KAHVERENGİNİN EN GÜZEL TONU

3 1 0
                                    

"Hazan uyan artık" ne gene mi sabah oldu ne ara ya? "Hazan hadi kızım kalk okula geç kalacaksın" gözlerimi ovuşturarak zorla yataktan kalktım "uyandım anne" diyip elimi yüzümü yıkamak için tuvalete gittim, elimi yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım
Ve son olarak saçımı tarayıp çıktım üstümü giydim, yemek yemeyecektim çünkü aç değildim biraz telefona baktım...

Kafamı kaldirdim ve saat 08.20 ne ne ne! Bı dk okulun başlamasına 10 dk var daha kerdeşimi okula bırakacaktım hayır haftanın ilk günü geç kalamam "Hazan sen hala evdemisin ayaz da sen de geç kalacaksınız"dedi annem hemen oturduğum koltuktan kalkıp kapıya yöneldim "Ayaz hadi hızlı, okula gidiyoruz" dedim Ayaz geldi ayakkabılarımızı giydik annemin yanağına bi tane öpücük bırakıp hemen çıktık ilerlerken ilaçlarımı icmedigimi fark ettim of ya her şey ters gidiyor neyse artık dayanacağız kardeşimi okuluna bıraktım ve saate baktım 08.25 5 dk var koşmaya başladım ve yola geldiğim an durdum arabalar için yeşil yanmıştı durunca astımım olduğunu hatırladım ve aniden nefes alamamaya, öksürmeye başladım ve yere oturup kaldım öylece, ardından insanlar etrafımı sardı kimi "derin derin nefes al ver" derken kimi çekiyordu anlaşılan kimse astım krizi anında ne yapması gerektiğini bilmiyordu, elimle çantayı işaret ettim bı kadın çantamı alarak yere sirkeledi bütün kitaplarım kalemlerin düştü ve tabikide ventolin de kadın ventolini açıp salladıktan sonra bana verdi içtikten bı kaç saniye sonra kendime geldim insanlar o kadını alkışladıktan sonra herkes dağıldı ben de çantamı toplamaya başladım aynı zamanda kendi kendime söyleniyordum ardından kırmızı ışık yandı hızlı toplarsam yeşil yanmadan geçebilirim diye düşündüm

Çantamı hızla toplayıp ayağa kalktım karşımda bı cezaevi aracı durmuştu

içeriden sadece bir çift kahverengi göz gözüküyordu o kadar güzel bir renktiki normal bı kahverengi değil farklı bir tonu ve de en güzel tonu

Adam dik oturmuş sadece karşısına bakıyordu. Başka hiçbir yere bakmıyordu kendinden emin bir şekilde oturuyordu.

Akşama kadar bi çift kahverengi göz sürekli aklımdaydı neden bilmiyorum ama aklımdan hiç çıkmadı. Akşam olunca eve gittim annem sandalye ye çıkmış dolapları siliyordu "anne yardıma ihtiyacn var mı?" Annem gülümseyerek "hayır yok sen düşünme hadi odana git de ödevlerini yap" dedi. Ben de odama gittim çantamda ki kitapları dolaba yerleştirdim. Ardından bir çığlık sesi duydum telaşla içeri gittim annem sandalyeden düşmüş kolunu tutuyordu kolunun üstüne düşmüş ama bu durumda annem den çok Ayaz'ın canı yanmış gibiydi ağlıyordu çığlık atıyordu "ben ambulans çağrıyorum" annem küçük çığlıklarla "hayır kızım gerek yok babanı ara işten erken çıksın arabayla hastaneye gidelim " dedi hemen babamı aradım 5 dakikaya geldi babam, annemi arabaya bindirdik babam Ayaz korkmasın diye siz evde kalın dedi ama Ayaz annemin yanında olmak istediği için evde durmak istemedi 5 dakikaya hastaneye vardık.

Sıranın gelmesini beklerken ambulanstan karnı kan içinde sedyede yatan bı adam vardı bı hemşire karnına pamuk basıyordu kanı durdurmak için ardından polisler geldi adamın peşinden gittiler. Anneme sıra gelmişti annem ve babam içeri girdi Ayaz da onların peşinden gitti ben kalabalık olmasın diye içeri girmedim. Kapının önünde onların çıkmasını bekliyordum ardından bı kaç tane siyah giyinmiş adamlar girdi hastaneye silahları vardı rast gele yerlere ateş ediyorlardı sonra polislerle çatışmaya başladılar beni bı polis başka bı koridora götürdü çatışma devam ediyordu çok korkunçtu insanlar çığlık çığlığaydı çok korkunçtu ağlamaya başladım. Polis beni bi odaya girdirdi. Odanın içinde bı adam karnını tutuyordu. Kapı açılınca yerde duran adam bize doğru baktı.

O gözler sabah gördüğüm kahverengi gözler kalbim hızla atmaya başladı polis "burada kalın çatışma bitince çıkabilirsiniz şuan burada güvende siniz" deyip çıktı ve ardından kapıyı kilitledi duvara yaklaşarak yere çöktüm sırtımı duvara yaslayarak dizlerimi kafama çektim. Sadece silah sesleri ve insanların çığlıkları duyuluyordu ben ailemi düşünüyordum umarım onlara bişey olmamıştır Ayaz çok korkmuştur. Bende korkuyordum hastanede bı çatışma vardı ve ben şuan bı suçlu ile kilitli bı odada baş başayım "korkuyomusun?" bu soruyu hiç beklemiyordum özellikle de o adamdan, kafamı kaldırdım adamın olduğu yerler kan olmuş ama adam hiç bir şekilde bağırmıyor, ağlamıyor, acı içinde kıvranmıyordu ama gözlerinde o acıyı görebiliyordum. soruyu tekrarladı "korkuyomusun?" sadece evet der şekilde kafa salladım "neyden? Dışarıda olan çatışmdan mı yoksa benden mi?" Sustum. O sustu. Bı süre kimse konuşmadı sadece silah seslerini dinledik ardından sesli olan sessizliği o bozdu öksürmeye başladı çok kan kaybetmiş ağzından ve burnundan kan gelmeye başladı. Nolcaktı ölecek miydi? Hemen ayağa kalktım bir pamuk aldım bı yandan adamın yarasına bastirırken diğer yandan bir parça pamuk ile ağzından ve burnundan gelen kanı temizliyordum, korkuyordum. Adam sırıttı"ilk defa birine pansuman yaptığın o kadar belli ki" dedi. Yüzümü kaldırdığımda adamla göz göze gelmiştik "ne?" Diyebildim sadece adam tekrar sırıttı "ilk önce yarayı temizlemen gerekmez miydi?" Dedi. Haklıydı yarayı temizlemem gerekiyordu adamın tişörtünü yaranın üst kısmına kadar sıyırdım. Odanın içinde gözlerimle tentürdiyot aradım ve buldum temiz bı pamuğa biraz dökerek yavaşça yaraya yaklaştırarak bastırdım. "Ah! Vur dedim öldürdün be güzelim" adamdan küçük bi çığlık çıktı "özür dilerim acıttım mı?"dedim adam tekrar sırıttı "yok" dedi. Ve ardından devam etti.

-Senin astımın vardı demi
-evet de sen nerden biliyorsun
-sen sabah ışıkların orada astım krizi geçirmemişmiydin
-evet de neden soruyorsun?
-acıyı hisettmemek için konu açmaya çalışıyorum. Biraz yardımcı mı olsan ki
-ha özür dilerim çok mu acıyor
Adam sadece gözlerime baktı
-bu yara neden var? tabi cevaplamak istersen
-bıçaklandım
-neden?
-uzun hikaye
-anlatmak istersen dinlerim
-neden soruyorsun bunları
-senin acıyı hisettmemen için, konu açıyorum en azından açmaya çalışıyorum.
Sırıttı.
-ben bı suçluyum biliyorsun demi
-evet.
-neden yardım ediyorsun.
-neden etmeyim.
-adın ne?
Çok alakasız sorular soruyordu muhtemelen canı yandığı için
-Hazan. Senin?
-Arel, ismin garipmiş anlamı ne
-Güz ve sonbahar babaannem ben doğmadan bı ay önce ölmüş hep annemde sonbahar kokusu aldığunu söylüyormuş ve benimde sonbahar kokacağımı söylemiş. Annem beni ilk kucağına aldığında yağmur kokusu almış babam da öyle o yüzden de adımı Hazan koymuşlar normalde Nisa koyacaklarmış.
-Güzel hikaye
-Peki ya Arel'in anlamı ne?
-Cesur, kahraman
-Neden bu isimi koymuşlar
-Annem bu dünyaya karşı gelebilmem için, dünyaya karşı ve insanlara karşı cesur olabilmem için koymuş
-Adının anlamını taşıyorsun
Sırıttı ve başını önüne eğdi "senin isminin böyle bı anlamı var mı?" Dedi. Anlamayan gözlerle ona baktım "yok neden ki?" Dedim. Dalga geçercesine güldü "şuan da bı suçlu ile aynı odadasın, yarasına pansuman yapıyorsun, onunla konuşuyorsun bunları yapabilecek kadar fazla cesursun."yarasına bastirdığım pamuk çok fazla kan olmuştu kanlı pamuğu attıktan sonra yeni temiz bı pamuk bastırmaya başladım

Konuşma bu şekilde devam etti, yarasını sardım, kanama durmuş gibiydi, uykusu da gelmiş gibiydi ve benimde uykum gelmişti...

"İyi misiniz? " diye bı sesle irkildim gözlerimi açtığımda güneş doğmuş ve ben Arel'in kollarında sedye de yatıyordum, Arel gözlerini açtı "uyandın mı güzelim" etrafıma baktım ayılamamıştım ne olduğunu da anlamamıştım "çocuklar orada mısınız" dedi bı adam Arel sırıtarak "basıldık güzelim" dedi "ne nasıl naptık ki" Arel güldü "şaka yapıyorum tabikide bişey olmadı ama dışardaki polislere bişey demessen onlar bişey oldu sanacak" dedi. Haklıydı biraz daha konuşmassak bişey oldu sanacaklar "Hazan kızım orda mısın" annem de gelmiş ve babamda, annemle babamın sesi geliyordu babam annemi sakinleştirmeye çalışıyordu. Ardından polis tekrar "orada mısınız çocuklar" dedi. kapıya yöneldim "evet" annem çok şükür diyordu polis "anahtarı kayıp kapının önünden çekilin kırarak açacağız" kapının önünden çekildim kapıyı açtıkları anda annem alçılı kolu ile sarılmaya başladı polislerde Arel'in ellerini kelepçeliyorlardı Arel ile bidaha karşılaşmayacak olmamıza üzülmüştüm içimden keşke dün akşam ki ana geri dönsek diye geçirdim...




SUÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin