●
●
●
●
●
●Bi anda gözümü açtım. Sisli bi yolun ortasındaydım etrafıma bakındım kimse yoktu, yanımda ise sadece kırık yosun tutmuş altın bir pusula vardı. Yolun ilerisinde bi şey belirdi ne olduğunu anlamaya çalışırken birden bire üzerime koşmaya başladı. Büyük bir korkuyla uyandım o an nefes nefese kalmıştım.
-Çok korktum! Neyse ki rüyaymış.
Hemen elimi yüzümü yıkadım. Birazda olsa kendime gelebilmiştim. Saate baktığımda 07:37'di. Uçağımın saatine daha vardı. Yatağa geçip biraz telefonla oyalanmıştım. O zamana kadar saat çoktan 08:12 olmuştu. Üzerimi değiştirip kahvaltı yapmak için mutfağa yöneldim. Kahvaltımın tam ortasında telefonum çaldı. Hemen açtım arayan annemdi.
-Alo anne
-Alo Oğuz oğlum ne zaman uçağa bineceksin.
-Anne dediğim gibi saat 10:00'da bineceğim. Ama biraz gezdikten sonra eve gelirim en geç 21:00'da bi de hiç kimseye geleceğimi haberdar etme süpriz olsun.
-Tamam oğlum hadi görüşürüz öptüm.
-Hadi görüşürüz anne bende öptüm.
Yaklaşık 3 buçuk yıldır yurt dışındayım. Anca o zamana kadar kendimi toplaya bilmiştim. Kolay olmasada gidecektim. Nede olsa insan sevdiği bi kişinin ihanetini kaldıramaz. Saat 09:36 geçiyordu. Zaten havalimanı benim evime yakındı.
Hemen bavulumu alıp arabaya bindim. Neredeyse 10 dakikada varmıştım. Biraz daha bekledikten sonra uçağımız havanmaya başladı. 3 buçuk hatta 4 yıldır hasret kaldığım ama asla gitmeye cesaret edemediğim evime gidiyordum.
Yolculuğum 3 saat 15 dakika sürecekti yani Paris'ten İstanbul'a gitmek kolay değil 3 saat 15 dk sürse bile en geç 4 saatte ordayım. Heyecanlımıydım değilmiydim hiç bi şeyden emin değildim nasıl hissettiğimi bile bilmiyordum.
Eve vardığımda acaba nasıl tepki verecekler bi anda hiç bir şey söylemeden gitmek. Annem dışında hiç kimseyle bugüne kadar konuşmadım. Zaten onlada ayda yılda bi konuşuyordum.
Uyumuşum yine uyandığımda İstanbul'daydık. Saat 14:03 gibiydi.
Uçak yolculuğum bitmişti. Havalimanın çıkışında arabam zaten hazırdı. Arabaya binip İstanbul'da ki diğer evime gittim. Gelemeden 4-5 gün önce iyice temizletmiştim. İstanbul'da bu evimin olduğunu kimse bilmiyordu.Eve vardığımda çok yorgun olduğum için hemen dinlendim. O zamana kadar saat çoktan 20:34 olmuştu. Ailemin yanına gitme zamanım gelmişti. Takım elbise giyerekten ailemin yanında gittim. Tam zile basacaktım fark ettim ki bizim evde misafirler vardı anneme o kadar söyleme dememe rağmen sanırım söylemiş.
Zile bastım. Çok geçmeden kapıyı kız kardeşim Elisa açtı. Şok oldu
-A-abi cidden sen misin?
Hemen ona sımsıkı sarılarak.
-Evet benim abicim.
Dedim. Annem sordu:
-Elisa kim geldi.
-Anne abim gelmiş.
Bunu duyan içerde ki herkes şok oldu, içeri girdim. Ben de şok olmuştum çünkü içerde eski sevgilim de vardı. Hiç beklemiyodum onlarda benim gelmemi hiç beklemiyordu.
Önce dedemin elini öptüm. Tek bir kelime dahi etmemişti. Tabii ki de çok normaldi. Oda benim hiç bir şey söylemeden gitmemden hiç hoşlanmamıştı. Babamlarla da sarıldıktan sonra amacam yani eski sevgilimin babasıyla da selamlaştım.
-O yiğenim seni görmek ne güzel, keşke hiç gitmeseydin.
-Her şeyin bi nedeni vardır gitmem gerekiyordu bende gittim.
-Peki yiğenim sen daha iyi bilirsin.
Amcamlarlada selamlaştıktan sonra sıra eski sevgilime gelmişti. O an orda ikimizde kala kalmıştık. Ama kimse bi şey anlamsın diye hemen selamlaştık. Yıllar sonra onun kokusunu almak, ona sarılmak biraz garibime gitsede bi yandan da hoşma gitmişti. Yemeğin tam ortasında gelmiştim ben aç olmadığım için bi şey yememiştim. Sadece önümde ki boş tabağa bakıyordum.
İnsanda bi çaresizlik oluşurya o anda bende de öyle bi çağresizlik oluştu. Hiç uzatmadan dedem.
-Bi mesleğin var mı bari torun.
Dedemgilin şirketin ortağıydım ama kimse bunu bilmiyordu. Bilmelerini de istemiyordum. Bi yalan bulmam gerekiyordu. Hızlıca düşünüp.
-Var dede yurt dışında olduğum için kolayca iş bulabiliyorum.
-İyi. Ne zamana kadar burdasın olmazsa bizim şirkette sana bi yer ayarlayalım.
-Belli değil ne kadar burda olacağım. Yinede şirket bana gore değil burda olursam ben iş konusunu kolayca hallederim.
-Tamam, umarım bi daha yurt dışına falan gitmezsin.
Bi şey demedim. Annem ve yengem bi kısmetin var mı bari? Artık büyüdün bak, İlknur'un (eski sevgilim) yakında sözü var. Seninde vardır illa dediler. O an şok oldum. Masadan kalkarak
-Ben bi elimi yüzümü yıkayım. Yorgunum ya uykum gelmesin.
Hemen lavaboya gittim. Ellimi yüzümü yıkadım. Normal yani evlene bilir ama garibime gitti. Çok beklemeden aşağıya indim. Merak ettiğim için onla konuşmam lazımdı. Babamlara:
-Benim canım çok sıkılıyor hemde uykum geliyor biraz bizimkilerle dışarda dolaşsak olmaz mı? Dedim.
-Tamam birazdan çıkarsınız hem abingilde gelecek onlarla gidersiniz. Dedi.
Bende:
-Tamam baba nasıl istersen.
Çok geçmeden abim ve İlknur'un ablası geldi. Kesin ilişkileri var dedim meğersem yokmuş. Hemen abimle ve Ebrar ablayla da sarıldıktan sonra arablara bindik iki arabayla gidecektik.
İlknur, ben ve Elisa birlikte abim ve Ebrar abla birlikte gittiler. Sadece Elisa bizim önceden birlikte olduğumuz biliyordu. Arabayı sürerken İlknur koluma bakarak
-Hâlâ saatini çıkarmamışsın.
-Evet ama yakında çıkartacağım. Dedim.
Yine bi sesizlik oluşmuştu. Biraz sonra İlknur'un telefonu çaldı. Arayan sözlüsü olacak şahsiyetti. Açtı bi şeyler konuştular. Telefonu kapattıktan sonra İlknur:
-Şey Kaan'da bizim yanımıza gelmek istiyormuş sorun olur mu?
-Onu arayıp versene bi kuzenimin sözlüsüyle tanışmak benim de hakkım.
Elisa ve o şok olmuştu benim bunları diyeceğimi beklemiyordu özellkile İlknur'a "kuzenim" diye hitap ettmemi beklemiyordu. Çok uzatmadan arayıp verdi.
-Alo Kaan Bey'le mi görüşüyorum?
-İlknur'un telefonu neden sende ve sen kimsin?
-Ben onun kuzeni Oğuz. Yanımıza gelmek istemişsin. Şuan nerdesin gelim seni alayım.
*Adresi verir.
-Tamam oraya yakınım zaten sen dışarda bekle.
-Tamam Oğuz.
Telefonu kapattım ve dediği adrese gittim.
DEVAM EDECEK...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Pusula
RomanceSürekli rüyasında kaybolduğunu gören karakterimiz yönünü nasıl bulacağını bi türlü bulamaz. Kararlarını nasıl vereceğini bilmez ama onu aldattığını sanan kız karaketirimiz ona yardım eder ve tekrar aşık olurlar...