadesiz olan ama umut barındırıyormuş gibi çıkan bir sesle. "Ne zaman çıkıyoruz buradan?"

Hiçbir şey demedi. Beyaz gömleğinin kol düğmelerini açıp kollarını kıvırdı. Yatağıma bacakları aralık bir şekilde oturup başını oynatarak kravatını gevşetti ve önündeki birkaç düğmeyi açtı. Buz sıcağı bakışlarını yüzümde gezdirirken gözlerimde durdu ve dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı.

"Ben evliyim, çocuklarım var, biliyorsun değil mi?" Onu tanımayan birisi bana kızdığını ve soğuk olduğunu düşünebilirdi. Ama biliyordum, sesinde sadece bana gösterdiği şefkat ve kalbinin derinlerinde sevgi vardı.

Acı çekiyormuş gibi yutkundum ve yüzüme kendimi kandırmak için olan bir gülümseme yerleştirdim. "Biliyorum. Ben de çocukların eğlensin diye geldiğin sirkteki cambazım. Ve sen şuan benim yatağımdasın."

Ayağa kalkıp ellerini cebine koydu ve yavaş adımlarla bana doğru ilerledi. Yanıma ulaştığında sol elini çeneme koydu ve gözlerine bakabileceğim şekilde kaldırdı. "Biz şuan neredeyiz, güzel kızım?"

Yanağımı okşayan parmaklarıyla gözümü kapattım. Sorduğu sorudan sonra etrafa göz gezdirdim. Burası odam değildi, beyazlarla kaplı boş bir odaydı, yataktan başka hiçbir şey yoktu.

Gevşettiği kravatını yatağımın üzerine bıraktıktan sonra ellerini tekrar pantolonunun cebine koyarak kapıya doğru ilerlemeye başladı. Gideceğini anladığımda ruhumdaki sancıları hissettim.

"Nereye gidiyorsun? Tekrar gelecek misin?" Sesim endişe doluydu. Arkasını dönmedi ama yürümeyi bıraktı. Yanına koşup bacaklarına sarıldım ve yalvarmaya başladım.

"Kravat bağlamayı biliyor musun güzelim?" Hayır anlamında kafamı salladım. "Hadi yatağına gidip pratik yap, bekliyorum." Hızlı adımlarla yatağıma ilerleyip bıraktığı kravatı aldım. Yatağımın üzerine çıkıp kravatı boynuma koydum ve bağladım.

Bana onaylayan bir gülümseme gönderdikten sonra ona gelmem için, kavuşmamız için kollarını araladı. Uzun süre sonra ilk defa hissettiğim mutluluk ve kalbimdeki sıcaklıkla iki adım attım.

Boşlukta süzüldüğümü hissettim. O, kollarını indirdi ve kapıya daha da ilerledi. Ona bağırmak, konuşmak istesem de kesilen nefesim buna izin vermedi. Işıkları söndürdü ve kapının diğer tarafına geçip ardına bile bakmadan kapattı.

Karanlık odadaki salıncakta sonsuz yalnızlığa boğuldum.













Sonuçta ben bir cambazım.

bitişler.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin