Yeni bir kitap ve yine ben .
Aklımda bir sürü konu var ama bende yazacak istek yok.Neyse başlayalım
İyi okumalarrr🍪
***
"Kesin alfa""Evet, zaten soğuk falan net alfa. Beta olabilir mi?"
Ve daha birçoğu yanından geçtiğim herkes bunu düşünüyordu ya da tartışıyordu. Ben bile o kadar merak etmiyordum, nedir bu merak?
Sırf kimseyle -iki kişi hariç- konuşmadığım içindir belki veya soğuk tavırlarımdandır. Soğuk değildim aslında, çevremin geniş olması hoşuma gitmiyordu. Yani ne gerek vardı, geniş çevre eşittir daha fazla ihanet bence.
Kulağımda kulaklık 12-E'ye giderken bunları düşünüyordum. Orda arkadaşım vardı diye gidiyordum, normalde pek gezmeyi sevmem, motorla olanlar hariç tabiki.
12-E'ye yaklaştığımda arkadaşımın içerde olmasını umdum çünkü genelde sesi 10 metre öteden gelirdi. Kapıya gelip, içeriyi kolaçan ettim ama onu bulamadım. Tam geri dönecektim ki arkamdan bağırış sesi geldi. Evet bu salak arkadaşıma aitti.
"Sarp buradayız!" Ve nefret ettiğim bir başka şey varsa o da ismimin uzaktan çağırılmasıdır. Biraz özgüvensiz miyim ne?
Etrafıma bakındım kimse bize bakıyor mu diye, neyse ki pek çok dikkat çekmemiştik. Önder kendini belli etmek için insanların arasında elini sallarken, daha fazla rezil olmayalım diye bende kafamı salladım. Onları gördüğümü anlamış olacak ki, elini indirdi.
Onların yanına ulaştığımda, zaten bir koluna Serhat'ı takmış olan Önder, diğer koluna da beni takıp yürümeye başladı.
"Tarık yine kızları tavlama peşinde" dedi Önder iğrenerek, onun bu sözü üzerine bakışlarımı baktığı yere çevirdim. Cidden her gün bu iğrenç görüntüyü görmek zorunda mıydım?
Tarık hep böyledir, malum kendisi yüzyılın deltasıydı. Bunu öğrenen çoğu kişi kendi türlerini öğrenmeden yatağına koşmuştu. Biliyorum bu cidden çok mide bulandırıcı bir olay. Tarık ise halinden memnundu, gerçek aşkı tatmadan-hissetmeden ölecek, çok yazık.
"Galiba okulun yarısı bunun yatağından geçti." Sabahtandır konuşmayan Serhat -artık ne kadar iğrendiyse- düşüncelerini dile getirdi. Daha fazla takmadan yürümeye devam ettik, bunlar her gün yaşanan olaylardandı.
Bu sırada bakışlarımı konuşan arkadaşlarıma çevirdim. Önder, biraz değişik biriydi açıkçası. Yalnız güzel çocuktu yalan yok. Kıvrımlı burnu, kıvırcık kumral saçları ve kısa boyuyla çok tatlıydı. Kendisi alfa olduğunu söylerdi, ama kim görse net omega diyordu. Bu biraz moralini bozuyordu ama bencede omegaydı.
Ardından bakışlarımı Serhat'a çevirdim. Serhat grupta kimin başına ne gelse arkasında duran kişiydi. Bize göre daha iri ve kaslı bir yapısı vardı, bu da kavgalarda bizi korumaya yetiyordu tabiki. Onun, Önder'in aksine tatlı bir yüzü yoktu; sert çehresi, siyah dalgalı saçları ve mavi gözleri vardı. Yakışıklıydı ama sevgili yapmıyordu, nedenini sormayın. Takılmış diyor 'ruh eşimde ruh eşim'.
Bizde bir süre sonra sevgili yapsın diye zorlamayı bıraktık.Ben ise ikisinin aksine ne uzundum ne kısa, orta boylardaydım. Siyah saçlarım siyah gözlerim bir de bunların arasındaki beyaz tenim vardı ve bu çok göze batıyordu. Bende sadece siyah giyinmeyi seven biriydim. Bu yüzden tenimin rengi daha fazla açığa çıkıyordu.
"Ooo Sarp sen yerinden kalkar mıydın ya?" Diyen Tarık ile ne ara buraya geldiğimizi sorguladım. Biraz etrafıma bakındım ve 2 adım ötemdeki arkadaşlarıma. Sonra bakışlarımı kız ve erkeklerin arasında olan Tarık'a çevirdim.
"Senin gibi vasıfsız işler yapmaktansa, oturmayı tercih ederim. Hatta sanada öneririm, bir oturur zekânı sorgularsın." Dedikten sonra yüzüme sahte olduğu belli olan bir gülümseme takındım sonra hemen silip, arkadaşlarımın yanına gittim.
Bu çocuk cidden salaktı, hayata sanki bir görevi yokmuş gibiydi. Hatta bence yoktu da.
Bizimkilerin yanına gidince yeniden yürümeye devam ettik, umursamıyorduk artık. Buda neredeyse her gün oluyordu.
---
"Ne kadar kaldı türlerimizin belli olacağı güne" diye soran Serhat'a döndüm."2 gün sonra" diye yanıtladım sorusunu. Bunun üzerine o da kafasını belli belirsiz salladı.
"Ay siz niye böylesiniz, sevinin biraz. Türünüzü öğreneceksiniz." Diyen Önder ile bakışlarımız ona dönmüştü. O, alfa olduğunu düşündüğü için mutluydu. Birisinin ona gerçeği söylemesi gerekiyordu.
"Ne güzel, artık atomu parçalayabiliriz" Serhat böyle desede içinden sevinç çığlıkları attığını biliyordum. Malum artık eşini bulabilecekti.
Önder haklıydı, bugün grupta bir sorun vardı. Her gün mal gibi gezen biz, bugün sessiz sessiz oturuyorduk.
Aniden içeriye bir kız geldi, yan sınıftandı. Lakîn bir dedikodu yayardı, cümle âlem öğrenirdi. İçeri girmesiyle Önder direkt onun yanına gitti, ne olduğunu öğrenmek için.
Bir süre sonra bizim yanımıza dönünce tekrar bakışlarımızı Önder'e çevirdik, o ise bize üzgün üzgün bakıyordu. Yanımıza oturup konuşmaya başladık.
"Yine Tarık'ın kavgalarından, boş yani." Dediğinde aldığı haber onu hiç tatmin etmemiş olacak ki dudakları büzülmüştü.
"E niye başlamış bu sefer kavga" dedi Serhat belki biraz keyfi yerine gelir diye. İşe yaramadı diyemeyeceğim, çünkü tekrar yüzünde güller açmaya başlamıştı.
"Mal Tarık bir kız ile yatmış(?) yine, sonra bunu kızın abisi öğrenmesin mi? Bunun üzerine Tarık'ı kavgaya çağırmasın mı?" O kadar heyecanlı ve içten anlatıyordu ki, köyde tandır başındaki kadınlardan daha hararetliydi.
"Eee" dedi Serhat gülümseyerek. Önder'in bu hâli komiğine gelmişti galiba.
Önder anlatmaya devam ederken aniden zil çalınca yine morali düşmüştü. Onlar yavaş yavaş çıkarken en son Serhat'ın tekrar Önder anlatsın diye "sen anlat biz gidene kadar" deyişini duydum.
Sonra sırama geçip uyumaya çalıştım ders boştu daha doğrusu ilgimi çekmiyordu, o yüzden dinlemiyordum.
Bugün olacak olan kavgayı düşünmeye başladım. Kızın abisi salak mı ne? Tamam, haklı olabilir ama yüzyılın deltasını kavgaya çağırmakta ayrı bir salaklık.
Neyse bana ne ki? Yesinler birbirlerini. Bize de okul çıkışı izlenecek olay çıkar ne güzel.
Daha fazla düşünmeden, gözlerimi yumdum.
***
Bu hoşuma gitti.BxB kitap okuduğumda, omegaversenin çok az olduğunu gördüm. Dedim ki ben neden yazmayayım ve yazdım. Umarım beğenilir...
İyi günlerrr🍬
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınnn🤖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Feel The Love
AdventureHerkesle çıkan(?) yüzyılın deltası Tarık ve inatçı eşi vita Sarp [Tamamlandı]