Tanıtım

6 1 0
                                    

Esirgedin Benden,

Yüzüne bakmaya doyamazdım
Durmadan dolanırdım gözlerinin ardında
Ellerini durmadan tutmak isterdim
Ürkerdin kuşkuların kalelerinde tutsak
Esirgedin benden, hep esirgedin…
  
Necati Cumalı

***

Cephenin ortasına sus gibi bir bomba düştü. Yarım kalmış çığlıklar, yarım kalmış hayatlar, yarım kalmış yaşanmamışlıklar, yarım kalmış aşklar, yarım kalmış hayaller ve daha nicesi...

Ortalık mahşer yeri, döküldü bir annenin bağırmaktan tizleşmiş sesinden 'oğlum' diye bir feryat, ötesi koca bir sessizlik. Yan tarafta bir baba sessizce hıçkırarak kan ağlıyor elinde, kundaktaki bebeğiyle. Ona sorsan kaç canın ahı var bu sessiz yanağından usulca dökülen gözyaşlarında.

Uzaktan oldukça kalın ve gür bir ses yükseldi, "yatın yere" diye. Kime sorsanız bu adam kimdir diye onlar ise 'bu adam yüzbaşı Fırat Korkut'tur, gönüllere taht kuran savaşın ilk gününden beri burada bu garip, biçare canlar için kanıyla canıyla varını yoğunu hiçe sayarak boş yere fazladan bir kan daha dökülmesin diye cephenin ortasında korkusuzca savaşandır' derler.

2 saat sonra

Ortalık biraz durulmuş insanlar ne kadar rahatlasalarda yine de herkes çok tedirgindi. Ben ise az önce çadırların birinden çıkmış şimdi ise bir diğerine ilaç taşıyordum.
Burada insanlar, bende dahil olmak üzere bizzat ölümün korkusunu tadıyorlardı. Etrafta olan buram buram olan kan kokusu hiçe sayılmayacak kadar fazlaydı. Etrafıma bakınarak çadırın önüne geldiğimde sakin adımlarla içeri girdim. İçeri girmemle görünüşlerine hemşire veya doktor oldukları anlaşılan, bir kaç kişinin bakışları kısa bir süreliğine bana değsede sonra tekrar kendi işlerine döndüler. İçlerinden biri, bir bana bir de elimdeki sağlık kitine bakınca daha fazla beklemeden ilaçları isteyenin o olduğuna kanaat getirerek, aramızda bir kaç adım bırakacak şekilde ona doğru ilerlediğimde güzel ve ince sesi kulaklarıma doldu  "Dərmanlara görə çox sağ olun. Mən səni əvvəllər burada görməmişəm, sən Azərbaycandan deyilsən?"  (ilaçlar için çok teşekkür ederim. Sizi burada daha önce görmedim Azerbaycanlı değilmisiniz).

Ona baktığımda sesinden buralı olduğu net bir şekilde anlaşılıyordu. Azerbaycan'da savaş olduğunu duyduğumuz gibi timimle soluğu burada almıştık. Savaşın ikinci gününden beri burda herkes gibi biz de yardım ediyorduk. Şimdi ise burada üçüncü günümüz günlerden çarşambaydı. Dediğim gibi burada üçüncü günümüzdü, ilk gün ne kadar insanlarla konuşmakda biraz zorluk çeksekte onlarda hemen hemen bizim gibi türkçe konuştuğu için ortama çabuk adapte olmuştuk. Dediklerinden anladığım kadarıyla ona karşılık vererek "evet buralı değilim, Türküm ben" diye karşılık verince bana tebessüm ederek "Deməli, siz bizim soydaşlarımızsınız" (yani soydaşlarırımızsınız)  diyince dediklerine karşılık bende ne soğuk ne de sıcak olacak bir şekilde tebessüm ettim. Kulaklarıma kulaklıktan kasırga timimden imamın sesi gelince herkesin ardımda bırakarak çadırdan çıktım.

Tanıtım olduğu için bu kadar kısa tuttum.

UMARIM KAFANIZDA BİRSEYLER CANLANMIŞTIR

OYLARINIZI LÜTFEN BENDEN ESİRGEMEYİN

BEĞENDİYSENİZ LÜTFEN BELİRTİN

INSTA:lavinyaniiiz

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 10, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Cephe Ortasında Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin